03/04/2005  -  PASKALYA DEVRESİ  -  2. PAZAR GÜNÜ  -  A YILI

 

İlk okuma       Hav. Kit. 2,42-47    Mezmur  117/118

İkinci okuma  1Pt. 1,3-9                 İncil        Yuh. 20,19-31

 

İncil'i dinlemeye bizi hazırlayan "Alleluya" ilahisi sevinçli bir ilahidir. İncil müjdedir, "iyi haber"dir, Kilisenin yüreğini gerçek ve kutsal sevinçle dolduruyor. Herkes ayakta alleluya ilahisini söylerken, rahip İncil'i okumadan önce, alçak sesle: "Her şeye kadir Allah, kutsal İncil'i sana layık bir şekilde iletebilmem için kalbimi ve dudaklarımı arıt" diye dua eder. Sonra da bu sözlerle cemaata hitap eder: "Rab sizinle olsun!". Rabbin Sözünü dinlemek için Allah'ın barışı ve lütfü gerekir! Bunun için başparmağımız ile alnımız, ağzımız ve göğsümüz üzerine bir haç işareti yapıyoruz: Rabbin Sözü aklımızla kabul edilmeli, konuşmalarımıza hikmeti vermeli, yüreğimizde sevgiyle saklanmalıdır! Okuduktan sonra, rahip "İncil'in sözleri sayesinde günahlarımız bağışlansın" diyerek, İncil'i öper. İncil'in okunması gerçekten önemlidir: bunun için hem okumadan önce hem de okuduktan sonra, günahtan arınmamız, dilenir. Yürekte kabul edilmiş Rabbin Sözü, yüreğimizi arıtır: İsa "Size söylediğim sözle siz şimdiden temizsiniz" demişti (Yuh. 15,3). Büyük Bayramlarda İncil tütsüyle onurlandırılır ve okunduktan sonra, takdis olarak, cemaat üzerine onunla büyük bir haç işareti yapılır.

İsa'nın Sözünü dinledin mi? Dünyanın sonunda İsa yaşayanları ve ölüleri Sözüne göre yargılayacak: O'nun Sözü en önemli, en etkili, en otoriteli, en geçerli ve en gerekli sözdür. Bu yüzden ona önem vermek ve daima bize onu, yaşayan Söz olarak, veren İsa'yı övmek doğrudur: "Rabbimiz Mesih İsa, sana övgüler olsun".

Bugün Paskalya Devresinin ikinci pazar günüdür. Eskiden bu pazar gününe "in albis", yani "beyaz elbise ile" deniliyordu, çünkü Paskalya Gecesinde vaftiz edilenler, bugünkü Ayine katılarak, aynı beyaz elbise ile giyiniyorlardı. Birkaç seneden beri ise, bu pazara "Allah'ın ilahi merhametinin pazarı" denilir, çünkü bugün, İsa'nın, Havarilere günahları bağışlama armağanını ve görevini teslim ettiğini hatırlamaktayız.

Bu günkü İncil İsa'nın dirilişinin gününden bahsediyor. "Haftanın ilk günü akşam olunca" İsa, esenliğini vererek, delinmiş ellerini ve böğrünü göstererek, şakirtleriyle karşılaşıyor; onların üzerine Kutsal Ruh'unu üfleyerek, onları dünyaya gönderip, kendi misyonunu devam ettirmekle görevlendiriyor ve onlara günahları bağışlama ödevini teslim ediyor. İsa felçli adama, "günahların bağışlandı" dediğinde, Yahudileri İsa'yı küfürle etmekle suçladılar: "Allah'a küfrediyor! Tek Allah'tan başka kim günahları bağışlayabilir?". Şimdi İsa gerçekten tanrısal olan bu görevi korku içinde olan şakirtlerine teslim ediyor. İsa onlara "size esenlik olsun" deyince, kendilerinin af edilmelerini tecrübe ettiler, fakat insanlar, Allah'ın onları affettiğine inandırmak görevini almak, kesinlikle onları şaşırtan ve korkutan bir sürprizdir! Başkasına, Allah'ın onu affettiğini söylemek, küfür olmayacak mı?

Onların tedirginliğini anlıyorum, çünkü bunu ben de yaşadım. Benim sözümün, bir insanı kendi günahlarından arıttığına inanmak, büyük bir iman eylemi gerektiriyor. İsa'ya itaat ederek, günahlarını itiraf edip, af dileyen insan büyük bir iman eylemi yapıyor, fakat İsa'ya itaat edip, "Peder, Oğul ve Kutsal Ruh'un adına bütün günahlarını affediyorum" diyen rahip, daha büyük bir iman eylemini yapmış oluyor! İsa o ana kadar, Havarilere bu görevi teslim etmek için bekledi: Kutsal Ruh'unu onlara verebilmeyi bekledi, yoksa normal düşünce tarzının dışında olan bu büyük armağanı ve görevi kabul edemeyeceklerdi. Maalesef bizler, rahibin ağzından Allah'ın affını almaya alıştık; asla alışmamamız gereken bir şeye, alıştık. En azından minnettar olmaya dikkat edelim ve Rabbe devamlı teşekkür etmeyi unutmayalım!

Bugün İncil bize, İsa'nın, öğrencilerle sekiz gün sonraki ikinci karşılaşmasını anlatmaktadır. Bu karşılaşma ve Tomas'la diyalog, İsa'nın şakirtlere verdiği, merhamet dolu bir hediyedir. Dirilmiş İsa Tomas'ın inatlı imansızlığının önünde boyun eğiyor. Tomas diğer Havarilerin sevincini görüyordu, fakat buna rağmen inanmıyordu. Parmağını İsa'nın yaralarına sokmak istemekle, diğerlerinin ona söylediklerinin kesinlikle gerçek olamadıklarından kendisinin emin olduğunu gösteriyordu. O halde İsa ona merhamet ediyor, onu yanına çağırıp, ona imanı bağışlıyor. O iman bizi de mutlu kılar, çünkü görmeden iman ediyoruz. Biz İsa'nın Rab olduğuna iman ediyoruz, sevinçle ve coşarak iman ediyoruz. Bize bağışlanmış iman, gerçekten büyük bir armağandır; hayatımızı değiştiren, aramızda birlik sağlayan bir armağandır. Rab İsa'ya bütün iman edenlerle beraber derin bir kardeşlikte yaşama arzumuzu canlandıran, bir armağandır. Kardeşliğimiz, bir araya gelip, hep beraber Havarilerin sözünü dinlemekle, zaman zaman paylaşma anlarını birlikte yaşamakla, Rabbin Gizemlerini kutlamakla, tek bir sesle aynı duaları ve ilahileri söylemekle ifade edilir. Aynı kardeşlik bize, ilk okumada, Aziz Luka tarafından anlatılmıştı. İsa tarafından af edilmek gerçekten, yeni bir şekilde yaşayabilmemiz için, bize güç ve yeteneği sağlamaktadır!