16/04/06 - PASKALYA BAYRAMI - B -

İlk Okuma                   Havar. İşl. 10,34.37-43  Mezmur 117/118

İkinci Okuma                   Kolos. 3,1-4                    İncil  Yuhanna 20,1-9

“Ölüm ve diriliş mucizevî bir düelloda karşılaştı. Yaşamın Efendisi ölmüştü; ama şimdi canlı ve muzaffer…”  İncil’den önce, bugün hayretle kutladığımız olay, birkaç kelimeyle böyle özetlenmiştir. Bugün gerçekten Allah bizi beklenmedik bir olayla şaşırtmaktadır. Mecdelli Meryem bunu anlatmaktadır, aziz Petrus bunu yeni bir yaşam müjdesine çevirmektedir, Aziz Pavlus ise günümüz için bazı sonuçlar çıkartmaktadır.

Mecdelli Meryem, kalbindeki karanlıkla İsa’nın ellenmiş mezarına bakmaktadır. Koşarak geriye dönünce aklına gelen tek şey Rabbin bedeninin alınmış olmasıdır ve bunu Havarilere bağırarak anlatmaktadır. Bu suçlamayı Musevi başkanları bir küfre çevireceklerdir ve habersiz öğrencileri suçlayacaklardır. Kadının sözleri Petrus’u ve “İsa’nın sevdiği havariyi” sokağa çıkartmaya yetmiştir, acayip bir şey olduğunu hemen anlamışlardı. Belki de İsa’nın birçok kere dirileceğini söylediğini anımsadılar. Ancak Kutsak Yazıları anlayıncaya kadar bu olay bile onlar için yeni bir yaşam temeli olamamaktadır.

Ancak İsa’nın, tekrar aralarına gelerek, hatırlamalarına yardım edecektir, mezmurlar dahil, peygamberlikleri anımsatacaktır ve o zaman Kutsal Yazıları anlamaya başlayacaklardır ve sevinçli olacaklardır. Allah’ın Sözünün gerçekleştiğini görecekler ve iman edeceklerdir, O zaman kendi gözleriyle görmekten çok, kalplerinde sevinci duymaktan çok iman edeceklerdir. Bu iman yeni bir yaşamın başlangıcıdır, yeni bir ümittir, saklanamayan ve susturulamayan yeni bir duygudur. Bugün de birçok anlatımdan ilk kere için müjdeyi duyanlara, dirilen İsa’ya imanın ne kadar çok güç verdiğini dinliyoruz. Birçok zorluğa, görülen kine ve ölüm tehlikesi rağmen O’nun şahitliğini yapmaktan çekinmemektedirler. Birçok Müslüman, Mesih’e iman ederek, aileleri tarafından ret edilmelerini huzurla kabulleniyorlar ve bazen ölüme kadar getirecek bir şiddetle karşılaşıyorlar. İsa’nın ölümden dirildiğine inanmak bizim için yeni yaşamdır. Bu yeni yaşam olmasa karanlığa ve boşluğa düşeriz, insanların ümitsizliğine ve köleliğine maruz kalırız.

Aziz Petrus, Allah’a inanmak isteyen Yüzbaşı Kornelyus’a İsa’nın ölümden dirildiğini müjdelemektedir. Bundan daha önemli bir şey yoktur. İsa ölümden dirildi ise herkesi O yargılayacaktır, o halde dirilişi ile her insan üzerinde yetkiye sahip oldu.  Bir insan İsa’nın dirildiğine inanırsa ona başka bir şey söylemek gerekmemektedir: o, kendi İsa’nın arzularını arayacaktır, O’nun arzularına uymaya çalışacaktır, O’nun öğretilerini araştırıp müjde ile başlayan yeni yaşamında yürümeye çalışacaktır.

Aziz Pavlus Koloselilere de şunu tekrar etmektedir: Hıristiyanlar “gökteki” şeyleri arayanlardır, çünkü Mesih ile dirildiler! Onlar yeryüzünün şeyleri ile yetinmemektedirler, rahatlık veren ve dünyanın gözünde onları büyük, meşhur yapan şeyleri aramamaktadırlar. Onlar bu şeylerin bizi kölelere çevirdiklerini çok iyi bilmektedirler, onlar bizi günaha götürür ve Peder’in yüreğinden ve kardeşlerin birliğinden uzaklaştırmaktadırlar. “Gökteki gerçekleri” arayarak içimizdeki Kutsal Ruh canlandırılır ve diğer imanlılarla yeni bir birliği tatmamızı sağlamaktadır!

Bu sebepten bugün “Alleluya” ilahisini söyleyelim. Yüreğimizdeki ve aklımızdaki derin sevinci bizimle birlikte iman eden ve acı çeken kardeşlerimizle paylaşalım. Aynı zamanda aziz şehitler ve İsa’nın her zamanki ve her yerindeki sadık takipçileriyle de bu sevincimizi paylaşalım. İsa dirildi, her anda bizi teselli etmek, güçlendirmek ve sorunlarımızı hafifletmek için yanımızdadır. Artık yüreklerimizde ve bakışlarımızda korkuya yer yoktur, çünkü ölüm artık son söz değildir. Bu dünyadaki yürüyüşümüze huzurlu ve ümitli bir gülümseme ile devam edelim. Herkese şöyle diyelim: korkmayın, İsa dirildi! İsa dirildi ise, biz de ölümün yaşamı yenmediğini bilerek yaşayabiliriz.

Alleluya, Alleluya, Alleluya!