09/01/2005 MESİH İSA’NIN VAFTİZİ -  A Yılı

 

İlk Okuma                     İşaya 42,1-4.6-7                                      Mezmur                28

İkinci Okuma             Havarilerin Kit. 10,34-38             İncil                        Matta 3,13-17

 

“Rab sizinle olsun”! Peder, Kutsal Ayin sırasında dört kez bu cümleyi cemaate söylüyor. Ayin böyle başlıyor. Bu söz, basit bir selamlama değil. Bu söz barış ve cesaret veren bir Sözdür. Bu Söz, melek Cebrail’in Meryem’e söylediği sözdür ve tüm insanlar için özel bir misyon yüklenmiş olan, Musa gibi, Davut gibi Tanrı’nın büyük hizmetkarlarına da aynı söz söylenmiştir. Ayinin başlangıcında bu söz herkese tekrarlanmaktadır, çünkü bu dua toplantısı senin hayatın için önemlidir ve senin varlığın diğerleri için önem taşımaktadır. Sana da bir ödev yüklenmektedir, İsa’yı tüm dünyaya tanıtmalısın, yeryüzünün ışığı ve tuzu olmalısın ve gittiğin her yere  bilgelik ve birlik götürmelisin. Rab sizinle olsun: Bu söz sana İncil okumasından önce, efkaristiya duasından önce ve son kutsama sırasında da tekrarlanacaktır. Sana verilen dünyadaki bu görevin yenidir, ve bu öyle bir görevdir ki, Kutsal Ruh ile dolmayan hiç kimse yerine getiremez.

Ben sana “Rab seninle olsun” dileğimi, neşe içinde, o anı yaşayacağını bildiğim için iletiyorum. Sen de bana aynı kutsamayla “Ve senin ruhunla” diyerek cevap veriyorsun. Ben de, yalnızca Rab ile kutsal Ayini yönetebileğimi hatırlıyorum.

Önemli bir göreve başlayacağımız zaman, Tanrı’nın bizim yanımızda olduğunu hatırlamamız gerekmektedir. Bugün okuduğumuz İncil, İsa’nın görevine nasıl başladığını bize gösteriyor. İsa Baba’nın cesaret veren bir sözü duyuyor. Baba ona bir sözüyle, kendisinden önce peygamberlerin bahsettiğinin o olduğunu söylüyor, “Sevgili Oğlum budur”. Bu söz bize ikinci mezmuru hatırlatıyor. Bu mezmur açıkça, Mesih’ten bahsediyor. İşaya kitabının bazı yerlerinde yazıldığı gibi, Yahve’nin Kulu’ndan bahsettiğinde ve İbrahim, dağa oğlunu Tanrı’ya kurban etmek için çıktığında da aynı söz kullanılmıştı. Birinci okumada, İşaya Peygamber de “Beni memnun eden” sözünü, Kutsal Ruh’un üzerine gelişi için kullanıyor.

Gerçekten, Kutsal Ruh O’nun üzerine bir güvercin biçiminde indi. Hem yaratılış anında, hem de Tanrı’nın, Nuh tarafından temsil edilen insanlarla yaptığı ilk antlaşmada da güvercin vardı. Şimdi de önemli bir andır: Tanrı’nın Oğlu İsa, pişmanlık vaftizini almak için kendisini Yahya’nın ellerinin altına bırakıyor. Yahya, İsa’yı vaftiz etmeye layık olmadığının farkında ve bunu itiraf ediyor, fakat İsa kendini alçaltıp günahkarların günahlarından arındığı o suya girmek istiyor, o günahkarlar için Tanrı’nın Kulu olmak istiyor. İsa’nın büyüklüğü budur. İsa bir günahkar değildir. O, Baba ile birdir ama günahkarların günahlarının ceremesini çekmek istiyor. Bunu peygamber İşaya da söylemektedir (İş 53, 5-6,11). “Adaleti bu şekilde yerine getirmemiz gerekir”. Isa’nın yerine getirdiği bu adalet, Baba’nın şu planıdır: “Hepimizin suçu ona yüklendi.”

İsa’nın Ürdün nehrinde vaftizi hem İsa için, hem de tüm Kilise için önemli bir andır. Ürdün nehri, Vaad edilen topraklara girmek için İsrail halkının geçtiği nehirdir. Pagan, yani İsrail olmayan halkların sınırındaki nehirdir ve bu pagan toprakları Tanrı’nın Halkı’nın topraklarıyla birleştirir. Ürdün nehrinde hepimiz için aynı şey oluyor, o nehir herkes için bir buluşma noktasıdır. Bu İsa’nın ortaya çıkmasıdır ve o sahnede Peder ve Kutsal Ruh’da vardır. Peder, Kutsal Yazılarda bahsedildiği sözünü söylemektedir ve Kutsal Ruh da Yahya’nın ellerinin altındaki o adamın Tanrı’nın insanlara ve halkına olan sevgisinin kanıtı olduğunu ispatlarcasına bir güvercin biçiminde inmektedir.

İkinci okumadaki gibi, Petrus’un putperest yüzbaşı Kornelyus’un evindeki vaazından da anlaşılacağı gibi, bu olay Havarilerin aklında iz bırakmıştır. Tanrı, bu anda İsa’yı “Kutsal Ruh’la ve kudretle meshedilmiş Nasıralı İsa” olarak tanımlamaktadır. Bunu yapmasındaki amaç, bize O’nu günahtan kurtaran Mesih olarak tanıtmaktır. Havari “Tanrı O’nunla beraberdi” diyor. Hiç kimse O’na “Rab seninle olsun!” demiyor, çünkü O kendisi Rab’dir, Baba’dan geliyor ve ilahi güzüyle hep bizim yanımızdadır. Sevgisiyle tüm korku ve endişelerimizi yeniyor. Onunla birlikte olarak kurtuluşa ulaşacağız!

O gerçekten “Tanrı-bizimle”, “İmmanuel”dir!