OLAĞAN DEVRESİNİN  33. PAZARI  -  C YILI

 Birinci okuma  Malaki 3,19-20     Mezmur  97

İkinci okuma    2. Selanik. 3,7-12  İncil       Lk 21,5-19

Hıristiyan Dini Yılının sonuna yaklaşıyoruz. Katolik hıristiyanlar için, dinsel yıl Noel'den dört hafta önce başlar ve yılın 34. pazar günüyle biter. Bu 33. pazarının okumaları aracılığıyla bütün Kilise, Rabbin Sözü ışığında , bu geçici dünyadaki kendi durumunu düşünür. Bu dünyada güzel ve iyi şeyleri buluyoruz çünkü Peder dünyayı iyi ve güzelce yaratmak istedi. Fakat bu iyi ve güzel şeyler insan yüreğini  o kadar çok çekebilir ki insanın sahipleri ve ayartıcıları olabilirler!

Peygamberler aracılığıyla Rabbin Sözü ve İsa'nın öğretişi bu geçici dünyadaki ödevimizi ve yaşamımızın gerçek anlamını bize devamlı hatırlatıyorlar. Yüreğimiz sık sık boş şeylere sıkıca tutunur. Bizi dikkatli  kılmak için, zaman zaman Rabbin Sözü, sadece Tanrı’ya layık olan yeri dolduran şeylerin geçiciliğini hatırlar. Nitekim her çağda olaylar var ki dünyanın oluşturduğu hayat sistemlerinin iyiliğinin eksikliğini gösterirler .Simdi de bizi düşündüren, Rabbin Sözünün bilgeliğini kabul etmek için bize yardım eden olaylar var.

Birinci okuma kibirliler, kötülük işleyenler ve Rabbin adından korkanlar arasında bir karşılaştırma yapar. Onların sonu devrilecek. Rabbin Sözünün gerçekleşecegi gün olan Rabbin günü gelecek. O günde Rabbe doğru itaatli sevgide yaşayanlar onurlandırılacak! Bu yüzden sadık olanlar küçük ve hor görülmelerine rağmen, kendilerini Rabbin müminleri olarak tanılmaktan utanmasınlar, tersine sadık bir sekılde yürümek için cesaretlenmiş hissetsinler!

İsa bu öğretişiyle çok güçlü bir şekilde devam eder. Diyor ki: 'Burada gördüklerinize gelince, öyle günler gelecek ki, taş üstünde taş kalmayacak, hepsi yıkılacak!'. Niçin zenginliği, kendi işlerini, sanatsal insan eserlerini övmek? İnsanın yarattığı her şey bitecek. Tanrı'nın yerinde yerleşen entellektuel ve ideolojik teklifler ve cazibeli  felsefeler bile hiledirler: "Onların ardından gitmeyin!". İnsanlar bile kendilerini yok etmek için depremlerle rekabet ediyor. Böyle durumlarda İsa'yı izleyenler düşman gibi görülüyor. İsa'nın anlattığı şeyin geçen yüzyıllda yeryüzünün çeşitli yerlerinde çok defa tekrarlandığını görebildik. Kendi hayatlarının Tanrı'sı ve Rabbi olarak kabul eden hıristiyanlar, bu dünyanın ideolojisine ve şeylerine tapan insanlar için göze bir yumruk gibidirler. Bu dünya onları yok etmeyi kendilerine gerekli ödev olarak görür. İsa O'na tanıklık etmeye hazır olalım diye, acılı, düşünülemez ve haksız (doğru olmayan) bu duruma bizi hazırlar. Kendimizi önceden nasıl savunacağımızı düşünmemeliyiz çünkü kendi-tam Rab bizim avukatımız ve gerekli  olduğunda O bizimle beraber olacak. Peder'in sevgisi eksilmeyecek! O sadıktır! Bu yüzden, biz, O'nun çocukları olarak, korkmamalıyız! Tanrı tarafından yardım edileceğiz ! Evet, dünyadan reddediliyoruz, ama dunyanın kendı kurtuluşu için  bize ihtiyacı var! Dünya bizi zülmettiğinde tam o sırada İsa'nın bize vereceği sevginin ve hikmetin, şimdilik yanlış bir şekilde aranan  doğru yolu bulmak için dünyaya yardımcı olacaklar. Bizim tanıklığımız çok değerlidir!

Eğer bu dünya geçerse, eğer geçici şeylerle yüreğimiz meşgul olmamalıysa, o zaman tembelce, çalışmadan yaşamalı mıyız ve ya yaşayabilir miyiz? Bu, tembel hıristiyanların ayartmasıdır. Aziz Pavlus Selaniklilere cevap verirken onun verdiği örneğini onlara hatırlattı ve belli bir buyruğu verdi. "Çalışmak istemeyen, yemek de yemesin!". Dünyanın şeyleri geçiyor ama dünyada yaşarken Rabbin her şeye doğru olan sadakatını, Onun şefkatliğini göstermemiz gerekiyor. Çünkü O her şeyi sevgi aracı olarak yarattı ve her şeyi Yaratıcına şükretmek kullanmalıdır!