29/06/2008 - OLAĞAN DEVRE 13. Pazar Günü – A

Aziz Havariler Petrus ve Pavlus Bayramı

1.Okuma Hav.İşl. 12,1-11 Mezmur 33 2.Okuma  2Tim. 4,6-8.17.18 İncil   Mat. 16,13-19

 

Aziz Pavlus yılının başlangıcı

 

Pontius Pilatus zamanında çarmıha gerilmiş”: İsa’nın ölümünün gizemi, insanlık tarihine özenle konulmuştur. Pontius Pilatus adı, burada başka bir sebep için kullanılmadı. İmanımızı bildirirken kimseyi yargılamak, suçlamak istemiyoruz, kimseye taş da atmıyoruz çünkü İsa’ya küfreden ve ölümünü isteyen zamanındakiler gibi, bizler de kendimizi günahkar tanımalıyız. Pilatus adını kullanırken İsa ile ilgili olayların ve O’nun beden almasının insanlık tarihinde somut bir yer aldıklarını güçle belirtiyoruz. İmanımız güzel, aziz ve bilgili düşüncelerin toplaması değildir. Kilisenin imanı tarihin belirli bir zamanında ve dünyamızda gerçekleşmiş olan olaylar üzerine kuruludur.   Bu olayların belli zamanı ve  somut yeri tam olarak o yıllarda 26 ila 36 yılları arasında Yahudiye Bölgesinin Valiliği yapan kişinin adıyla, yani Pilatus’un adıyla belirtilmiştir. Büyük İman duasında adını söyleyerek ne kendisine ne de etrafındaki Musevi önderlerini hiçbir şekilde yargılamak istemiyoruz. Adını söylememizin amacı bu değil, imanımızı da belirtmemizin amacı bu değil! Tam tersine! İmanımızın bizleri düşmanlarımızı sevmeye çağırdığını biliyoruz, çünkü Allah  günahkarları da sever, düşmanlarını da sever. Biz İsa’nın ölümüyle ilgisi olmuş olanları yargılamayı Allah’a bırakıyoruz. Hatta havarilerinden birinin de Onu para için ele verdiğini biliyoruz, hatta Petrus da onu inkar etti ve diğerleri de Onu terk etti. Biz ne onlardan iyiyiz, ne de Pilatus’a “Haça ger, haça ger” diye bağıranlardan iyiyiz. İsa yaşamını Baba’ya bizim için sundu, ama onlar için de sundu, Ona küfreden ve Onu insanlığa unutturmak isteyenler için de öldü. Herkesin kurtuluşu için kendini feda etti.

 

Bugün, imanlarının koşusunu Roma’da, Hıristiyanların ilk büyük zulmü yıllarında tamamlamış olan aziz Havariler Petrus ve Pavlus’u kutluyoruz. Petrus’un Roma’ya Antakya’dan geldiğini biliyoruz, ama ne zaman geldiği hakkında bilgimiz yok ve bu Roma imparatorluğunun başkentinde ne yaptığı hakkında da bilgimiz yok. Pavlus’un ise Roma’ya 61 yıllarının başlarında, Malta’da gemisi battıktan sonra geldiğini biliyoruz. İki sene için de kendi evinde tutuklu yaşadığını biliyoruz. Petrus haca gerilerek öldürüldü, herhalde Neron’un Roma yangınından sonra başlattığı zulüm sırasında. Pavlus, Roma vatandaşı idi ve şehrin dışında kafası kesilip idam edildi ve orada gömüldü. Herhalde 67 yıllarında. İki Havari birbirlerini Kudüs’te tanıdılar ve sonra Antakya’da da karşılaştılar. Burada Pavlus, Petrus’u azarlama cesaretini ve sevgisini gösterdi. Petrus İsa’nın ölümü ve dirilişinin getirdiği kurtuluş değerini gösterme imanında zayıflıkla  davranmıştı. Petrus azarlamalara alışıktı: İsa da onu birden çok defa azarlamıştı, bunun için de Pavlus’a da mutlaka minnettar oldu!

Pavlus İsa yaşarken Onunla tanışmamıştı, ama dirilişinden sonra Şam yolunda Ona gözükmüştü. Bu karşılaşma yaşamını etkiledi ve içten değiştirdi. O, kurtulmamız için bir şey yapmamızın gerekmediğini anladı. Sadece İsa’ya iman etmemiz ve Ona yaşamımızı vererek Onun yönlendirmesine izin vermemiz yeterlidir. O, tüm Havarilerin de müjdelediği, bu imanı ilan etmek için tüm zamanını ve enerjisini kullandı. Havari çağrılmasının da sebebi tüm yaşamını İncil’i yaymak için kullanmış olmasıdır. Çok acı çekti, çünkü Museviler ona gittiği her şehirde komplolar hazırladılar, onu ele verdiler, paganlar da onu zulüm ettiler, çünkü İncil yaşam alışkanlıklarını değiştiriyordu ve kazançlarını etkiliyordu: örneğin Efes’de pagan ilahlarını satan gümüşçüler, Makedonya’daki Filipi’de geleceği gören bir kölenin sahipleri kazançları azaldı diye ona çok kızıyorlardı! Bu sebepten Pavlus yaşamına “iyilik mücadelesi” ve “yarışım” diyordu ve hep İsa’ya sadık kaldı!

Bugün onun anısına kutlanan yıla başlıyoruz. Bu kutlama doğumundan aşağı yukarı 2000 yılına denk gelmektedir. Petrus da acı çekti: bugünkü Havarilerin İşleri Kitabından okuduğumuz metin Herodes tarafından hapse atıldığında, mucizevi bir şekilde kurtarıldığını anlatıyor. Aynen dua ettiğinde Rabbin, duasını dinleyerek Lidda’daki bir felçliyi iyileştirdiğini ve Yaffa’da Tabita’yı dirilttiğini duyuyoruz. İsa Petrus’un imanını övdü, ilk keresinde bunu söylediğinde Petrus onu anlamamış olsa da! Petrus İsa’ya herkesin önünde şöyle demişti: “Sen, Allah’ın Oğlu Mesih’sin!”. Bu imanı için İsa ona Allah’ın hükümdarlığının anahtarlarını verdi ve onu “kaya” ilan etti, Kilisesi Onun üzerine inşa edilecekti!

Bugünkü bayram, İsa’yı çok seven bu iki havarinin, kutsal kalıntılarının Roma’daki bir Kilisede birlikte bulunduğundan aynı gün kutlanır ve Rab İsa’ya olan iman ve sevgileri hatırlanır.  Bizler de bugün bir kere daha onların şefaati ile sevgimizi, yaşamımızı, sadakatimizi Rab İsa’ya vermek istiyoruz. Amin!