OLAĞAN DEVRE (19. Pazar Günü) – A -

İlk Okuma               1Krallar 19,9°.11-13a                Mezmur           84/85

İkinci Okuma          Romalılara 9,1-5                        İncil                 Matta 14,22-33

 

Göklerdeki Pederimiz duasının son sözü rahip tarafından tekrarlanır, böylece duaya devam edilir. Kötülükten kurtar! Kötülükler çoktur, örneğin bölünme, kıskançlık, kin, öç alma, ahlaksızlık, cimrilik, kızgınlık, yüzeysellik. Bütün bu kötülüklerden kurtarılmaya ihtiyacımız vardır, kötülükler bizi sarsar ve korkutur, düşmanımız şeytanın var olduğunun işaretleridir. Bazen içimizde kötülük vardır, bazen de etraftan bize bulaşır. Bazı günahlar herkes tarafından kınanır, bazıları ise kabul görürler, bazı günahları biz işleriz, bazılarını akrabalarımız, bazıları ise hiçbir ahlak kuralı tanımayan büyük organizasyonlar tarafından tertiplenir.  Rabbim, bizi kurtar! Bütün bu kötülüklerin arasında, içimizde kurtarıcı Rabbim gelişini beklemenin sevinci var. O tekrar geldiğinde gerçek kurtuluş olacaktır: Hükümdarlık, kudret ve yücelik ebediyen O’nundur! O’ndan barış, söz verdiği barışı da istiyoruz. O’nun barışı her kişinin içindedir, ve herkesi birbirine bağlar. O’ndan ayrıca günahlarımızı göz önünde tutmamasını diliyoruz ve biz de aynısını yapmak istiyoruz: Kilisenin imanına bakarak kardeşlerimizin günahlarının etkisi altında kalmak veya sürüklenmek istemiyoruz. 

Aziz Pavlus ise Musevi kardeşlerinin günahından üzüntü duymaktadır. İncil müjdesini kabullenmeye, yüreklerinin kapalı olduğunu görüyordu. Esasında Museviler O’nu kabul etmeye en yakın kişiler olmalıydılar, çünkü Allah onlarla kurtuluş tarihini başlamıştı ve onları peygamberlerle zenginleştirmişti. Pavlus halkının İsa’yı ret edişine bakmıyor, bundan güç bile alarak yeni bir sorumluluk ve cömertlikle İncil’e hizmet etmektedir. Pavlus, büyük peygamber İlyas’ı kendine örnek almaktadır. İlyas da  tek Allah’ına sadakatinden çok uzaklara, kraliçenin kızgınlığından uzaklara kaçmak mecburiyetinde kalmıştı. Bugün onu tepenin üzerinde görüyoruz ve sadakatinin mükafatı olarak Allah’ın ta kendisi ile karşılaşmaktadır. Yüzünü örterek O’nun geçişini izlemektedir. Bu büyük armağan onun için aynı zamanda tatlı bir azardır. İlyas, sadakatsiz olanlar için büyük cezalar istemişti, Allah ile de güçlü bir rüzgarda, depremde, yok edici bir ateşte karşılaşacağını bekler, ama hiç biri olmaz. Allah, büyük bir sessizlik içersinde bir hışırtı olarak geçer. Allah peygamberlere artık şunu anlatma çabasındadır: O günahkarların ölümünü değil, kurtuluşunu ister. Bugünkü mezmur da canlı Allah’ın bu yöntemini belirtir.

Bu günkü İncil İsa’nın havarileri tarafından tanınması için gösterdiği çabayı gösterir. O beş bin kişiye beş ekmek dağıttı, ama onlar yine de anlamadı. Bunun Mesih’i gösterir bir işaret olduğunu anlamadılar. O’nun beklenen ve söz verilen Mesih olduğunu anlamadılar. İsa onları karşı yakaya düşünebilmeleri için yollar. Kendi ise tenha ve sessiz bir yere çekilerek duasına devam eder.

Göl üzerinde arkadaşlarının zorlukta olduklarını görünce onlara yardıma gider, ama onlar O’nu bir hayalet zannederler: hiçbir insanın yapamayacağı yardımı, Rab’lerinden görebileceklerini anlamıyorlar. İsa zor anlarında yanlarındadır! Karanlık gecede, fırtınalı denizde, İsa yanlarına koşar, ancak onlar korkudan ve karanlıktan O’nu tanıyamazlar.

İncil’in bu satırlarını okurken günümüzde, Allah’ın Kilisesi olarak, ilerlemek için gösterdiğimiz çabayı ve İncil’i yaymak için karşılaştığımız zorlukları görmekteyim. Düşmanın gazabının üzerimize geldiğini görüyorum. Düşman medyadan, ünlü kişilerden faydalanarak Kilisenin dünyaya yayılmasını ve herkese iyilik yapmasını engellemek istiyor. Sanki bir kayıktayız ve kayığımız her yerden su almaktadır, batacak gibi oluyoruz ve yardımımıza gelen İsa’yı hala görememekteyim. İsa benim hazır olmamı ve O’nunla birlikte Petrus gibi su üstünde yürümemi istemektedir. O bekliyor ve imanımın korkusuz olmasını istiyor. Düşman dalgaların üzerinde İsa ile birlikte yürümeyi deneyeceğim. Bana elini uzatmaktadır, O’na dayanacağım.

İsa, sen gerçekten Mesih’sin, Allah’ın Oğlusun! Kimden korkabilirim? Kim beni korkutabilir? Sen bizimle Kilisedesin, sana tapıyoruz ve dünyadaki eylemini devam ettirmeni bekliyoruz: karanlıkları çehrenin nuru ile aydınlatacaksın!