27/04/2008 - PASKALYA DEVRESİ - 6. Pazar Günü – Aª

1.Okuma Hav.İşl. 8,5-8.14-17 Mezmur 65

2.Okuma 1Petrus 3,15-18  İncil  Yuh. 14,15-21

 

Mesih İsa'ya inanıyorum. O, ... Yaratılmış olmayıp, Peder ile aynı özdedir. İsa’nın yaşamının gizemi ve dünyadaki mevcudiyeti bizim anlama kapasitemizi aşarsa da, O’nun hakkında fikirlerimizin net ve emin olması bizler için çok önemlidir. İlk yedi Ekümenik Konsilin bize aktardıkları bazı gerçekler temeldir: bunların arasında metnin başında söylediğimiz cümle de dahildir. İsa’nın ilahi tabiatını belirtmek için onun bir yaratık değil de, ‘Allah’tan gerçek Allah’ olduğunu yani Peder Allah’ın varlığından geldiğini söylemekteyiz. Ayrıca ‘aynı özde’ olduğunu da ekleriz: grek ve Latin dünyasının antik kültürünün tipik terimlerini kullanmaktayız, bunlar günümüzde de anlaşılıyor ve ters anlama yaratmamaktadırlar. Oğul’un “Baba ile aynı özde” oluşu bize açıkça Baba’nın ilahiliğine katıldığını ve yaratılamayacağını açıkça anlamamıza sebep olmaktadır. Ama bu gerçek niçin önemlidir? II. Vatikan Konsilinin dediğine bakalım: Allah’ın Oğlu beden alarak bir şekilde her insanla birlik oldu. İnsan eliyle çalıştı, insan aklıyla düşündü, insan isteğiyle hareket etti, insan yüreğiyle sevdi. Bakire Meryem’den doğarak, kendini bizlerden biri yaptı, günah hariç her şeyimize benzer oldu (Gaudium et Spes, 22). Allah olan, Allah’ın Oğlu kendini bizden biri yaptı. Bu şekilde O, her insanın değerini ve saygınlığını tasdik ediyor. Bu gerçekten yola çıkarak Hıristiyanlık, yavaşça ama kuşkusuzca, vardığı yerde köleliği yok etti ve insanların sınıf ayırımını yok etti, herkesin, hasta, hapis, çocuk ve yaşlıların saygınlığını belirtti. Hıristiyanlığın ret edildiği yerlerde ise bu bölünmeler görülür ve kişi egoist gözlerle bakılır, müşteri olarak veya ekonomik açıdan faydalı veya engel yaratacak, bir mal olarak görülür. Biz emin olarak İsa’nın tam ilahiliğini ve tartışılamaz insanlığını belirtiyoruz.

 

İlk okuma bizlere Filipus’un İncil’i yayma eylemini anlatmakta. O, İsa’yı bir zamanlar kabul etmek istemeyen Sameriyelilere, İsa’yı anlatıyor. Şimdi onlar Havarinin müjdesini dinlemektedir. Havari İsa’nın sadece adını belirtmekle kalmıyor, hastalara ve şeytana kapılmış olanlara ilgi göstererek İsa’nın sevgisini göstermekte. Bunlar Rab İsa’nın adının söylenmesiyle iyileşiyorlar. Yeruşalim Kilisesi Filipus’a yardım etmeye hareket ediyor. Özellikle de onun ilk bildirimini tamamlamak için Kutsal Ruh’u çağırmaktadır çünkü imanlılar, dirilmiş İsa’nın şahitliğini devamlılıkla yapabilmeleri için Kutsal Ruh’tan güç almalılar. Petrus ve Yuhanna onlara koşuyorlar, fakat kendileri istedikleri için değil de, tüm cemaat onları yolladığı için. Bu olayla Rabbin, Kilisesinin birlikte edilmiş duasını kabul ettiğini görüyoruz: İsa, imanlıların birlik içinde olmalarından ve sevgisiyle birbirlerine bağlı olmalarından çok mutludur; mucizeler yaparak ve özellikle onlara Kutsal Ruh’unu vererek, ilahi mevcudiyetinin işaretleri ile onları mükafatlandırmaktadır.

Kutsal Ruh, İsa’nın Son Yemekte söz verdiği armağandır. Onu, Ona sevgi verenlere Teselli edici olarak yolluyor. Ruh, imanlılara her durumda destek olacak, acıda, şüphede, zayıflıkta, zorlukta yardımcı olacaktır. İsa’ya iman edenlerin yaşamı daima kolay olmayacaktır, hatta birçok kez deneneceklerdir, çünkü Onun şahitliğini yapmaları gerekecek. Baba’nın sevgisine ve İsa’dan gelen kurtuluşa şahitlik denenmelerde, zor zamanlarda ve acıda daha güçlü ve inandırıcıdır. Bunun için öğrencilerin Ruh’a ihtiyaçları vardır, Onun sayesinde yaşamda, sağlık veya maddi rahatlık değil de, İsa ile birlik içinde olmanın önemli olduğunu hatırlayacaklar. İsa ile birlik içinde olmak Baba’nın iyiliğinin ve kurtuluşun da garantisidir. Kutsal Ruh’un mevcudiyeti ve eylemi öğrenciler için İsa’nın yanlarında Rab, Öğretmen, arkadaş ve kardeş olmaya devam ettiğinin kanıtıdır. Tüm yaşamımız Kutsal Ruh’un gölgesi, ışığı altında ve barışının huzurunda olmalıdır.

Günahlarımızla ve itaatsizliklerimizle, gururumuzla, başkalarını küçümseyerek, kıskançlıklarla Ruh’u üzmemeye çalışacağız. Aziz Petrus’un bizi yapmaya davet ettiği gibi, Mesih İsa’yı yüreğimizde taparak, O’nun Ruh’una yer açmaya çalışacağız. Bu her gün besleyeceğimiz içsel yaşamla, kardeşlerimizi sevebileceğiz, anlamayanlara tatlılık ve saygıyla cevap vermeye kabiliyetli olacağız. Esasında onlar imanımızı tanımak istemektedirler, çünkü onun barış, huzur, yaşam, içsel zenginlik verdiğini görmektedirler. Bu şekilde Kutsal Ruh yüreğimizdeki yerinden etrafımıza Allah’ın ışığını ve sıcaklığını verebilir, kurtuluşa başkalarını da çekebilir. İsa’nın kurtuluşuna herkesin ihtiyacı vardır! Kutsal Ruh tüm halkların insanlarını sevmemiz için bize sevgi vermektedir. Herkese İsa’nın aziz ve sevimli adı ve bunula birlikte gerçek barış ve gerçeğin ışığı ulaşsın diye, kendimizi sunmamız için bize cesaret ve cömertlik vermektedir. Kutsal Ruh’u çağırmaya başlayalım, içimize gelsin ve tüm Kiliseyi sarsın ki dünyadaki hizmetini gerçekleştirebilsin.