05/08/2001   OLAĞAN DEVRESİNİN  18. PAZARI   -   C YILI

Birinci okuma    Vaiz 1,2; 2,21-23                  Mezmur    94

İkinci okuma       Koloslulara  3,1-5. 9-11      İncil          Lk 12,13-21

 

Birinci okumada beş defa "boş" kelimesini buluruz. Sık sık biz de boşlukta yaşıyoruz; önemsiz ve sonuunda ortaya çıkan faydasız şeylere önem veriyoruz, sevmek için, hizmet etmek için ve Peder'le birlikte olmak için yararlı olmayan şeyleri tedirginlikçe arıyoruz, önemli ve her zaman kalıcı olanlardan bizi uzaklaştıran ve bizi aldatan şeylerin peşinden koşuyoruz. Ne kadar boşluklar hayatımızı dolduruyor! Ne kadar boş şeyler uykumuzu parçalıyor ve birbirimizle olan ilişkilere kıskançlığı, açgözlülüğü ve uyumsuzluğu koyuyor!

Eğer Vaiz Kitabının yazarı bu konu hakkında çok açık yazdıyse, İsa bugünkü İncil'de daha çok açıkça konuşuyor. İsa zenginlikte ve malların sahipliğinde en neticesiz ve en zararlı boşluğu görür. Nitekim mirasın bölmesi sık sık kafga, nefret ve uyuşmazlığın kaynagıdır. Yeter ki bir kişi kendi yüreğinde zenginlik arzusunu kabul etsin ve kardeşçe bir sevgi olduğu yerde hemen en kötü nefret yerleşir. Eğer biraz bilgelik, biraz düşünme, bizi bekleyen geleceğe bir bakış olsaydı, uyumsuzluğun zinciri biterdi.

İsa, egoist ve açgözlü kardeşinden miras payını isteyen kardeşi düşündürüyor; neler gerçekten önemlidir? Sen dünyevi mallarına bakıyorsun, onların sahibi olsun diye kardeşliği kırmaya hazırsın. Fakat onları tadabilmekten emin misin? Eğer yüreğinde barış olmazsa, nasıl mutlu olabilirsin? Eğer yüreğinde barış olmazsa, hiçbirşey mutluluğu sana veremez. Hiçbirşey bir insana layık günleri kılan iç barışı veremez. Bu dünyada bir şeyin sahibi olmak istiyorsun, ama hayatının sahibi bile olmuyorsun. Belki uzak değil bir gün bu dünyada herşeyi bırakarak, boş ellerinle Tanrı'nın huzurunda bulunacaksın; O'na ne söyleyeceksin? Akılsız olma. Tanrı'nın huzurunu ve O'nun düşüncelerini önemsemeyen olan akılsızdır. Kesinlikle Rab, zenginliğe doğru sevginden dolayı senin kardeşinle ilişkileri kırmasını kabul etmez. Bunu yapmaktan, eğer sen Tanrı'nın sevgisi için fakir kalıp, sana karşı günah işleyense de, egoist ve günahkârsa da, kardeşini sevmeye devam edersen, daha iyidir. Öyle yaparsan Tanrı'nın hayatının ve barışının işareti olacaksın. Hayatın birçokları için tanrısal bir takdis oluyor!

Aziz Pavlos Koloslulara yazdığı mektubunda bu düşüncede devam edip, dirilmiş olan İsa'ya doğru gözlerimizi kaldırmaya teşvik ediyor. O zaman içimizdeki dünyevi ihtiraslar içimizde daha yaşayamayacak. Bu kötü dünyevi arzular ve duygular göklerdeki Babamızı bizi inkâr ettirip, iffetsizliğin, açgözlülüğün, yalanın köleliğine bizi götürür. Çarmıha gerilmiş ve dirilmiş İsa'da gözlerimizi dikmek ise, hiçkimse alamayacak olan neşeyi yüreğimize koyup, bizi özgür kılar. İsa'nın bilgeliğinde yaşayarak hayatımız dolu olacak. Gözlerimizi kaçamak, rahatsız ve cansız oluşturan dünyevi boşluklarına ne ihtiyacımız ne de arzuyu hissedeceğiz.

İsa öğretişini bu sözlerle kapatıyor: "Allah katında zengin olmak".

Malların ya da paranın sahibi olduğumuzda değil, ama eliaçık bizi oluşturan, çıkarımızı bizi düşündürmeyen bir sevgi, Peder'in sevgisine benzeyen bir sevgi yüreğimizde olduğunda Allah'ın katında zengin oluruz!

İsa, sana teşekkür ediyorum; sen bana dünyevi şeylerden özgürlüğün, Peder'in sevgisinin ve gerçek bilgeliğin Ruh'unu veriyorsun!