07/09/08 - OLAĞAN DEVRE - 23. Pazar Günü – A

1. Okuma Hez. 33,7-9 Mezmur 94 2.Okuma Rom. 13,8-10 İncil  Mat. 18,15-20

 

“Peder ve Oğul'dan çıkıyor”. Bu bildiriyi yaşamımıza güç ve ışık veren, Büyük İman Duasının tüm gerçekleri gibi, büyük bir gerçek olarak söyleriz. Bu sözleri söylemek bizim için ne anlama gelir? Eğer Kutsal Ruh “Peder ve Oğul’dan çıkıyorsa”, içimize gelerek Baba’nın ve Oğul’un sevgisinin özellikleriyle bizi doldurur. Baba’nın sevgisi her şeyi önceden düşünür, girişimcidir, henüz olmayan yerde yaşamı verir. Bu sevgi aynı zamanda bizleri affetmeye kabiliyetli, bize selam bile vermeyenleri sevmeye hazır kılar, hatta bizim kötülüğümüze isteyenleri bile affetmeye hazır kılar. Ebeveynler çocuklarından teşekkür almadan çok önceden onları severler, aynen böyle, Kutsal Ruh’u alan, Baba’nın Ruhunu aldığı için herkesi, onu sevmeyenleri de, karşılık, mükafat beklemeden sever.  İsa bize şunu da söyledi, bize bir tokat atana diğer yanağımızı da uzatmalıyız, kin işaret ve hareketleri gösterenlere gülümsemeye devam etmeliyiz. Bu mümkün mü? Evet, Kutsal Ruh’u alan için bu mümkündür. Ruh, Baba’dan gelir. Bir baba oğlunu yaramazlık yapsa da, asilik yapsa da sever. Baba’nın Ruh’u da daima sever, bu sebepten bize de Oğul’un sevgisinin niteliklerini verir. Baba’nın Ruhu daima sever, “iyiler ve kötüleri” ayırmadan. Baba’nın bu Ruhunu Oğul İsa içimize üfler.  Bu sebepten Oğul’un sevgisinin özelliklerini de verir. Bunlar nelerdir? Oğul dinleyerek ve itaat ederek sever. Oğul, başkalarının girişimlerini kabul eder ve ona söyleneni gerçekleştirmek için kendini sunar. Kendini sunarak sever! Oğul her şeye hazır olmak istiyor! Kutsal Ruh bizleri herkese hizmet etmeye hazır kılar, İsa’nın yaşamı ile örnek verdiği ve sözleriyle öğrettiği gibi herkesin arasında sonuncu olmayı arzulamamıza yardım eder. Ruh, Baba’dan ve Oğul’dan geldiği için herkes için, hem tesadüfi rastladıklarımız, hem de devamlı yaşadığımız kişiler için, tedbirli babalar, özen gösteren kardeşler ve itaatli oğullar olmamızı sağlar. Bu yüzden Kutsal Ruh’un Peder’den ve Oğul’dan çıktığını söylememiz çok önemlidir. Böylece birbirimiz için baba ve oğul olma görevine ve kabiliyetine sahip olduğumuzu hatırlarız. Birbirimize karşılıklı sevgi verebileceğimizi biliriz. Bu sevgi herkese açık, hem girişimcidir, hem de başkalarının girişimlerini onaylamayı bilir, hem sever, hem de sevilmeyi kabul eder.

 

Aziz Pavlus’u dinlemekle başlayalım. O İsa’yı şahsen tanımadı, ama Ruhunu aldı. Bu sebepten öğretileri İsa’nın birçok durumda öğrencilerine öğrettikleriyle tamamen uyum içersindedir. Pavlus, Hıristiyanlar arasında hüküm sürmesi gereken karşılıklı sevgiden konuşur. Bu sevgi hiçbir zaman ödeyemediğimiz bir borçtur, Allah’a karşı olan bir borcumuzdur. O bizi o kadar çok sevdi ki, biz etrafımızdakileri ne kadar sevsek Ona borcumuzu hiç ödeyemeyiz. Komşumuzu sevmek yani herkesi sevmek Kutsal Yasanın gerçekleşmesidir: Allah bize emirlerini, sevginin değişik yüzlerini yaşamamız için verdi. Zina işlememek gerçek sevginin bir yüzüdür, sadık sevgidir. Aynen öldürmemek ve hırsızlık yapmamak da Allah’ın armağanı olan yaşama değer ve saygı vermemize yardım eden emirlerdir. Başkasının karısına göz dikmemek, sevinci kısıtlamaz, kendimizin ve başkalarının birçok acılar çekmesini önlemek içindir. Aziz Pavlus zamanında da birçok erkek ve kadın sevmenin kendi duygularını ve hayallerini doyurmak olduğunu düşünürlerdi. Ama Havari, “Seven kişi komşusuna kötülük etmez” diye söylüyor: bunu eşlerini ve çocuklarını bırakarak başkasını “sevmeye” kalkışan evlilere söyleyelim. Bunlar başkalarına karşı büyük bir kötülük yaparlar ve bunun “sevgi” olduğunu söylerler!

Bunu da söylemek gerekiyor: Hezekyel bizi buna inandırır. Sonra İsa bize bir kardeşe yaptığının “kötü”, yani acı kaynağı olduğunu “nasıl” söylememiz gerektiğini öğretir. O bize dikkatli ve nazik olmayı öğretir. Birine yaptığının kötü olduğunu anlasın ve kendisini düzeltsin diye yardım etmek için bir şey söylüyorsak, bunu nezaketle ama emin bir şekilde yapmalıyız. Eğer onu tek başımıza inandıramayacaksak, bunu daha becerikli kişilerle yapalım. Eğer kötülük yapan bunu yapmaya ısrar ediyorsa tüm cemaat ona yardım etmek için karışmalıdır, bunu sağlamak için onu cemaat birliğinden bile men edebilir. Bu şekilde durumunun ciddiyetini belki anlayabilir ve başkalarının da onun yaptığı kötülüğe sürüklemesi önlenebilir. Hıristiyan cemaatinin kararları önemlidir, çünkü Allah da onları önemli ve kararlı görür: kendisi bunları onaylar! Allah Ruhunu Kiliseye yön vermesi için verdi. Allah niçin İsa’nın öğrencilerine bu kadar önem verdi? İsa, kendi adına toplanan iki veya üç kişi arasında olacağını da söyledi. Allah İsa’yı dinler, bu sebepten İsa’yı dinleyenleri ve Onun adına bağlı olanları da dinler ve arzularını gerçekleştirir. İsa’nın adına bağlı olmak ne demektir? Elbette Onun çıkarlarından başka çıkar aramamaktır. İsa, Baba’ya şan vermek ister, tüm insanların kurtarıcısı olmak ister, bizlerin Onunla işbirliği yaparak dünyayı şeytanın etkisinden kurtarmak ister. Ölülerden dirilen O, dünyaya sadece kendisinden gelebilen ışığı ve barışı vermek ister. Onun sayesinde insanlar arasında gerçek, sadık, alçakgönüllü, sevinçli sevgi hüküm sürebilir!