MESİH’İN ANNESİ MERYEM’İN BAYRAMI

1 Ocak 2005  - A Yılı -

 

İlk Okuma               Sayılar 6,22-27                           Mezmur           66

İkinci Okuma          Galatyalılara 4,4-7                     İncil                 Luka 2,16-21

 

Bugün Bakire Meryem’in anneliğini kutluyoruz, ancak aynı zamanda yılın ilk gününü ve Dünya Barış Gününü de kutluyoruz. Bu günü yaşamak için ilk okuma bize yardımcı olmaktadır: Allah, rahipleri aracılığıyla bizi kutsuyor. Başladığımız yeni yıl, Allah’ın bir armağanıdır ve bunu her gün duamızda hatırlıyoruz.  Biz yeni yılı minnettarlıkla başlamak istiyoruz, ve bu yılın sadece bizim için değil tüm sevdiklerimiz ve karşılaştıklarımız için de bir lütuf ve kutsanmış yıl olmasını arzuluyoruz. Bugünkü Efkaristiya bunun için de bir şükran ayini olacaktır.

Kendini barışın Allah’ı olarak tanıtan Allah’ın kutsaması ile en büyük armağan olan barışı elde ediyoruz. Kutsal Kitap için barış, gerçek bir birliktelik yaşamak, aynı sevinçleri ve aynı şeyleri paylaşmaktır. Barış Allah’tan gelir ve en büyük mutluluk Oğlu İsa’dır. Peder’den ışık ve hikmet alanlar, Oğlu’nu kabul edip herkese olan sevgisini paylaşanlar, barış insanlarıdır. Dünya barışı için dua ettiğimiz zamanlar, her yerde kalbini İsa’ya açabilecek, O’nun gibi başkalarının mutluluğu için kendini feda edebilecek insanlar olmasını istememizdir.

Allah’ın kutsaması ve Allah’ın barışı, Allah’ın Oğlu demektir. Bugün çobanların Beytlehem’de ziyaret ettiği Oğul’dur. Bu Oğlu, Meryem ile Yusuf’un ortasında da görmekteyiz. Bize O’nu tanıştıran, dünyada doğan diğer çocuklar arasında O’nu ayırt etmemizi sağlayan, onlardır. O bebek, meleklerin onlara haber verdiğini bulmaktan şaşıran, çobanların sevincidir.

Bugün, İsa’nın doğumundan sekiz gün sonradır ve sünnet edildiği gündür. Dikkatimizi Bebeği bize tanıtan kollara ve yüreğe çevirelim. Meryem bize O’nu sessizlik içinde tanıtıyor. Söz varken boş sözlere gerek yoktur. Bebeğin varlığı her şeyi anlatmaktadır.  Meryem sessizlik içersinde Oğlunu sevmeli, anlamalı ve feda etmeye hazırlanmalıdır. Meryem, bebek hakkında söylenenleri yüreğinde hazine gibi taşıyor. Bu sözler O’nu sevmesine ve ihtiyacı olan tüm dikkati ve hizmeti vermesine yardımcı oluyor.

Bugün bebek artık annesinin değil, halka ait kabul edilir. Ve bu çocuğun ağlamasına ve acı çekmesine, aynı zamanda annesinin de acı çekmesine sebeptir.

Bugün Meryem, Cebrail’in ağzından duyduğu isimle oğlunu çağırmaya başlıyor. İsa adı, Meryem’in ağzından çıkıyor, Yusuf bunu tekrar ediyor ve tüm halkın ağzında dolaşmaya başlıyor. Adı, İsa’dır: ve “Allah kurtarıyor”, “Allah bizi ziyaret ediyor”, “Allah bizimledir” anlamını taşıyor. Bu isim, bir isim değildir; bir müjdedir, yüreklerimizi sevindiren bir haberdir. Bu ismi ilk Meryem yüksek sesle telaffuz ediyor, Allah’ın sevgisinin var olduğunu söyleyen ilk kadın da Meryem’dir, Peder tarafından sevildiğimizi ve ebedi sevginin kollarında taşıdığı o ufacık bebeğin olduğunu söyleyen de, odur.

Ben de O ismi telaffuz etmek istiyorum: Annesinden ona nasıl hitap edeceğimi öğrenmek istiyorum, çünkü O kutsaldır; Annesinden O’nu sevmeyi, O’nu kabul etmeyi, O’na hizmet etmeyi, O’na şahitlik etmeyi öğrenmek istiyorum.

O bebeğin annesi, Allah’ın annesidir: Meryem’in sevgiyle baktığı ve hizmet ettiği o zayıf bebek, Allah’tır. Bu Allah, Peder’in armağanı, sevinci, sevgisi, ışığı, yaşamıdır.  Meryem sessizce İsa’ya hizmet ederken, biz de onu böyle selamlıyoruz ve ona Allah’ın Annesi, diye hitap ediyoruz.

Yeni yıl, Allah’ın Annesi Meryem, bayramı ile başlıyor. Tüm yıl, Meryem Anamız, bakışlarını bizden ayırmasın. Eğer biz de gözümüzü ondan ayırmazsak, tüm yıl, huzurlu olacaktır. Onun bakışları altında birbirimize barış işaretini verelim ve birbirimize barış ve huzur dileyelim.

 

http://www.cinquepani.it