26/11/06 - Mesih İsa Evrenin Kralı Bayramı  - B

İlk Okuma                Dan. 7, 13-14                            Mezmur            92

İkinci Okuma       Vahiy 1, 5-8                                      İncil                       Yuh. 18, 33-37

 

İsa kral unvanını ret etmiyor. O peygamberlerin ve mezmurların kullandığı dili tanıyordu, Allah’ın Davut’a ve evlatlarına verdiği sözleri de biliyordu. O, tüm halkın İsrail Kralı, Davut’un Oğlunu beklediğinin bilincindeydi. O, Allah’ın kendisine Kutsal Yazılarda birçok kere verdiği bu unvanı bilmezlikten gelemiyor ve bunu yapmak istemiyordu bile. Ama Yazıları tanımayan Pilatus’un önünde bulununca İsa bunları açıklamak zorundadır. Yazıların bahsettiği kral bir despot değildir, kendi çıkarlarını arayan biri de değildir, O, insanların önünde Allah’ı temsil edendir. Gelmesi “gereken” kral O’dur ve “eşeksırtında” gelmektedir: O, uysal ve alçakgönüllüdür ve dünyanın hükümdarlıklarını yıkmayı düşünmemektedir. O şiddet kullanmayacak, ordu yönetmeyecek, savaş borazanını çalmayacaktır. O’nun krallığı şimdi insanları korkutan krallıklara rekabet etmiyor, çünkü onlara benzememektedir. O kraldır, çünkü bunun böyle olmasını Allah istemektedir: O, Allah’ın gerçek yüzünü gösterecek bir kral olacaktır.

İsa’nın gerçekleştirdiği krallık “gerçeğe tanıklıktır”. Biz de O’na gerçeğin ne demek olduğunu soralım, ancak O’na istediği gibi cevap verebilme zamanını verelim, Pilatus gibi yapmayalım. Pilatus başkaları tarafından suçlanan ve hor görülen biriyle konuşmaktan çekiniyordu. İsa Havarilerine şöyle demişti: “Ben gerçek’im” ve bunu şöyle açıklamıştı: “Beni gören Peder’imi görmektedir” (Yuh. 14, 9). İsa Peder’ini tüm sevgi ve merhametiyle göstermektedir. Bunun için O’nun krallığı, insanların korktuğu, şiddet ve hükmetmekten ibaret olan krallıktan çok değişiktir. Biri Allah’ın hoşuna gitmek istiyorsa, İsa’yı tanımaya, O’na itaat etmeye, sesini dinlemeye ve sözünü gerçekleştirmeye çalışacaktır. Pilatus anlamıyor veya değişmemek için anlamak istemiyor. Biz İsa’yı gerçek kral gibi karşılamaya çalışıyoruz. Ben O’nu kralım gibi kabul ediyorum, sen de kralın gibi kabul ediyorsun. Başka türlü yapmanın imkânı yoktur. İsa’nın bizi buna zorlamasını beklemiyoruz, çünkü o köle istemiyor, sadece evlatlar ve kardeşler istemektedir. Bizim kendisi gibi sevgi dolu olmamızı istiyor, çünkü O’nun krallığı Peder’in gerçek yüzünü göstermelidir, tüm krallığı dünyaya sevgisinin yeniliğini getirmelidir.

Bugünkü bayram İsa’nın kimliği hakkında bizi bilinçli kılmaktadır, aynı zamanda herhangi bir sorumluluk taşıyorsak, otorite sahibiysek veya yapmaya çağrılıyorsak, bunda bizi yöneltmek istemektedir. İsa’nın bir öğrencisine, bir yetki verildiğinde, bunu, İsa’nın krallığını yaşadığı ruhla yaşamaya çalışacaktır. Hıristiyan dünyasında yetki veren görevler hizmet gibi, sevgi eylemi olarak ve Allah’ın babalığının gözüktüğü yer olarak yaşanmaktadır. Bunun kolay olmadığının farkındayız, çünkü hükmetme arzusu her yerde kendini göstermektedir. Ancak her birimiz yaşadığı yerde, ailesinde, iş yerinde, arkadaşları arasında, araba kullanırken, başkalarının yanında az zaman kaldığı yerlerde de, kısacası her yerde Allah’ın babalığının hizmetkârları olarak yaşamaya çalışabiliriz. Böylece “gerçeği” gözükecek ve sevgi, anlayış, barış meyveleri verecektir.

Bugünkü okumalar, Daniel peygamber ve Vahiy, bize kralımız İsa’dan çok görkemli bir şekilde bahsederler. Bunlar bizi ne korkutmalı ne de endişelendirmelidir. Nitekim Rab İsa bizi her korkudan, her etkiden kurtarmaktadır, çünkü O, haça gerilendir ve “yeryüzünün tüm halkları O’nun üzerine ağlayıp sızlanacaklar”!

İsa’nın Evrenin Kralı olması bize bu dünyanın krallıkları ve hükümdarları karşısında huzur vermektedir. Halen acı çektiren, ümitsizlik veren, fakirlere ve imanlılara huzurlu bir yaşamı inkâr eden hükümdarlıklar vardır ve daima olacaklardır. Bunlar haksızlıklardan zevk alıyor gibidirler. Halen Pilatus’a benzeyen kişiler emir yerlerinde var olmaya devam etmektedirler. Bu kişiler sadece emir vermeyi düşünürler, hizmet vermezler. Biz bunlardan korkmayalım. Biz gerçek kralımıza hizmet edelim, O’ndan öğrenmeye devam edelim, O’na her şeyde itaat edelim. Her ne yaparsak O’nun için yapalım. O zaman da yüreklerimizde barış ve sevinç olacaktır, birçok kişiye yardım etmenin sevincini yaşayacağız ve Rabbimiz İsa bize hak ettiğimiz, bol, mükâfatı verecektir.