19/06/2005 - OLAĞAN DEVRE - 12. PAZAR GÜNÜ - A

Birinci okuma          Yeremya 20,10-13                      Mezmur           68/69

İkinci okuma           Rom. 5,12-15                              İncil                 Matta 10,26-33

 

Son Akşam Yemeğinin sonuna doğru İsa tekrar öğrencilerini şaşırtır. Peder'e şükrettikten sonra, şarap kupasını elinde tutarak, öğrencileri sersemleten sözleri söyler: "benim kanım", "yeni ve ebedi Ahit" ve "günahların bağışlanması" hakkında konuşur. Kitabi Mukkades'te peygamber Yeremya da, "Yeni Antlaşma"'dan bahseder: Allah ile insanlar arasında olan bu yeni Antlaşma, insanların ihanetlerine rağmen, bozulmayacaktır. Daha önce Allah'ın, İbrahim'le, Musa'yla, Hakimler'le ve Davut'la yaptığı her Antlaşma, halk tarafından bozuldu, çünkü halk Allah'ın Sözünü tutmak yerine, kendi keyfine bakıp, putlarını izlemeye karar verdi. 'Yeni' Antlaşma ise farklıdır: insanların sadık kalabilme gücünde olmamalarına rağmen, Allah Antlaşmayı tutmaya söz verir. İnsanların sadakatsizliği için, Allah "günahların bağışlanması"nı sunar. Bu da, hayvanların kanı sayesinde değil, İsa'nın kanı, yani hayatını kurban etmesi sayesinde sağlanır! İsa, şarap kupasını eline alıp, öğrencilerine vererek, çok güzel şeyler söyler! Rahip onları tekrarlar: bugün, O'nun öğrencileri biziz ve şarap kupası, o akşam Rabbin elinde tuttuğunun, aynısıdır. Tek fark şudur: o akşam Rab İsa az sonra ölecekti, şimdi ise, zaten O öldü ve dirildi. Bu fark temel bir fark değildir, çünkü dirildikten sonra da, İsa sunulmuş ebedi kurban olmaya devam ediyor. Bugün bizler de, O'nun sunduğu Bedenin üyeleriyiz, ve kanımız O'nun döktüğü Kana aittir. Din Şehitlerin kanını, her gün Hıristiyan imanı yüzünden acı çeken ve ölen tanıkların kanını düşünürsek, daha iyi anlayabiliriz. Her Pazar Günü bu Sırrı kutlayabildiğimiz için, ne 'şanslıyız', ne büyük armağan almış oluruz!

Mesih İsa sayesinde bütün insanların üzerine Allah'ın lütfü gelir! Aziz Pavlus da, bize bu gerçeği hatırlatır. Hiçbir insan Adem'in günahının etkisinin dışında kalmamıştı. O günah dünyaya ölümü ve ölüm korkusunu getirmişti, böylece insanların hayatı zor, acı dolu ve hemen hemen yaşanılmaz oldu. İsa'nın kendisini sunuşu sayesinde ise, Peder'in karşılıksız sevgisi bütün insanları sarar!

İsa’nın kendisini sunması kolay değildi: alaya, nefrete, zulüme ve haksız mahkumiyete uğradı. Zaten peygamber Yeremya bunun, her peygamber için ve özellikle Allah'ın Kulu için hazırlandığı yol olduğunu yazmıştı. İnsanlar, kıskançlıktan doğan tipik kötülükle, adaleti ve sevgiyi seven, baskıyı ve hileyi kınan Allah'a itaat etmeyi tavsiye eden herkesi denemek ister. Bu yüzden peygamber haçı taşımaya hazır olmalı, kendi sevdikleri tarafından, şeytanın etkisinden kurtarmak istediği insanlar tarafından zülüm ve alay edilmeye, dışlanmaya ve küçümsenmeye hazır olmalıdır. 

İsa'nın öğrencileri O'nun Sözünü ilan edecek, bunun için onlar da peygamberlerin aynı kaderini paylaşmaya hazır olmalı, ancak korkmamalıdır. Korku Allah'ın varlığını, sevgisini ve gücünü unutmaktan gelir. İnsanlar İsa'nın öğrencilerini öldürme gücünde bile olabilirler, fakat bedeni öldürmek en kötü şey değil: en kötüsü, Peder'den uzaklaştırmayı başarmak olacaktır!

Bugünkü Rabbin Sözü realizm ile dünyadaki rolümüze bakmamıza yardımcıdır: biz, kinle karşılaşan, nefret edilen bir hikmetin ve bir davranışın taşıyıcılarıyız. Boş verip, herkes gibi yaşamaya ayartılabiliriz: fakat bunu yaparsak, artık İsa'nın öğrencileri olmayacağız, O da bizi, O'na ait olanlar olarak, tanıyamayacaktır. Dünyanın zihniyetine karşı gelmekten korkmamalıyız, alaylar, iftiralar, hakaretler bizi korkutmamalıdır: İsa'yla birlikte olduğumuzda, başımızdaki saçları sayacak ve üzerimizden bakışını hiç kaldırmayacak kadar bizi seven Peder tarafımızdadır. O, serçelere bile özen gösteriyor: oğulları olan bizler için, kim bilir neler yapacaktır. Sevgiyle Peder'e bakarsak, Oğlunun bütün öğretişlerini yaşamak için gereken sevincimiz, gücümüz ve cesaretimiz olacaktır; o zaman O'nun gönderdiği peygamberler gibi, dünyaya faydalı, hatta gerekli insanlar olacağız!

Bu yüzden imanla Peder'e şu duayı yöneltelim: Allah'ım, zayıflığımıza rağmen, bizi Sözünü ilan etmekle görevlendiriyorsun; Sana olan imanımızdan hiç çekinmeden, açıkça insanların önünde kutsal İsmine tanıklık edebilmemiz için, Kutsal Ruh'un kudreti ile bize destek ol!