29/11/09 - Noel’e Hazırlık Devresi - 1. Pazar Günü - C

1.Okuma Yer 33,14-16 Mezmur 24 2.Okuma 1 Sel. 3,12-4,2 İncil Luka 21,25-38.34-36

 

Yeni olarak tamamlanan Kilisenin liturjik yılında sizlere İsa’nın şakirtlerine öğrettiği dua hakkında bir şeyler açıklamaya çalıştım. Böylece Göklerdeki Pederimiz duasını söylerken içsel davranışımıza ve Allah’ın yaşamımızda gerçekleştirmek istediği yenilemeye daha dikkat edeceğiz.

Şimdi ise Papa XVI. Benedikt’in rahipsel yıl olarak ilan ettiği yıldayız; bu yüzden rahiplik gizemi ve rahipler için dua üzerine daha derin düşünelim. Papa’nın bize işaret ettiği bu konu hakkında konuşmak ve düşünmek güzeldir ve aynı zamanda görevimizdir: bu konuyu incelemek için İsa’nın Baba’sına yönelttiği ve Yuhanna’nın, İncilinde aktardığı duayı incelemekle başlayacağız. Yüzyıllar boyunca bu duaya “İsa’nın rahipsel duası” deniyor. Çünkü o dua esnasında İsa kendisini Baba’ya kurban olarak sunmaktadır. Bu duada İsa kendini “rahip” olarak tanıtmakta ve öyle hareket etmektedir. O, rahibin tipik eylemlerini yapmakta, yani Allah’a, Allah’ın hoşuna gideni sunarak insanların günahlarını affetmesini sağlamaktadır. Bu dua, Yuhanna İncilinin tüm on yedinci bölümünü kapsamaktadır. Bu duayı, günümüzdeki teknolojik araçları kullanmadan, yani İsa’nın dediklerini teybe v.s. kaydetmeden, Yuhanna kendisi yazmıştır. Kendisine verilen Ruh’un yardımına güvenerek ve Rabbini derin ve ruhani bir şekilde tanıdığından, Onun öğretilerine dayanarak bunu yazdı. Bizler Rabbimiz ve Efendimizi, Baba’sına dua ederken durup Onu dinlemek görevimizdir. Bu sadece bir görev değildir, aynı zamanda güzel ve teselli edicidir.

İsa’nın kurban olmasından birkaç saat kala ve misyonunun en önemli anında Baba’sına yönelttiği duayı dinlemek İsa’nın yüreğini tanımanın, Baba ve Oğul arasındaki canlı ve yaşam veren ilahi sevginin gizemine girmenin en güçlü ve güvenilir yoludur. Böylece Allah’a yaklaşmanın en iyi yolunu ve en derin düşüncelerimizin mahiyetinin ne olması gerektiğini, Allah’ın yüreğimizde görmek istediğini öğrenebiliriz. İsa bizim için ve dünya için neleri istiyor göreceğiz. Allah o dünyayı o kadar çok sevdi ki, Oğlunu günahkar insanların arasında yaşaması için yolladı. Bu duayı incelemek bir din dersi olacak mı bilmiyorum, belki de İsa’yı tüm kalbimizle ve benliğimizle sevmeyi öğretecektir. Her durumda imanımızda büyümemiz ve Kilise ile birliğimizi derinleştirmemiz için sebep olacaktır.

 

Noel’e Hazırlık Devresinin ilk Pazar Gününde, yeni Kilise takvimine başlarken Rab bize son olaylardan konuşmaktadır. O, her günümüzü istediğimizi yaparak sarf edeceğimize zamanımızı değerlendirmemize, faydalı eylemler ve işler yapmamıza yardım etmek istemektedir, çünkü bir an gelecek ki zamanı bize verene hesap vereceğiz. Tüm yaşamımız Allah’ın Oğlu’nun var olup görünmesi gereken bir yerdir, Onun tapılacağı bir mabet, Onun insanlarla karşılaşabileceği yürüyebileceği bir yol olmalıdır. İnsanlığın tamlığı İsa’dır: eğer O içimizde ise, bizim de yaşamımız dolu olacak ve tamamıyla mutlu olacağız. Eğer Onu istemiyorsak veya hoşumuza gideni yapmak istiyorsak, O içimizden uzakta kalmaya mecbur olacaktır, o zaman da bütün olaylar bizim için aşılamaz kayalar gibi olacaklardır. Güvenilir gibi gözüken her şey bir kandırmaca, bir hayal kırıklığı olacaktır. O halde İsa, gerçek iyiliğimiz için kendimize dikkat etmeye çağırmaktadır; hiçbir zaman kendimizi kendi ellerimizle aldatmayalım!

Bugünkü çağrı yaşamımızı ciddiye almamızdır, öyle ki onda Allah’ın sevgisi belirsin. Aziz Pavlus da bize aynı şeyi hatırlatmaktadır. Onun en güçlü arzusu şudur: Hıristiyanlar öyle bir şekilde yaşasın ki aralarında Allah’ın sevgisi gözüksün. Bu şekilde Allah kendi şanını yeryüzünde gösterebilmektedir.

İsa’nın gelişini beklemekteyiz. O geçmiş tarihte geldi, şimdi de gelmeye ve aramızda olmaya devam etmektedir, böylece son gelişini de hazırlamaktadır. Bu sebepten bu yeni Kilise liturjik yılını Onunla birlikte başlayalım ve çok önemli bir görevimizin olduğunu bilerek sevinçli olalım. Yeremya Peygamberin müjdelediği gibi, görevimiz Allah’ın vaatlerinin gerçekleşmeleri için Onunla işbirliği yapmamızdır. Allah tüm halklara “bir kurtuluş tohumunu” vermek ister, ve bu tohum filizi “ülkemde adaleti ve doğruluğu gerçekleştirecektir”. Biz Rabbin hoşuna gidecek şekilde yaşayarak, yani arzusuna uygun yaşayarak, haksızlıkların olmadığı hükümdarlığı başlatmaktayız. Bu hükümdarlıkta yargı da, insanları seven ve onları Şeytan’dan kurtarmak isteyen Olan’a aittir, yani gelecek Rab’be. Bu Hazırlık Devresi Onu karşılamaya hazırlanmaktır, bekleyiş zamanıdır.

Her bekleyiş sevgiden kaynaklanıyorsa gerçek bekleyiştir. Bu sebepten bu devreyi İsa’yı severek yaşayalım: Onunla karşılaşmayı, Onu görmeyi, dinlemeyi, Onun tarafından görülmeyi, tutulmayı dileyelim. Yüreğimizi tövbe işaretleriyle hazırlayalım: duamızı güçlendirelim öyle ki, sevgi dolu bir bekleyiş olsun; konuşmamızı düzeltelim, varış noktamızı göz önünde tutan bilgelikten kaynaklansın; davranışlarımızı düzeltelim, egoizmden ve sadece zevk arayışından arınalım; yaşamımızı yenileyelim, onu fedakarlıklar ile değiştirelim. İşte bu çabalarımız İsa ile ve Onun için yaşamayı sağlayacak olan sevgi eylemleridir. Bunların aracılığıyla dünyaya, yanlış yollarda aradığı ve bu yüzden bulamadığı hakikati ve yeniliği tanıtabiliriz!