KUTSAL AİLE BAYRAMI – A -

1. Okuma Sir. 3,2-6.12-14  Mezmur 127 2.Okuma  Kol. 3,12-21 İncil Mat. 2,13-15.19-23

 

Her Pazar günü tekrar ettiğimiz Büyük İman duasına aynı zamanda İznik, Bizans Sembolü de denir: gerçekten de bu bildiri, 325 te İznik’te ve 381 de Bizans daki konsillerde yazıldı. O konsillerin episkoposları Hıristiyanlara imanlarının tam açıklamalarını yapabilmeleri için dikkatle ilgilendiler ve imanlıların hatalara düşmemeleri için uğraştılar. Özellikle İznik Konsili Allah’ın Oğlunun ilahiliğini, Bizans Konsili de Kutsal Ruh’un ilahiliğini bildirmektedir. Büyük İman duası imanımızın temel gerçeklerini sıralamaktadır, bunları Kutsal Yazıların dikkatlice okunması sonucunda ve havarilerle tüm Hıristiyan cemaatlerinin yaşadıkları iman sonucunda yazıldılar. Bir imanlı için bu bildirimi bilmek önemlidir: bunu sadece ezbere bilmek elbette yeterli değildir, her cümlenin anlamını bilmek ve her sözü anlamak gereklidir. O zaman da ilk bakışta gözümüze ilginç gözükebilen günümüzün bin bir çekici inanışlardan korunmamız için önemli olacaktır. Kendini korumak önemlidir, ama iman ettiğimizi bilmek ve bunu derinleştirmek daha da güzeldir: yani İsa’yı yollayan Baba’nın büyük sevgisini ve bize Kutsal Ruh’u yollayacağına söz veren ve yollayan İsa’nın sevgisini ve hikmetini! Bu konuda benim anlamayı başardığımı sizlere de aktarmaya çalışacağım, ama içerdiği tüm zenginliği tamamen anlatabileceğimi iddia edemem. 

 

İncil bize İsa’nın Ailesinin karşılaştığı üç zor durumda,  gerçekçi durumlarını anlatmaktadır: onlar Herodes’in kötülüğünden kaçmak için yabancı bir ülkeye, dilleri ve dinleri değişik olan bir ülkeye, Mısır’a kaçmaları anlatılmakta. Mümkün olunca Mısır’dan dönerler, ama istedikleri yerde yerleşemezler: orası tehlikeli olabilir. Bu sebepten daha önceden bildikleri, onları yargılayan, hor gören kasabalarına tekrar yerleşirler. Dikkatimizi çekmesi gereken önemli bir nokta şudur: Yusuf hiçbir zaman kararlarını kendi düşüncelerine veya duygularına dayanarak almazdı, o daima yukarıdan gelecek belirtileri beklemekte idi, Allah’ın bir işaretini. Bu da rüyasında duyduğu açık sözlerle gerçekleşmekte idi. Dikkatimizi çekmesi gereken diğer bir husus da Meryem ile Yusuf arasında yaşanan birliktir, Bebek İsa bu birlik içersinde büyümekte idi! Ayrıca Meryem ile Yusuf’un karşılaştıkları ve yaşamak zorunda oldukları zorlukları, terslikleri ne kadar sakinlikle, huzurla yaşadıklarına dikkat edelim. Bütün bu zorluklar onlar için Allah’a itaat etme fırsatı, ona sadakatlerini göstermek için sebep idi.

Bu aile, teneffüs ettiği kutsallık sebebiyle tektir, maddiyatçılıktan tamamen uzaktır! Her geçen gün fakirliğe ve Allah’a sadakatte yaşamakta idiler, başka ailelerle kendini karşılaştırmıyorlardı, çünkü onların çağrısı ve misyonu değişikti, yeni idi, her geçen gün keşfedilmesi gerekiyordu.

Bizim aileler Allah’a itaat etmek, birbirine hizmet ve sabır etmek için Meryem, Yusuf ve Bebeğin ailesine bakarak büyük yardım bulurlar. Kutsal Kitabın söylemediğini de Kutsal Ruh yüreğimizin derinliğinde söyler. Bu ışıkla aydınlanmış olarak Meryem ve Yusuf’un birbirlerine olan saygıyı, nazikliği görüyoruz, aynı zamanda bebeğe karşı duydukları sevgiyi, uyanık olmalarını ihmal ettirmeyen sevgiyi, herhangi bir durumun Allah’ın arzusunu gösterebileceğinden veya çoğunluğun yararına gelişebileceğinden de, hiçbir durumda şikayet etmemeye verdikleri dikkati görüyoruz.

Kutsal Ruh, Sirak’ın kitabı vasıtasıyla da bize Kutsal Aile hakkında konuşuyor. Elbette Meryem, Yusuf ve Bebek ilişkilerini yazılı olduğu gibi yaşadılar: Yani,  Allah’ın sevgisini ile ailelerinin kolay veya zor sevgisini birleştirebilen hikmetle! 

Havari Pavlus da imanlılara, ailelerini Allah’ın hükümdarlığının yaşadığı bir yer yapmalarına teşvik ettiğinde Allah’ın Sözünü teklif eder: “Mesih'in sözü tüm zenginliğiyle içinizde yerleşsin. Birbirinize öğüt vererek, birbirinizi gerçek bir hikmetle eğitin”! Yüreklerinde Sözü muhafaza ederek, kadınlar eşleriyle ilişkilerini kutsal bir sevgiyle yaşasınlar, aynen Kilise’nin İsa’ya itaatini yaşıyorlarmış gibi; kocalar da eşlerine bağlılıklarıyla İsa’nın yaşamını kurtuluş için sunmasına benzetsinler. Çocuklar ve ebeveynler Allah’ın sevgisini, iyiliğini, hoşgörüsünü, sabrını ve merhametini ortak yaşam şekilleriyle göstersinler: bu daima kolay değildir, bunu aziz Pavlus da biliyordu, çünkü yaş ve eğitim şekli, yaşanan ortamların değişikliği derin antlaşmazlıklara yol açabilir. Bizler, Meryem, Yusuf ve İsa’ya bakarak başkalarıyla ilişkilerimizde anlaşma “tatlılığını” koyabilir, Allah sevgisini, Kutsal Ruh’un uysallığını katabiliriz.

Uluslar arası organizasyonların ailelerin dağılmasına, kadın ve erkeklerin yüreklerinden birlik ve sadakat sevincini koparacak kültürler vererek planladıklarını biliyoruz. Biz, Hıristiyan imanlılar onlarla birlik olmak istemiyoruz, bizler aile birliğini yaşatmak için görevimizi yapacağız ve bu sebepten Nasıra’daki Kutsal Aileye bakmaya devam edeceğiz.