25/12/2010 - RAB İSAN’IN NOEL BAYRAMI

 

 

Gece          İşaya 9,1-3.5-6    Mezmur 95/96           Titus 2,11-14              Lk 2,1-14
Tan vakti  İşaya 62,11-12     Mezmur 96/97           Titus 3,4-7                  Lk 2,15-20
Gündüz     İşaya 52,7-10       Mezmur 97/98           İbraniler 1,1-6            Yh 1,1-18

 

Dört hafta boyunca “Gel, ya Rab İsa” diye ilahiler söyledik ve şimdi dualarımızın gerçekleşmekte olduğunu görmekteyiz. Kendisini çağırdık ve bugün bize “İşte geldim, buradayım”diyor. Ancak O, sadece bir bebektir. Yeryüzüne büyük birinin, güçlü birinin geleceğini düşünmüştük. Halbuki dünyaya gelen, sadece bir bebektir. Kandırılmış mıydık? İnanıyorum ki, günümüzde olduğu gibi, bundan iki bin yıl önce de, yeni doğan bir bebeğin, bütün bir ulus için, hatta tüm dünya için, sevinç sebebi olduğunu ilan etmek zor olmuştur. Ne kadar çok bebek doğar! Doğduğunda, bütün çocuklar birbirlerine benzerler, ancak yavaş yavaş büyüdükçe ne kadar farklı oldukları belli olur! İşaya tarafından bugün bizlere doğumu ilan edilen bebek, diğerlerinden farklı değildir, ancak kökeni ve görevi yenidir. Her şeyden önce bu bebeğin “bizim için” doğduğu söylenmektedir. Kendisi için doğmamıştır. Kendisini yüceltmeyecek, hiç kimseye baskı yapmayacak, büyük bir isim yapmaya ve zenginleşmeye çalışmayacak, egoizmle kendi rahatlığı içine kapanıp toplum sorumluluklarından kaçmayacaktır. Bu bebek “bizim için”dir. Bu yüzden ihtiyaçlarımızla ilgilenecek ve acılarımıza hassasiyet gösterecektir. “Yüce öğüt verici, her şeye kadir Tanrı, ezeli ve ebedi Peder, barış elçisi”: O’na verilen bütün bu unvanlar O’nun görevini göstermekte ve bizlere zayıflığımızda kendisine başvurabileceğimizi söylemektedir. Savunulmaya, öğüt ve öneri almaya, hatta şefkate ve emniyete ihtiyaç duyduğumuzda O yanımızda olacaktır. İşte bu çocuk tüm zavallılıklarımız yüzünden bize gerekli olan çocuktur. O, psikologumuz, avukatımız, rehberimiz ve tinsel yaşantımızın desteği olacaktır. Bencil arzuları olmayan ve kendisi için yaşamayan bir insanın doğumu, gerçekten büyük bir sevinç olmalıdır!

O’nun tamamen adanmış yaşamı özel bir ortamda kabul edilir. Bu ortam, kendi kapasitelerine göre, bebeğin karşılıksız sevgisini yaşamaya başlamış olan iki eşin sevgisidir. Yusuf ve Meryem, tüm adımlarını o bebek için, daha doğrusu, onlara o bebeği emanet eden Tanrı için, atarlar. Melekler ve çobanlar bile yola koyulup, onlara yaklaşır. Melekleri sadece alçakgönüllü fakir çobanlar görebilmektedir ve çobanlar sadece melekler tarafından değer gören fakirlerdir. Melekler ilahi söyler ve çobanlar koşarlar. Bu bebek sadece fakirler tarafından değer görür. Zenginler ise, bu çocuk bir kazanç kaynağı olmadığı için, ona güçlükle katlanmaktadırlar. Bunun için İşaya’nın peygamberliği özellikle fakirlerin hoşuna gider. Çünkü acı çekenler, adalete ve barışa kavuşmayı arzu edenler, fakirlerdir. Onlar bunlara kavuşmak için sadece Tanrı’ya yönelebilirler, çünkü insanlar arasında sadece kendi çıkarlarını arayanları ve fakirlerin acılarından bile faydalanmak isteyenleri bulurlar.

 

Kimdir bu bebek? Aziz Yuhanna bir kaç yılını O’nunla geçirdikten ve ruhunu benimsemekten sonra yazdığı İncil’de bize O’nun, ışık olduğunu söylemektedir. Bütün dünya karanlıkta yürümektedir; yolunu şaşırmaya, tökezlenmeye ve diğer insanları düşman olarak görmeye devam etmektedir. Şimdi ise parlayan ışık, başkalarının yüzünü aydınlatır, ve tüm insanları kardeş olarak, hatta şu anda onları aydınlatan Tanrı’nın çocukları olarak, gösterir. O bebek ışıktır, çünkü yaşamdır, daha da üstü yeni ve ilahi yaşamdır. Bizler bu ışığı kabul etmekteyiz ve bu ışık içimizde Tanrı’nın evlatlarının yaşamına dönüşmektedir. Bizim için doğmuş olan bebeğin rehberliğinde artık yalnız olmayacağımızdan eminiz ve bunun için de korkmamızı gerektirecek bir şey olmayacaktır. Noel ışık bayramıdır, çünkü insan yaşamındaki karanlık yok edildi. Artık İsa ile birlikte yürümeye başladığı andan itibaren insan, kendisini Rab’bin rehberliğine bırakır ve karşılaşacak yüzleri İsa’nın görkemiyle görecektir. Sen halen kederli, yolunu şaşırmış, karşılaştıkları kişileri sevmeyi bilmeyen insanları tanıyor musun? Onlara, kendileri için de, bir ışık olduğunu söyle, İsa’nın doğduğunu ve O’nun, senin yaşamını değiştirip değerli kıldığını söyle. Sen de meleklerin Beytlehem’de yaptıklarını yap; dünyanın sevinci olan o Bebeği ilan et! Çobanların yaptığını yap; sevincini göster, bırak bu sevinç etrafında yayılsın. Meryem’in yaptığını yap; Çocuğu kucağına al ve sen de O’nunla birlikte kendini küçülterek, O’nu sevmeyi bildiğini göster. Sevin ve coş, çünkü bu Bebekten lütuf doluluğu ve Tanrı’nın olağanüstü sevgisinin doluluğu fışkırmaktadır.