11/10/09 - Olağan devre - 28. Pazar Günü - B

1.Okuma Bilg. 7,7-11 Mezmur 89 2.Okuma İbr. 4,12-13 İncil Mk. 10,17-30

“Bizi günah işlemekten koru”. Allah’ın bizi hangi günahlardan veya ayartmalardan korumasını istiyoruz? Bunlar çok mu ya da tek mi? Mutlaka İsa’nın da sabretmesi ve yenmesi gerekmiş olan ayartmadır. İki değişik İncil yazarı bizlere ayrıntılarıyla bunu anlatmaktadır. İsa çölde denendi, oraya Onu Ruh yollamıştı. Daha sonraları da İsa Ferisilerin veya yazıcıların veya başkalarının sözlerinde, aynı şekilde günaha teşvik eden şeytanın varlığını hissetmiştir. Şeytan, İsa’nın, kendinin Allah’ın Oğlu olduğunu bilerek yaratılış veya insanlar üzerine gücünü ve hükmedişini göstermesini istiyordu: bu şekilde İsa, Allah’ı Baba olarak değil de, ama bir zorba hükümdar olarak, ve kendisini de, istediğini yapan, yaptığının hesabını kimseye vermeyen onun oğlu olarak görecekti. Biz İsa’nın şöyle cevap verdiğini biliyoruz: “İnsan sadece ekmekle yaşamaz; insan Tanrı’nın ağzından çıkan sözlerle yaşar”. Şöyle diyormuş gibi: Ben sadece Baba’mın dediğini yapacağım, Onu dinleyeceğim, Ona itaat edeceğim! Ne zamanki “Bizi günah işlemekten koru” diyoruz sanki Baba’dan bizleri, Onu dinlemeye, itaat etmeye, gönderdiği işaretlere kabiliyetli kılmasını diliyoruz. Kendi düşüncelerimizi, fikirlerimizi takip etmememiz ve bizi çevreleyen dünyanın düşünce şekillerine katılmamamız için, kandırarak insanların kanılarını değiştiren “büyükler”in zihniyetini izlemememiz için bize gerekli ışığı, gücü vermesi için dua ediyoruz. İsa gibi sevgi dolu bir itaate ulaşmamız için yalvarıyoruz. Ayartmalar bize yavaş yavaş yaklaşır, kabul etmemiz gereken ama esasında bizleri Allah’ın yüreğinden uzaklaştıran fikirleri sunar: sanki sevgiden önemli şeyler ve haklar varmış gibi gösterir. Bu şekilde de aynen aziz Yuhanna’nın söylediği gibi Allah’ın sevgi olduğuna inansak da, Allah’ın bir düşünce tarzı imiş gibi davranırız. Ayartma İsa’yı evet bir Mesih, ama insanların egoist arzularını yerine getiren bir Mesih olmaya teşvik ediyordu. Ancak İsa, Babası tarafından yeni bir yol kat etmesi için gönderildi. Bu yeni yol sevgi yoludur ve sonuna kadar sevmeyi gerektirir, hatta öldürülünceye kadar. Ayartıcı Şeytan bizimle de aynı şekilde davranır: sadece İsa’ya bağlı kalırsak sevmeye devam edebileceğiz.

 

İncil, “fakir” olduğunu kabul eden bir zengine dikkatimizi çekiyor. İsa’nın ayaklarına kapanan o kişi zengin ve Allah’ın tüm emirlerine uymaktadır. O İsa’ya koşuyor, çünkü bir şeyin eksik olduğunun farkında! “Ebedi” diye çağırdığı yaşama sahip değil, yani yaşam doluluğuna, yaşama sevincine, ölüm anında yaşamını gerçekleştirmiş olmanın mutluluğuna sahip değil. O farkında ki, zenginlik onu mutlu etmiyor. Zenginlik ona cennettin kapılarını açmıyor. Zenginlik Allah ve insanlarla ilişkisini durduruyor. Bunun için o İsa’ya koşuyor: kim ona İsa’nın bir zenginin yaşamına bir şeyler katabileceğini söyledi? Sorusu ciddi ve samimi: “Ne yapmalıyım?”  İsa ona hemen cevap vermiyor, önce ciddi olup olmadığını anlamak istiyor, hakikaten Allah’ın arzusunu gerçekleştirmeye niyetli mi? Bundan emin olduğunda, (kişi Allah’ın tüm emirlerine uyduğunu söylemekte), ona sevgiyle bakar ve hakikaten dünyada Allah’ın doluluğunu yayabilecek biri olduğunu anlar. İsa ona cevap verir. Ebedi yaşama kavuşması için geçici şeylerden vazgeçip kalıcı şeylerle beslenmeye başlaması gerekir. Kim İsa ile beslenirse yaşayacaktır: "Bir tek eksiğin var. Git, neyin varsa, onu sat ve parasını yoksullara ver. Böylece   gökte bir hazinen olacaktır. Sonra gel ve ardımdan yürü!". İşte yaşamın sırrı budur. İsa’yı Baba dünyaya evlatlarının ebedi yaşama kavuşması için gönderdi. Kim Onu kabul ediyorsa yeni bir yaşama başlar, sevinci, yeni bir dünyayı keşfeder, kimse onu bundan ayıramaz, işkenceler ve sıkıntılar bile ayıramaz: bu günlerde başka dinlerden gelen İsa’yı keşfeden bazı erkek ve kadınlar bize bunun ispatını vermektedirler! Kim ise dünyevi şeyleri biriktirmeye devam etmek istiyorsa, o yaşamsız kalır ve üzüntü yüreğini kapatır. İsa zamanında Ona koşan zengin adama da böyle oldu, günümüzde de birçok kişinin başına bu gelmektedir, göksel şeylere kapalı olduklarından Allah’a yüreklerini açmazlar ve etrafa sadece üzüntü verebilirler.

Yaşama sahip olmak istiyor musun? Gerçek hikmeti sev: “Onunla karşılaştırıldığında tüm dünya altınları bir avuç kum gibi kalır, gümüş de çamur gibi sayılır”. Gerçek hikmet Allah’tan gelir ve İsa’dır. O, Allah’ın Sözüdür, Baba’nın, insanların dinlemelerini, bilmelerini, almalarını, birbirlerine tanıtmalarını istediği sözdür. “Canlı ve güçlü; iki ağızlı her kılıçtan daha keskin” Söz O’dur. Allah’ın bize kendisini, gerçek ve ebedi yaşamını ilettiği armağan İsa’dır. Onu her gün daha ciddi ve derin bir şekilde kabul etmeye devam edeceğiz, O”nun bizi eğitmesine izin vereceğiz ve yüreğimizde Onu tutarak yaşayacağız. Onu kabul etmeyen ise, hiç kimse ile birlik içersinde yaşayamaz. Kim uzak yaşamak isterse karanlıkta ve yalnızlıkta kalır: bunu sen de biliyorsun, hem çünkü şahsen tecrübesini yaşadın, hem de çünkü senin imanını paylaşmayan en yakın akrabalara bile yakın hissedemiyorsun. O halde zenginliği arama, paranı biriktirmeyi düşünme: sana yaşam Vereni, sevdiklerin için ve dünyanın yollarında karşılaşacağın kişiler için seni canlı bir armağan kılan İsa’yı ara. Sen de bu mezmur ile dua et: “Bildir bize, günlerimizin nasıl sayılacağını, öyle ki bilgelik sahibi bir kalp edinelim”.