http://www.cinquepani.it

15/10/06 - OLAĞAN DEVRE - 28. PAZAR GÜNÜ – B -

İlk Okuma                   Bilgelik. 7,7-11                   Mezmur                   89/90

İkinci Okuma                   İbr. 4,12-13                   İncil                    Mk. 10,17-30

 

“Komşuna karşı yalan yere tanıklık etmeyeceksin” (Çık 20, 16). Hepimiz çocuklara yalan söylememeyi öğretiriz. Yalan söyleyen bir çocuğun yalanları ufak da olsa sevimsiz olmaktadır: ona güvenilemez. Genelde bir çocuğun yalanları çok zararlı değillerdir ama büyüdükçe güvenilmez bir genç olur. Yalancıya kimse güvenmez, sonucunda da ahenkli bir birliğin sevincinden mahrum olur. Bunun için her yalan günahtır, çünkü kendi adının saygınlığından başka tüm ilişkileri, ailevi veya sosyal ilişkileri bozar. Yalanlar özellikle başkalarına zarar verdiğinde de büyük günahlardır. Başkaları ile ilgili yalan haberler yaymak iftiradır ve büyük bir sevgi eksikliğidir, dolayısıyla büyük bir günahtır. “Bunun için yalanı üzerinizden sıyırıp atın. Her biriniz komşusuyla gerçeği konuşsun. Çünkü hepimiz aynı bedenin üyeleriyiz” (Ef 4, 25). “Birbirinize yalan söylemeyin. Çünkü eski yaradılışı kötü alışkanlıklarıyla birlikte üzerinizden çıkarıp attınız, eksiksiz bilgiye erişmek üzere Yaratıcısının benzeyişinde tazelenen yeni yaradılışı giyindiniz” (Kol 3, 9-10).  Ayrıca şu deyim geçerliliğini tutuyor: “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar”. Yani kimse yalanını uzun süre saklayamaz: sonrada Allah’ın Oğlu olma saygınlığını, onurunu kaybeder. İsa’nın öğrencisi Kutsal Ruh’u aldığını bilir, bunun için de Allah’ın yapmayacağını o da yapmak istemez. Gerçekten de Kutsal Ruh “gerçeklik ruhudur” , bunu İsa birçok kere söyledi (Yu 14, 16). Yalan söyleyen bir Hıristiyan Allah’ını yalancı kılar. Allah kimseye yalan söylemek veya kimseyi kandırmak istemez.

 

Bilgelik kitabı tedbirin ve hikmetin iltifatını yapmaktadır. Bunlar sadece maddi zenginlikten değil sağlık ve güzellikten de daha çok tercih edilecek Allah’ın armağanlarıdır. Bunlar çabalarımızın ürünü değil, armağanlardır: bu armağanları Allah’tan alırız, bu sebepten de onları O’ndan istemeliyiz. Bu armağanlar gerçekten de büyüktür: gerçekten de onları yaşamımızın ve çalışmamızın temeli olarak koyarsak biz de karşılaştığımız birçok kişi için ve tüm toplum için Allah’ın bir kutsaması oluruz. Tüm arzumuz hikmeti ve tedbiri aramalıdır ve her şeyden önce bunları Allah’tan istemeliyiz. Tedbir ve hikmet her çeşit yaşam için bir destektir: aile içinde yaşayanlar, yalnız yaşayanlar için, işi icabı kalabalık içersinde yaşayanlar her şeye, her söze, her olaya, her projeye gerçek değeri verebilmek için hikmete ihtiyaçları vardır, sözlerle ve eylemlerde de gerektiği anda hareket etmek için de tedbir gereklidir. Her kim hikmet ve tedbirle hareket ederse etrafına teselli verir, herkesi ahenkle, iyiye yönlendirir, Allah’a güveni öğretir ve huzur verir.

İsa herkese hikmetli ve tedbirli bir insan olarak gözüktü. Bunun için Eriha’dan giderken “biri” O’na “doğru geldi” ve yaşamının en önemli sorusunu sordu. Yaşamı elde etmek için ne yapmamız gerektiğini ancak hikmetli ve tedbirli bir insana sormaz mıyız? O, saçma tavsiyeler vermeyecektir, ne de kendi avantajı için cevaplar verecektir. Ebedi yaşamı elde etmek için soru soran “birinin” yaşamına gerekli, dünyevi şeylerin hiç biri eksik değildi, ama o her şeyinin eksik olduğunun bilincindeydi. Mutlu değildi, en saklı arzuları gerçekleşmiyordu ve yaptığı tüm dini tecrübelerin onu tatmin etmediklerinin bilincindeydi.

İsa hikmetini ve tedbirini nasıl gerçekleştiriyordu?

Her şeyden önce İsa, “o birine” Allah’tan bahseder. Tek iyi, O’dur ve O’ndan yaşam, ebedi yaşam gelir. Sadece O’na dönmek, O’ndan istemek ve O’nun tavsiyelerini kabul etmek gerekir. Sonra da mademki Allah’ın tavsiyeleri en iyileridir, onları kabul etmeli ve gerçekleştirmeye niyetlenmelidir. Allah’a derece derece yaklaşabiliriz. Her şeyden önce O’nun tüm insanlara verdiği emirlerine itaat et. Bunu yapmazsan O’ndan yaşam doluluğu nasıl arayabilirsin? Büyük bir başarı: “o biri” Allah’ın tüm emirlerine uyuyordu bile. O’nun emirlerine itaat ettikten sonra İyi olan Allah’ın bize yolladığını arayabilirsin, Oğlu’nu arayabilirsin! O zaman da O’nu sevmek ve O’nunla, O’nun için yaşamaktan başka bir şey yapmaman gerektiğini anlayacaksın. O’nu gerçekten sevmek istiyor musun? O’nun ve başka gerçekler arasında sevgini bölme! İsa her şeyini sat, diyor. Bu dünyada bazı haklar elde etmeye çalışma, sana iade edemeyecek olan fakirlere her şeyini dağıt. O zaman da Allah’ın armağanı, Oğlu, tüm yaşamını kaplayacaktır. Bu hikmettir, bu kutsal ve sabit tedbirdir, çünkü sana şimdi tam sevinç ve gelecekte ebedi mutluluk verir, ayrıca yaşamını tüm dünya için daha faydalı kılar.