17/11/2002 - OLAĞAN DEVRE - 33. PAZAR - A YILI

 

Birinci okuma Süleyman Kit. 31,10-13. 19-29 Mezmur 128 (127)

İkinci okuma 1.Selanik. 5,1-6 İncil Mt. 25,14-30

 

Gelecek Pazar günü Mesih İsa'nın Evrensel Krallığının Bayramı ile Kilise’nin liturjik takvimi sona erecek ve Noel'e Hazırlık Devresi ile tekrar başlayacaktır.

Kilise takviminin bu sondan bir önceki pazar gününde, realizm ile bir taraftan zamanın geçmesini ve bundan dolayı her şeyin sonunun geleceğini, öbür taraftan ise, bu kalan sürede bir görevimiz olduğunu göz önünde tutalım.

Aziz Pavlus bize sonun yaklaştığını hatırlatmaktadır. Bunu hatırlamak 'akıllı' olmaktır. Rabbin gelişini bekleyen kişi, hazır olmayı ve O'na olan sevgisini beslemeyi de hatırlar. İsa şakirtlerine hazır ve uyanık olabilmeleri için hazırlıklı ve ölçülü olmalarını tavsiye etti.

Kim sadece bu dünyanın şeylerini düşünmekle kalırsa, kolayca boş umutlara kapılır. Her şeyin iyi gittiğini düşündüğümüzde, işte sabrımızı, hikmetimizi ve özellikle imanımızı sınayan yeni sorunlar ve çelişmeler çıkmaktadır! Bu son senelerde huzurumuzun ve emniyetimizin geçiciliğini tecrübe etmek için fırsatlarımız oldu. İnsan günahkar oluncaya dek, günahın neticeleri insanlığa acı çektirmeye devam edecekler! İnsanlar teknoloji ve politika ile bazı sorunları hafifletebildiler, fakat barışı bozacak ne kadar da çok yeni sorunlar çıktı! Hiçbir zaman uyanık olma halini bırakamayız, daima uyanık olmamız gerekiyor! O halde sonu beklerken, daha doğrusu Rabbin dönüşünü beklerken ne yapmalıyız?

İşte, bugün İsa bize, bunu öğretiyor. Bir benzetme aracılığıyla insanların, bekleyişini iki farklı yaşama şekli ile anlatıyor. Kendini, efendisinin uşağı olarak görmeye devam eden kişi vardır; bu yüzden bütün gücüyle onun için çalışmaya ve onun arzularını yerine getirmeye gayret eder. Aynen de, sahibinin uşağı olmayı kasten unutarak yaşayan kişi vardır; o, "efendi"'sinin isteğini önemsemeyerek kendi çıkarı için uğraşıp, sadece kendi kendiyle ilgilenir.

Nitekim bugünkü benzetme uzun bir yolculuğa çıkmadan önce uşaklarına kendi mallarını emanet eden bir adamdan, bir efendiden bahseder. Böyle yaparak onlara çok güvendiğini ispat eder. O herkese ayını miktarı vermez: o, herkesin yeteneğini göz önüne alır, çünkü onları iyi tanır ve onların hiç birine güçlerinden daha ağır bir yükü yüklemek istemez.

Aralarında bazıları gerçekten akıllı olarak, daha doğrusu efendilerinin arkadaşı olarak davranıp, bütün yetenekleriyle onun için çalışırlar! Biri ise hiçbir görevi istemez, efendisinin uşağı olduğunu unutmak ister: efendisinden aldığı malı saklayarak, değerlendirmez ve sadece kendi şeyleriyle ilgilenir.

Fakat efendi yolculuğundan döndüğünde, herkes için hesap verme anı gelir. Sadık olanlara oransız ve beklenmemiş bir ödül verilir. Efendi, onların efendisi değil, eli açık arkadaşı olur. Onlar efendilerine kazandırdıklarından çok alırlar. Sadece kendini düşünen ise, yalnız ödülden değil, ebedi hayatın mutluluğundan da yoksun bırakılır. Böylece İsa son yargı anını hatırlatır. Uzun bir yolculuğa çıkacak olan, O'dur! Dönecek olan, O'dur! Uşaklarına malını emanet eden, O'dur. Ödülü verecek Olan, ya da O'nu sevmeyen ve bencillikte yaşayan kişiyi mutluluğundan yoksun bırakmaya mecbur kalacak Olan, O'dur.

Bir sorumuz kalır: İsa, uşaklara verilen talantlardan söz ederken neler düşünüyor? Bunlar, bu dünyanın zenginlikleri midir? Akıl ve entelektüel kapasiteler mi, yoksa çalışma yetenekleri midir? İsa hiçbir şeyi bir yana atmaz, her şey olabilir. Aynı zamanda O'nun ellerinde bulunan ve onun bizlere emanet ettiği değerli hazinelerin, hayatımızı aydınlatan ve O'nun hayatına benzeten şeyler olduklarını, yani iman, sevgi, ümit ve Allah "korkusu" olduklarını aklımıza gelir. Eğer bu hazineler her gün Göklerin Hükümdarlığı için kullanılırlarsa, diğer tüm şeyler, sağlık, enerji, akıl, her tür kapasite, gelişmeleri için değerli araçlar olacaklardır.

Bunu anlamamıza Süleyman'ın Kitabı, erdemli kadının imajını göstererek, yardım etmektedir. Kadının ellerindeki çalışma araçları ve bu dünyanın malları, Allah "korkusu"nu , sevgiyi, imanı göstermeye ve yanında yaşayanlara ümidi ve neşeyi sağlamaya hizmet ederler!

Rab İsa, seni bekliyoruz! İstediğin zaman gelebilirsin: bizi senin için çalışmakta bulacaksın. Senin Hükümdarlığınla ilgileniyoruz; arzularını yerine getirmeye, fakir arkadaşlarına yardım etmeye, yüreğimize koyduğun Peder'in sevgisini dünyaya sunmaya çalışıyoruz. Bütün insanların, sana yalvararak, günahlarından kurtulmaları ve kutsanmaları için, senin Kutsal İsmini tanıtmak istiyoruz! Gel, Rab İsa!