21/03/04 - PASKALYA'YA HAZIRLIK DEVRESİ - 4. PAZAR - C

 

Birinci okuma  Yeşu 5,9-12    Mezmur  34

İkinci okuma  2Kor. 5,17-21  İncil        Lk. 15,1-3.11-32

 

İsrail Halkı için, karşılıksız armağan olarak, gökten gelen "man" yerine, vaat edilmiş ülkenin ürününü yediği an, önemli ve anlamlı bir an oldu. Vaat edilmiş ülkede halkın yediği ilk yemek, Mısır'dan çıktığında olduğu gibi, mayasız ekmekti. Bu ekmek özgürlüğün sembolüdür; Allah'ın, her zaman vaat ettiklerini yerine getirdiğinin sembolüdür; sadakatte yaşanmış acılardan sonra, yeni yaşamın mutluluğunun geldiğinin sembolüdür!

Hıristiyan kişinin yaşamı da yeni ve aydınlıktır: yeni bir 'ekmekle' beslenme ihtiyacını duyar ve yeni davranışlarla kendini ifade eder. Bunu Aziz Pavlus bize hatırlatmaktadır. Hıristiyan kişinin yaşamı yenidir, çünkü o Mesih'tedir. Mesih İsa'yla birleşen insan, gerçekten vaat edilmiş ülkeye varmıştır, artık geçici ekmeği yemiyor, bencillikten gelen ve yalnızlık getiren yok olacak şeylere bağlanmış değildir. Vaftiz aracılığıyla ya da daha bilinçli bir şekilde kendi Vaftizinin değerini keşfetmesiyle, ölmüş ve dirilmiş Mesih'in Sırrına katılan insan, Müjde'nin, yani "iyi haberi"in yüreğine girer ve yeni bir durumda yaşar. Yaşamında, yaşamının amacıdan başlayarak, her şey değişir.

Aziz Pavlus vaftiz edilmiş, fakat uyanmaya ve kendi çağrılarını yeniden hatırlamaya ihtiyacı olan Hıristiyanlara hitap eder. Korintos'taki cemaatın bazıları ağır bir azarlamayı hak edecek kadar kötü davranmışlardı. İsa'ya itaat etmeyerek, Peder'in sevgisinden ve projesinden uzaklaştıklarının farkına varmalıydılar. Sonra da Allah'la barışıp, O'nun elçileri aracılığıyla, affı kabul etmeleri gerekmekteydi.

Aziz Pavlus, Hıristiyanların yararına, ona verilen görevin bilincindeydi. Allah'ın Sözü ona emanet edildi, Pavlus'un teşviki, Allah'ın teşvikidir, onun davetleri, Allah'ın davetleri, Pavlus'un barışmaya çağrısı, Allah'ın çağrısıdır; Pavlus aracılığıyla Allah günahkârları affedip barışına tekrar kabul etmektedir! Bunun için Pavlus: "Mesih'in adına yalvarıyoruz: Allah'la barışın' diye sesleniyor. Allah kin tutmaz, O'nunla barışmak mümkündür, çünkü yol zaten hazırlanılmıştır. Mesih İsa Havarilere, Allah'tan uzaklaşmış insanları tekrar O'nun yanına getirebilmeleri için, Ruh'unu emanet etti. Bu şekilde kendi bencilliğine düşmüş olan imanlı, Peder Allah'ın sevgisini yeniden tadabilir.

Bu günkü İncil'in metni günahkârlar için çok büyük bir yüreklendirmedir. İsa'nın bu günkü sözleri, Allah'ın yüzünü, bu bakış açısından görmemizi sağlayan, bir deniz feneri gibidir. İsa, anlattığı benzetmede, iki oğlu olan bir babadan bahsediyor. Bu baba, Peder Allah'ı temsil etmektedir. İki oğlun kimi temsil ettiklerini anlamak için, İbrani düşünceyi hatırlamamız gerekiyor: İsrail Halkı ve diğer bütün halklar tamamen farklı, yabancı ve birbirleriyle ilgisi olmayan iki durumdur. Örnekteki iki oğul, birbirlerine karşı olan bu iki durumu temsil etmektedir. Nitekim benzetmedeki oğullar hiç 'kardeş' kelimesini kullanmamaktadır. Ancak iki oğul, aynı babanın oğullarıdır: yani Allah hem İbranilere, hem de bütün diğer uluslara karşı, aynı sevgiyi beslemektedir.

İki oğlun biri, isyankârdır. Pederinin arzularını küçümseyerek, kardeşinin olabilecek ihtiyaçlarıyla ilgilenmeden, babasından uzaklaşıp, sefahat içinde maddi malları saçıp savuruyor. Fakat onun mutluluğu çabuk bitiyor. Maddi mallar ebedi değiller, bu yüzden bunlardan gelen mutluluk da ebedi olamaz, biter. Sevgi olmadan, özgürlük ağır kölelik oluyor: dünyada putlara hizmet edenler bu köleliği tecrübe ediyorlar.

Belli bir süre sonra isyankâr oğlun aklına babasının iyiliği geliyor. Bu hatıra babasına dönmeyi arzu ettirip, alçakgönüllü olmak için ona güç ve cesaret veriyor. Gerçekleşecek karşılaşma, kardeşiyle değil, babası ile bir karşılaşmadır. Kardeşiyle olan karşılaşma ise, baba aracılığıyla olacaktır. Barışma, baba ile olmalıdır. Bu barışmadan sevinç ve yeni bir yaşam geliyor; "En iyi giysi", çarık, yüzük ve neşeli şölen bu yeni yaşamı temsil etmektedirler.

Baba, kıskanç olan diğer oğluna da, dönmüş ve barışmış kardeşini kabul ettirmek için, nedenleri ve gücü iletmek istiyor. Neden bu oğul, sevinmiyor ve babasının mutluluğuna katılmak istemiyor? Neden babasına benzemek, ondan öğrenmek istemiyor? Babasını küçümseyen bu oğul gerçekten itaatsızdır. Bunca yıldır babasına yalancı bir şekilde itaat ediyordu; aslında onun hizmetinin ve itaatinin sebebi, kendi çıkarıydı. Onun itaati sevgi değildi. Onda gerçek bir oğlun duyguları yoktu: gerçek bir oğul babasının yaptıklarını yapar!

İsyankâr oğul, kendini alçaltarak, pederi ile barıştı. 'İyi' oğul ise, barışmak istemeyerek, kardeşinden uzak ve daha kötüsü, babasından uzak bulunmaktadır. İsa'nın hitap ettiği İsrail Halkı, bu duruma düşme tehlikesinde bulunuyordu. Aynen günümüzde, çocukken vaftiz edilenlerin, her zamandan beri Hıristiyan olanların birçokları, aynı tehlikede bulunabilirler. Onların, başka dinden gelen yeni imanlıları kabul edebilmek için ve bu büyük armağan için onlarla beraber sevinmek için, Peder'le barışmaları gerekmektedir!

Allah'tan aldığımız yaşam, yeni bir yaşamdır. Peder'in, gerçek oğulları gibi yaşadığımızda, yaşamımız yenidir. O zaman sadece çölde besleyen geçici ekmeği aramıyoruz: Peder'e benzemeyi ve O'nun gibi yaşamayı arzu eden itaatli oğullarının yaşamını besleyen Ekmeği arıyoruz. O zaman bütün kardeşlerimizi sevmekte Peder'le birlikte olacağız!