06/06/2004  - KUTSAL ÜÇLÜK BAYRAMI  -  C YILI

 

Birinci okuma Süleyman Kit. 8,22-31    Mezmur  8

İkinci okuma   Rom. 5,1-5                       İncil        Yuh. 16,12-15

 

Birinci okumada Allah'ın Hikmeti kendisini tanıtmaktadır. Onun en çok bize tanıtmayı arzuladığı şey, Allah'la olan birliği ve sonsuzluğudur, ve Allah'ın yaratma eylemindeki işbirliğidir. Allah'ın Hikmeti'nin varlığı kıskançlığa neden olmuyor, tersine sevinç veren ve insanların mevcudiyetinden sevinen bir varlıktır. Monoteist Yahudi ortamında yazılmış olan bu metin, akılların ve yüreklerin, Allah'ın yaşamının tam belirmesini kabul etmelerine hazırlamaktadır. Mesih İsa bize bu ifşayı bağışlayacaktır! Allah tektir, fakat O'nun özü sevgidir. Ve sevgi bir ilişkide kendisini ifade edip, yaşamaktadır. Bunun için biz, kültürümüzden ve insani tecrübeden gelen terimleri kullanarak, Tek Allah'ın, üç 'Kişi'nin birliği olduğunu söylemekteyiz. Bu, Allah'ta üç tanrı olduğunu kesinlikle söylememektedir; ama O'nun Birliğinde ve Tekliğinde sevgi hareketleri var olduğunu demektir. Maalesef insani sözlerimiz uygunsuz ve yetersizdir; aklımız da sınırlıdır ve Allah'ın büyüklüğünü, zenginliğini ve güzelliğini tam olarak kavrayamayıp ifade edemez! Bu yüzden kullandığımız terimler çok alçakgönüllü ile kullanmaktayız.

Süleyman'ın Kitabı, bize Hikmeti, Allah'ın projelerini önceden bilip yöneten ve Allah'ın eserinde neşe bulan bir mimar olarak tanıtmaktadır. İsa ise yüreğimize hitap eden terimler kullanarak, Allah'ı 'Peder' diye çağırıyor: Oğul'u doğuran Peder, aynı sevinçte, aynı istekte ve aynı nurda Oğul ile birleşmiş Peder. Bu nur, İsa tarafından 'Gerçeğin Ruhu' diye çağrılmış Kutsal Ruh'tur. Kendi içinde kapanmış olmayan Allah'ın tekliğini düşünmek için, tabiatın örnekleri yardımcı olabilirler. İslam'dan gelen bir Hıristiyan bana, Allah'ı güneş gibi düşündüğünü söylemişti. Güneşe dokunamıyorsun, ona bakamıyorsun bile, fakat o, ışığıyla sana ulaşıp, seni ısıtıyor! Güneş, ışık ve ısı üç ayrı gerçektir, fakat tek bir özdür. Işık sana güneşin mevcudiyetini gösteriyor, güneş de seni ısıtıyor. Aynen İsa sana Peder'i tanıtıyor ve Peder de Kutsal Ruh aracılığıyla sana ulaşıyor!

Bu günkü İncil'in metninde İsa, öğrencilerine Kutsal Ruh'un eserinin gerekliliğini gösteriyor: tüm gerçeğe doğru yönelten, O'dur. Öğrenciler İsa'nın söylediklerinin yükünü, yani İsa'nın haçının yükünü taşıyamıyorlar: İsa için acı çekmeye hazır değiller. Gerçeğin Ruh'unun gelişi, Rablerinin hacına katılma sevincini onlara sağlayacaktır. "Tüm gerçek" yalnızca aklın kavrayabildiği değil, Rabbin Sözüne güvenip itaat etmekle yaşabileceğimiz derin bir tecrübedir. Meryem Ana ne zaman "tüm gerçeğe" ulaştı? Rabbin Sözüne itaat ederek, İsa'yı doğurduğunda ve yıllarca O'na sevgiyle hizmet ettiği zaman! Bu şekilde çalışıp severek, Allah'ın projelerine tamamen katılmış oldu! İsa'nın, kendi kurtuluş eseri hakkında bize tanıtmak istediği her şey, Kutsal Ruh sayesinde somut günlük yaşamımızda tecrübe edilebilir. Kutsal Ruh bunu tecrübe etmemizi sağlamaktadır.

İkinci okumada Aziz Pavlus'un şu sözlerini okuduk: "Sıkıntılarla da övünüyoruz. Çünkü biliyoruz ki, sıkıntı dayanma gücünü, dayanma gücü denenmiş sadakati gösterir ve sadakat ümidi yaratır". İman aracılığıyla Allah'ın yüceliğine erişmek ümidiyle övünebiliriz.

Her şey bize Mesih İsa sayesinde verilmektedir: O bizi Peder ile barıştırıyor ve Kutsal Ruhuyla bizi giydiriyor! Böylece Kutsal Üçlük'ün özen konusu olduğumuzun, durmadan O'nun bizimle ilgilendiğinin, O'nun sevgisinin sıcaklığının içinde bulunduğumuzun farkında olabilmekteyiz. Allah'ın, Üçlü-Birlik olduğunun belirmesi sayesinde, O'nun sevgisini, O'nun bizi affetme isteğini, O'nun bize tüm yaşayabileceğimiz mutluluğu vermenin arzusunu tanıyabiliyoruz. Kutsal Üçlü-Birlik'i tanıyarak, O'nun, hala karanlıkta ve korkularda, ümitsizlikte ve kararsızlıkta yaşayanlara olan sevgisine katılmamızı ve böylece içimizde daha büyük bir sevinç yerleştirmeyi istediğini anlıyoruz.

Allah'ımızın 'gizlerini' tanımak, ne büyük bir şanstır! Onları tanıyan, kendi hayatının anlamını da tanımış olur. Kutsal Üçlü-Birlik'in tanıyan, hayatının sonuna kadar ümit etmeyi ve barışta yaşamayı biliyor, çünkü saatlerin geçmesinin değerini tanır. Nitekim her an ve her şey Allah'ımızın nuru ve sevgisi tarafından aydınlanır. Günümüzde de Allah'ı, Üçlü-Birlik olarak, tanıtmaya çok ihtiyaç var: birçok insan hayatlarının anlamını tanımayıp, boşlukta ve ümitsizlikte yaşıyorlar, çünkü Sevgi olan Allah'ı tanımıyorlar ve bundan dolayı sevilmiş olduklarını hissetmeyip, O'nu da sevemiyorlar.

 

Rab İsa, sana şükürler olsun: Sen bizi senin harika nurunun taşıcıları kılıyorsun!