21/05/2006 - PASKALYA DEVRESİ – 6. Pazar Günü – B

İlk okuma       Hav. İşl. 10,25-26.34-35.44-48    Mezmur 97/96

İkinci Okuma                   1Yu 4,7-10                                İncil Yu 15,9-17

 

Öldürme. Beşinci emir kısacık, ama düşüncelerimizi ve kalbimizi çok meşgul eder. Allah, yaptığını bozmamıza izin vermiyor: O, insanı yaratmak için tüm sevgisini kullandı, ona yaşam verdi, onu işbirlikçisi yaptı, onu kendisine benzer kıldı ve bizim O’nun yarattığı değerli eseri yok etmemizi kabul edemez! Allah’ın eseri olan yaşamı yok etme! Bazı kişiler bu emri harfi harfine almaktadır, fakat bu şekilde onu küçültmektedirler, çünkü Allah, sadece ölümü yaratmamızın yasak olduğunu ima etmemektedir. İsa Allah’ın sözlerini daha derin anlamamızı öğretmişti. “Atalarımıza, ‘Adam öldürme. Öldüren, yargılanmayı hak edecek' denildiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kardeşine karşı öfkelenen her kişi yargılanmayı hak edecek. Kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, Yüksek Kurul'un yargısını hak edecek. Kim kardeşine ahmak derse, cehennem ateşini hak edecek (Mt 5, 21-22). Kimsenin yaşamına ne fiziksel olarak, ne psikolojik olarak ne de ruhani olarak zarar verme! Eğer bir kardeşine karşı ret veya hor görme sözleri de kullanıyorsan ölümü vermeye başladın bile. Eğer birine kızıyorsan, onun kişiliğine, sana ait herhangi bir şeyden veya projeden daha az değer veriyorsun demektir. İsa, kendini başkalarının hizmetkarı yaparak, yaşam vermeni öğütlüyor, küçük veya büyük, herkesin yaşamı iyileştirmeni istiyor. Aranızda büyük olmak isteyen, diğerlerinin hizmetkârı olsun (Mt 20, 26s). Ancak maalesef insanlar kendi üzerlerine eğilirler ve başkalarının, sadece kendi egoizmlerini tatmin etmelerini beklerler. Bu şekilde, öldürdüklerinin de farkına varmazlar!

Bugünkü okumaların temel konusu sevgidir. İsa, gerçek sevgiyi anlatmak için, öğrencilerle kısa bir konuşma başlatıyor. Gerçek, tam bir insanın yaşamının “özü”, sevgidir, ama Allah insanı bu şekilde yarattığı halde günah insanın halini bozmuştur.

İncil yazarının bu konuşmayı koyduğu yer, Son Yemektir. İsa, bizleri Peder’in davranış şekline dikkat etmeye çağırır, Peder’in sevgisi O’nu kaplamıştır. O, ölümden dirilmesiyle görünecek, Peder’in bağışladığı ve söz verdiği sevgiyi tanımaktadır. Öğrenciler sadece gördüklerini anlayabilirler ve Peder’in sevgisini çok açık bir şekilde İsa’nın mucizelerinde görebilmektedirler: Peder İsa’yı o kadar çok sevdi ki O’nun büyük ve şaheser işaretler yapmasına izin vermiştir. İsa, Peder’inden sevmeyi öğrenmiştir ve o da arkadaşlarını karşılıksız, yorgunluğu düşünmeden, sınırsızca sevdi. Onları nasıl sevdi? Onlara arkadaş gibi davrandı: Kendi, bu kadar büyük iken zavallı, anlamsız, kendilerine kapanıp olan öğrencilerine arkadaş gibi davrandı. Onlara en büyük armağanları verdi, Peder’i tanıttı. İsa, öğrencilerini sevdi, bizi de sevdi ve hepimiz için yaşamını feda etti. Biz bunun nelere mal olduğunu çok iyi biliyoruz.

Şimdi İsa, havarilerine tembihler yapıyor, çünkü onlara son defa için konuşuyor: onların “sevgisinde kalmaları” gerekiyor ve O’nu örnek alarak onlar da “birbirlerini sevmeliler”! “Sevgimde kalın!” diyor İsa, çünkü öğrencilerin her birinin yaşamı O’nun için önemlidir. İsa’nın tembihleri iki şekilde anlaşılabilir: benim ilgim sizi kaplasın, sizi sevmeme izin verin, sadece benden çıkan ısı ile ısının, öğretilerimi bir hazine gibi muhafaza edin; ama şunu da söylemektedir: sadece beni sevin, kalbinizi başkasına vermeyin, bakışınız bana doğru olsun. Bu kurtuluşumuz için gereklidir, aynı zamanda da yaşamımızın faydalı olması ve kalbin derinliğinde olan sevincin daima canlı kalması içindir.

İsa’nın öğretisini, Yuhanna’nın mektubu da tasdikler. O da sevgiden bahseder. Allah’ın sevgi olduğunu söyler. Allah sevgi ise ve Allah Babamız ise, biz de sevgi değil miyiz? Bize bakan ancak ve ancak sevgiyi görmelidir! Bizde görülen sevgi, Allah’ın sevgisi olmalıdır. Gerçek sevgi, bizim duygularımız ve fantezilerimizle gerçekleştirdiğimiz sevgi değildir, gerçek sevgi Peder’in bize Oğlunu vererek gösterip bağışladığı sevgidir.  Bunun için Peder’in sevgisini örnek olarak alarak hep gözümüzün önünde bulundurmalıyız: bunun için de Kutsal Yazılar faydalıdır, ama her şeyden önce, Peder’in her bir insan için ve tüm insanlık için olan sevgisini gösteren, İsa’nın yaşamı önemlidir.

Petrus, yüzbaşı Kornelius’un evine girerken bakışını Allah’ın sevgisine doğru çevirmektedir: bunun içindir ki kendi kültürel ve dini çekimserliklerini yenebilmektedir ve toplanmış putperestlere İsa’yı bildirebilmektedir.  Peder’in sevgisine bakarak, havari daha önce yaklaşmayacağı ve sevmeyeceği kişileri sevebilmeyi beceriyor. Onları, Rab İsa’yı müjdeleyerek ve sonra onları vaftiz aracılığıyla Kilisenin kutsal birliğine kabul ederek, sevmektedir.  Petrus’un, Rabbi ve Öğretmeni ile birliği, meyve vermektedir: barış ve azizlik meyvesi, Peder’e şan veren ve tüm imanlıları sevindiren meyveler! Ben de gelecek günlerde etrafımda Allah’ın sevgisini görmeye çalışacağım.