07/07/2002 - OLAĞAN DEVRE - 14. PAZAR  -  A YILI

Birinci okuma Zak. 9, 9-10        Mezmur  144

İkinci okuma   Rom.8, 9. 11-13       İncil        Mt. 11, 25-30

Aziz Pavlus şu kuvvetli ve açık cümleyi kararlılıkla yazıyor: “Eğer bir kişide Mesih’in Ruh’u yoksa, o kişi Mesih’in değildir”. Bir kişide Mesih’in Ruh’u olması, ne demektir? İsa’nın Ruh’u içimizde olup olmadığını anlamak için İsa’yı gerçekten iyi tanımak ve çok sevmek gerekir!

 

Havari ilk önce şunu söylüyor: “Sizler bedenin etkisi altında değilsiniz!” O halde biz içgüdüsel arzulara, duygusal hareketlere, doğal çekiciliğe uymuyoruz. İsa, doğal duyguların onu yöneltmesine izin vermedi, içgüdüsüne uymadı, genel davranışlara uymadı. Zekeriya Peygamber bize ondan sembolik olarak bahsetmiştir. O kraldır, ama bir kral gibi hükmetmeye çalışmıyor, uğraşmıyor. Hatta O, iyi etki yaratmayacağını bilerek, hizmet hayvanı olan bir sıpa üzerine oturuyor ve her çeşit savaş içgüdüsünü, gururu, hükmetme arzusunu,  cesaretlendirmek istemediğini müjdeliyor. O’nun hükmü alçakgönüllülük ve tatlılıktır! Onun tüm niyetleri İsrail halkı için olsun veya diğer halklar için olsun, daima barışçıdır. O’nun barışı tüm dünya için bir zenginliktir. Her kişi O’nun varlığından memnun olacaktır!

 

İsa tüm bunları, bu gün okuduğumuz İncil’de tekrar etmektedir. Burada onu özellikle dua ederken görürüz. Allah’ın Oğlunun duası, Peder veya göklerin ve yeryüzünün Efendisi diye çağrılan, Peder’in bir kutsamasıdır. Allah yakındır ve kalbimize bir baba şefkati ile bağlıdır, yaşamımıza sorumlulukla bağlıdır, ama aynı zamanda O  tam bir saygıya ve onura layıktır, çünkü O her şeyin sahibidir. İsa, Peder’e metotları için teşekkür ediyor. O kendi ile ilgili hiçbir gerçeği,  bilge ve akıllı kişilere açıklamıyor, çünkü onlar kendi zekalarına güvenip sonra bundan gururlanıyorlar, O sırlarını karşılık beklemeyenlere ve alçakgönüllü olanlara açıklıyor ! Bu küçüklerin özelliğidir, ve İsa onları tercih ediyor, çünkü O’na benziyorlar. O küçük ve kendini küçük tutmayı seviyor. Bu sebepten “Peder” körü körüne güvenmektedir ve her şeyi O’nun eline  bırakmıştır: tüm sırlarını, tüm niyetlerini ve tüm projelerini. Fakat O da, Oğul olarak, Peder gibi davranacaktır: kendini ve Peder’in çehresini sadece küçük olanlara ve alçakgönüllü kalmak isteyenlere gösterecektir!

 

İsa, genelde ezilen ve hor görülen kişileri çağırıyor. “Ey bütün yorgun olanlar  ve yük altında ezilenler, bana gelin, ben sizi rahatlatırım!”. Beklentileri olmayan bu kişiler, İsa’dan her şeyi öğrenecekler, yükünü taşımaya katlanacaklar, O’nun niyetlerine katılacaklar ve herkesin barışı ve tüm dünyanın mutluluğu için O’nunla birlikte çalışacaklardır. Bu onların menfaati için olacaktır: “Ruhlarınız rahatı bulacaklardır”. 

 

Rabbimiz İsa, işte buradayım, sana geliyorum! Benim yaşamımda da acılar var, bunun için sana geliyorum! Senden tüm yüklerimden beni kurtarmanı istemiyorum, tersine, Senin de yükünü omuzlarıma koyman için geliyorum. Senin yükünü taşırken daha hafif olacağımdan eminim ve ruhum sende olan barışa kavuşacağından eminim!

İşte, buradayım ve senin alçakgönüllülüğünü ve uysallığını öğreniyorum. Hiçbir şeyle böbürlenmeyeceğim, kendimi hiç kimseden üstün görmeyeceğim, çünkü sen herkesten büyüksün!

İşte buradayım, beni hükümdarlığın için istediğin gibi kullan!

Teşekkürler, Rabbim İsa, çünkü sana bu sözleri daha söylerken içime büyük bir huzur ve tatlı bir sevinç, geldi.

Teşekkürler, Rabbim İsa!