28/11/2004 – NOEL'E HAZIRLIK DEVESI- 1. PAZARI – A Yılı

İlk okuma          İşaya 2,1-5                      Mezmur  121

İkinci  Okuma   Romalılar 13,11-14        İncil        Matta 24,37-44

Bu yıl boyunca sizlere her pazar kutladığımız “Efkaristiya” Sırrından ve bu Sırrı anlayıp yaşayabilmemiz için bize verilen Kutsal Kelam’dan bahsetmeye çalışacağım. Bu Kelam, bize “Hayat Ekmeği”ni veren Baba’dan geliyor! Kelam ve Ekmek İsa’nın bizlere sunduğu iki ayrı şey, ama ikisi de içiçe. O, beden almış Kelamdır ve yediğimiz gerçek ve canlı Ekmektir. Bizi doyurur ve duyduğumuz Kelama bağlı kalmamızı sağlar.

Latin Katolik Kilisesi Noel’e Hazırlık devresine başlıyor. Bu dönemi dikkatlice, gözümüz açık bir şekilde geçirmeliyiz. Hıristiyan kişi, Tanrı’nın, kalbine koyduğu sevgiyi nereye yönlendireceği, kendi inancını tehdit eden denenme ve zorluklarla nasıl başa çıkabileceği ve Peder’in isteğini nasıl gerçekleştireceği konusunda daima dikkatli ve gözü açık olmalıdır. Bugün de İsa, bize “gözü açık” insanlar olmamızı emrediyor. O, “Gelmekte Olan” Rab’dir.

O, Baba tarafından gönderilmiştir ve insanları arayıp kurtarmak için gelmeye devam etmektedir. Nuh gibi Rabbi bekleyip, kurtarılan kişiler vardır. Aynı zamanda yalnızca bu dünyanın işleriye ilgilenen  iyi ve güzel, yararlı ve gerekli, yemek gibi, içmek ve evlenmek gibi şeylerle ilgilenip bizi sonsuzluğa hazırlayan ruhsal şeylerle ilgilenmeyen kişiler de vardır. Yalnızca bu dünyaya ait olan güzel şeylerle ilgilenen kişiler hayattan, sonsuz yaşamdan, Tanrı’nın Krallığı ile avunmaktan, Baba’nın Kelamını dinlemekten kaynaklanan neşeden, İsa ile olup onunla beslenildiği zaman Kutsal Ruh’tan gelen güzel ve derin birlikten mahrum kalırlar.

İsa’nın geleceğine aldırmayan ve onu beklemeyen kişiler orada, dünyasal şeylerin boşluğunda kalırlar. Her zaman maddi şeylerle ilgilenen insanlar ruhsal gerçekleri görmezler. Bunun için bazen sen de, seninle beraber yaşayıp çalışan, seninle yiyip içen kişinin senden farklı olduğunu görüyorsun. Sen İsa’nın sevgisini taşıyorken o yanındaki kişi seni anlamayabilir, sana inanmıyor, sana değer vermiyor olabilir. Eğer kardeşin seni aşağılarsa, seni düşmanı ilan ederse, seni akılsız, çocuksu diye nitelendirip seninle alay ederse bile, sen onun bu durumu yüzünden, yani senin tattığın yeni hayattan yoksun kaldığı yüzünden acı çekiyorsun, fakat sende varolan ruhsal hayat için, sevinmeye, şarkı söylemeye, sevmeye, yaşamaya ve umut etmeye devam etmeyi bilirsin! İsa tüm bu şeyleri çok basit ve somut bir şekilde şöyle söylüyor: “biri alınacak, diğeri bırakılacak!” Biri İsa’nın sevgisine alınıyor, diğeri kendisini yıkıma götürecek olan boşluğunda bırakılıyor!

Gözümüz açık bir şekilde Rabbin gelişini beklemeye alışmalıyız. Hayatta kimseyi beklemeyen bir insan ne yaptığı şeylerde, ne geçen zamanda, ne sevgi eylemlerinde bir anlam bulamaz ve çabuk yorulur. Biz, gelip gidecek birini beklemiyoruz. Bizim beklediğimiz kişi gelip sonsuza kadar bizimle kalacaktır. Biz, O’na doğru ilerliyoruz ve bu bekleyişin bize yaşama kapasitesi getireceğinden, bizim yıkıcı gücümüzü dayanışma ve barış arayışlarına çevireceğinden eminiz. Bu arayış, gelecek olanı beklemek için en önemli yerdir. Rab geliyor ve İşaya Peygamber Rabble karşılaşmak için O’na birçok halkın geldiğini yazıyor. O geliyor, biz de geliyoruz. Bu karşılaşma yeni bir sevgi başlangıcı olacak. "Artık milletler birbirlerine karşı kılıç kaldırmayacak!" Biz de, birbirimizi, kötülüğün ve intikamın köleliğinde yaşamaya mecbur edilen kurbanlar olarak değil, Tanrı’nın sevgisinin aracları olarak görebileceğiz. Düşmanımız olanları bile, Rab tarafından aranan kişiler olarak göreceğiz. Onun bulunmasına ve kurtarılmasına yardım edeceğiz.

Böylece Efkaristiyayı, Mesih’in Bedeni ile gerçek bir birleşme olarak kutlayabiliriz. Rahip, ekmek ve şarap hakkında İsa'nın sırsal ve güzel sözcüklerini söylediğinde, biz de bu sözlerin bizim için söylenmiş sözler olduğunu hissedebiliriz. Çünkü o Beden ve Kan bizin bedenimiz ve kanımız oluyor. Hepimiz İsa’da bir oluyoruz. Hem İsa ile, hem de Rab tarafından sunulan Ekmek ve Şaraptan içen kardeşler ile bir oluyoruz. Onlarla beraber, Ayinde söylediğimiz gibi, “O’nun Gelişini Bekliyoruz.”

“O’na doğru sevinçle gidelim”!

http://www.cinquepani.it