Olağan Devre ( 5. Pazar) – A -

 

İlk Okuma                   İşaya 58,7-10                Mezmur                   111/112

İkinci Okuma                   1Korint. 2,1-5                İncil                    Matta 5,13-16

 

Efkaristiya’ya adanmış bu yılda bu büyük gizeme olan sevgimizi arttırmak ve derinleştirmek için Ayin’in değişik bölümlerini incelemeye devam edelim. Cemaatça af diledikten sonra rahip “Göklerdeki Allah’a  övgüler olsun” ilahisini başlatır.

Ayinlerimizde ilahilerin özel bir yeri vardır. Bir ilahi nedir? Niçin ilahiler söyleriz? Kim bunları söylemeli? Bizim ilahilerimiz bir yeniliktir: Genelde dinler yeni imanlıları ilahilerle kendilerine çekmezler.  Biz, Musevi geleneğini devam ettirerek bizi kurtulmuş halk yapan Allah’ın sevgisine kendimizi bırakırız.  İlahiler, birliği ve kardeşliği sağlamlaştırmaya yardım eden duyguları ve değerleri belirtmeye yararlar. İlahiler duadır, ama aynı zamanda sevinçtir, birlik olma arzusudur, bir aile kurma isteğidir, kendini benliğinin sınırlarını aşarak bir cemaatın kabiliyetine kendini emanet etmektir.  Bir grup koro çalışmaları yapmaktadır ve tüm cemaatın ilahilerini yöneltmek için hazırlanmaktadır.  Koro bazen tek başına da ilahiler söyler, ama esas görevi ayinlerde cemaatın ilahilerini desteklemektir.  Şimdi hep birlikte “Göklerdeki Allah’a övgüler duasını”, meleklerin Beytlehem’de söyledikleri gibi söyleyelim.

Tüm yaşamımız Rabbe bir övgü ise ve ilahimiz seven bir kalpten geliyorsa Allah’a tam ve gerçek bir övgüdür. Peder’e itaat ediliyorsa ve düşünmeden İsa takip ediliyorsa ilahimiz güzeldir ve bize neşe getirir. Sonuç olarak İsa şunu bize söylemekten mutludur: Siz yeryüzünü tuzusunuz, siz dünyanın ışığısınız!

İsa’nın şakirtleri önemlidirler, yani varlıkları faydalı ve gereklidir. Çünkü onlar dünyaya bir yenilik getirirler. İsa bunu tuz ve ışık sembolü ile anlatır. İsa’nın şakirtleri gerçekten şakirtleri oldukları zaman yani her şeyin önüne İsa’yı koyduklarında, onu sevdiklerinde, ona hizmet ettiklerinde,  onun düşüncelerine uygun davrandıklarında, onun varlığıyla mutlu olduklarında, o zaman yeryüzünün tuzu olurlar: aileye, akrabalara, mahallelerine, yani bulundukları ortama yeni ve iyi bir tat verir,  yaşadıkları ortamı güzelleştirir ve ahenkli kılarlar. Sadece bu da değil: onlar dünyanın ışığı olurlar, yani her şeye anlam verirler. Allah’ın her varlığa verdiği değeri ve her olayın anlamını gösterirler.  Yaşamı tam olarak yaşamak için kat etmek gereken yolu gösterirler ve herkesin birbiri için hediye ve mutluluk kaynağı olmaları gerektiğini öğretirler.

Bugünkü ilk okuma ve mezmur, Rab’den korkan insanın davranışını anlatmaktadır. Bu davranış İsa’nın fakirlere, zayıflara, ezilenlere, acı çekenlere ve hastalara karşı merhametini görmüş olan Hıristiyanların yaşam tarzıdır. İsa daha önce peygamberlerin tavsiye ettiklerine uygun olarak yaşadı ve bize örnek oldu,  Elbette o örnek olmaktan çok daha öte idi. Biz, O’nun Ruh’u ile yönlendirilmiş olarak yaşadığımızda ve etrafımızdakilerin ihtiyaçlarına karşı duyarlı olduğumuzda gerçekten dünyayı şenlendiren ışık oluruz: “karanlıklarda ışığın parlayacaktır!”. İsa ile ve İsa gibi yaşayan kişinin gösterdiği şahitlik acı ve haça mal olabilir, çünkü O haça gerilendir. Biz haça gerilmiş İsa’ya sevgiyle baktığımızda kuvvet ve cesaret almaktayız.  Bunu, sevinç İncilini, haçın zayıflığıyla vaaz etmeye hazırlanan Pavlus da belirtmektedir.  Ona şöyle itiraz edenler olabilir:  haçta ölmüş biri için konuşuyorsan seni kim dinler? Tedbir ve sağduyu rahatlıktan bahsetmek gerektiğini söyler, herkesin aradığı, arzularını doyurmak ve kendini gerçekleştirmek için istediği rahat. Ama, Pavlus yine de haça gerilmiş İsa’dan konuşur: O, kurtarılacakları, yaşamlarını yenileyip, değiştirenleri, varlığı ile azizleşmiş olanları kendine çeker.

İsa havarilerine verdiği görevlerden memnun ancak onlar için meraklanmaktadır: Mobilyanın altına konan lamba gibi onlar da saklanıp boşu boşuna mı oturacaklar. Uzun zaman için kullanılmayan tuz gibi onların da tadı kaçacak mı? İsa’ya bağlı olmayan ve sadece kendilerini düşünen Hıristiyanlar ne işe yararlar ki? Varış noktasına varmak için yukarıdan gelen ışığı kullanan dünya için yararsız olurlar!

Hıristiyanlar Efendilerine bağlı kalmak için ellerinden geçen her şeyi yapacaklardır: sevinçle Peder’in sevgisine yer açan sevgi eylemleri yapacaklardır, dünyada Allah’ın övgülerini ilan edecekler, ve kendilerini göstermek için değil de Allah’ın tüm şeyler üzerindeki hikmeti yaymak için ışık olacaklardır.

 

http://www.cinquepani.it