08/12/2003  -  MERYEM ANA'NIN GÜNAHSIZLIĞI BAYRAMI

 

Birinci okuma  Tekvin 3,9-15. 20   

Mezmur  98

İkinci okuma  Efes. 1,3-6. 11-12     

İncil   Lk. 1,26-38

 

Allah insanlarla karşılaşmak istiyor. İnsan ise, Allah'ın sözüne itaat etmeden, kendi akıl yürütmesini izleyerek, kendi isteğine göre davrandı. Ve hemen, huzur ve mutluluğu kaybettiğini fark etti: kendini ne kadının yanında iyi hissediyor, çünkü kadın onu aldattı, ne de Allah'la artık diyalog kurabiliyor, çünkü O'nun azarlamasından korkuyor. Bu durumda yine Allah ilk adımı atıyor: insanı arayıp, onunla konuşup, ona "Nerdesin?" diye sesleniyor.

Allah, insanın yalnız olduğunu ve hayatına doğru yön veremediğini biliyor. Artık insanın hayatına ölüm girmeye başladı ve her şeyden, en yakın insandan, kendisinden bile korkmaya başladı. Artık karanlıktan ve saklamaktan başka bir şey aramıyor. Yaşamı bozuldu, çünkü bütün ilişkileri bozuldu, kesildi. Kendi gücüyle yaşayamıyor.

Ama Allah onu hala seviyor, ona geliyor, onunla konuşuyor. Allah insanın, kendi durumunun ve yeteneksizliğinin bilincinde olmasını istiyor. Sonra da ona söz veriyor: Allah kendisi, durumu çözmek için, yeniden ona yaşamı vermek için, müdahale edecek. Allah'ın müdahalesi, insanın işbirliği ile, kadının soyu ile gerçekleşecektir. Allah'ın sözleri insanlara ümit veriyor.

"Erkek bilmeyen" Nasıra'lı Meryem de Allah'ın kurtuluş müdahalesine işbirliği yapıyor. Bugün diğer kadınlara benzemeyen, bu kadına bakalım. Bütün kadınlar, erkekler gibi de, kendilerini düşünüyorlar, kendi güzellikleriyle ilgileniyorlar, zenginlik ve ün diliyorlar, fikirlerini, kararlarını ve hayallerini gerçekleştirmek istiyorlar. Bütün kadınlar Adem'in birinci itaatsizliğinin izini, Adem'in, Allah'ın yerine Havva'ya itaat ettikten sonra, çektiği boşluğun ve yalnızlığın izini taşıyorlar.

Melek Cebrail çok özel sözlerle Meryem'i selamlıyor. O sözler, peygamberler tarafından halka, onu cesaretlendirmek ve sevindirmek için, söyleniyorlardı. Meryem de sevinmeli, çünkü Allah onunladır! Meryem, günahkar insanlardan farklı olarak, tövbe etmeye davet edilmiyor, tersine "Allah'ın lütfuna kavuşan" diye, çağırılıyor. O, Allah'ın karşılıksız sevgisi ile doludur. Onda tanrısal nur parlıyor, onun üzerine kutsallık bütünlüğü ile iniyor. Meryem, bütün insanlara hitap eden vaadin gerçekleşmesi için bir 'Söz' alıyor. Bunu kabul edebilmek için, Meryem Allah tarafından önceden hazırlanmıştı. Onun yüreğinde, insanın Allah'a olan benzerliğini bozan ilk itaatsizliğin izi yoktu. Onun yüreği temiz, pak, nurludur. Biz, onda günahın gölgesinin yokluğunu vurgulamak için, onu günahsız olarak kutluyoruz. Aynı zamanda da onun, sadece günahsız değil, lütuf ile dolu olduğunu da hatırlamaktayız. Meryem, Allah tarafından karşılıksız bir sevgi ile seviliyor; ve bu sevgi, bu lütuf Meyem'i, gerçek bir şekilde sevmeye yetenekli kılıyor!

İkinci okumada Aziz Pavlus'un söyledikleri, Meryem'in yaşamında zaten gerçekleşti. O "kutsal ve kusursuz", o, Allah'ın yüceliği için yaşadı, onun hayatı Allah'a olan bir övgüdür. Bunun için Peder'in sevgisinin eseri olan Meryem için seviniyoruz, onun yanına kalmak istiyoruz! Onunla beraber yürüyerek, onun kutsallığının, Peder'e olan sevgisinin, onu, Allah'ın Oğlu'nun konutu kılan Kutsal Ruh'un gücünün etkisinden yararlanacağız.

Ona bakarak ve onun anne bakışında günlerimizi geçirirken, itaatsizliğe bizi teşvik edene karşı direnme gücü alacağız. O zaman Allah bize, "Neredesin" diye sorduğunda O’na korkmadan şöyle cevap verebileceğiz: "Meryem'in yanındayım, Oğlu'nun ellerindeyim".

Meryem'le birlikte Kilise de, Allah'a yeni oğulları doğuran annenin görevini yerine getirmeye devam edecek ve af görevi aracılığıyla, onlara kutsallığın görkemini sağlamaya devam edecektir!

Lütuf ile doldu Meryem, sevin: Rab seninledir! O, sende büyük harikalar yaptı!