01/07/07 - OLAĞAN DEVRE – 13. Pazar Günü – C

  1. Okuma  1Kr.19, 16.19-21       Mezmur 15

 2. Okuma  Gal. 5, 1.13-18      İncil Luk. 9, 51-62

 

Bugünkü İncil’de son bildirilen sözlerle başlayalım: “"Sabana el atıp da,  geriye bakan hiç kimse Allah'ın Hükümdarlığına layık değildir". İsa halkın kullandığı bir sözü tekrarlayarak yapacağımız seçimlere ve O’na karşı sadakatimizde karar vermek için düşünmemize yardım eder. Öküzlerin çektiği sabanı tutan, yerin düz ve derin olması için tüm dikkatini vermelidir: gözünü yaptığı işten ayıramaz, yaptığı iş güzel oldu mu diye geriye bile bakamaz. Bu çok anlamlı bir örnektir: İsa’yı mı takip ediyorsun? Başka yere bakma, yaptıklarınla kendini beğenmeye bile çalışma, elde ettiğin sonuçlara ve yaptığın iyiliklere bakmak için bile durma. Sadece daima ve devamlı olarak İsa’ya bak: O, senin sevincin, övgün ve varacağın noktadır.

Bunu Onunla birlikte kalmaya karar veren herkes, zaman kaybetmek veya yol dışına çıkmak istemeyen her Hıristiyan, bilmelidir. Her öğrenci Onunla birlikte kalmak isteyen üç kişiye Rabbin verdiği tavsiyelere dikkat etmelidir.

İsa’nın dünyevi malları yoktur, “başını dayayacak bir yeri bile yoktur”: O’nun öğrencisi, İsa’dan zenginliğini artırmasını beklememeli, imanını ve Kilise’ye ait olmasını ekonomik güveni için veya maddi huzura kavuşmak için kullanmayacaktır. Kim bu yanlış niyetlerle dua ediyor veya Kilisenin Gizemlerine katılıyorsa kendini ve diğerlerini aldatmaktadır ve çok yakın zamanda ruhani kurtuluş yolunu bırakıp dünyanın her çeşit putunun arkasından koşacaktır.

Kim İsa ile birlikte kalmak istiyorsa insani duygularını kontrol altında tutabilmeli ve yönlendirebilmelidir. Bu, akrabaları ile var olan kutsal sevgi bağları için de geçerlidir. O bunları bilmelidir: İsa’nın kral olduğu Allah’ın hükümdarlığı, her şeyden, sosyal ve kültürel geleneklerden,akrabalardan ve onların beklentilerinden de, önemlidir.

İsa ile kalmak isteyen eski alışkanlıkları bırakıp Ona itaat etmeye hazır olmalıdır. Her yaptığını Rabbin Sözüne itaat ederek ve evinde kilerinin ne düşündüğü ve söylediği ile etkilenmeden yapmalıdır.

İsa’yı takip eden, Kutsal Kitabı kendi yorumlayanların fikirlerini de takip etmez. Bunu grubun iki yaşlı havarisi de öğrendi: Yakup ve Yuhanna İlyas’ın yaptığını örnek alarak kendilerini güçlü görmekteydi. İlyas putperestlere davrandığı gibi onlar da İsa’yı Kudüs’e giderken köylerine misafir etmek istemeyen Samiriyeliler için Allah’tan bir ceza isterler. Ancak kendileri de İsa’yı Kudüs’e isteksizce takip etmekteler. Çünkü Efendileri İsa’nın orada zülüm edileceğini çok iyi bilmekteler. Ama İsa onları azarlar: onlar halen İsa’dan Allah’ın sevgisini ve merhametini öğrenmediler, halen Onun tatlılığını ve sabrını örnek almadılar. Onun, hastaları ve günahkârları iyileştirmesi ve kurtarmasını anlamadılar.

İsa ise, Baba’nın arzularını gerçekleşmekte kararlı, yaşamını sunması gerekse de. Kararlılıkla kutsal şehir Kudüs’e doğru yola çıkar. O’nun örneğinden öğrenelim, kararlığından sadakatimiz için cesaret, iman ve huzur alacağız.

İsa’yı izlemeye karar vererek Elişa’nın sevincini anlayacak, paylaşacağız. Elişa, İlyas’ın onu peygamberlik görevine katılmaya çağırdığı zaman, İlyas’ın davranışını anladı ve kendi itaatinin sevincini göstermek için evinde hizmetkârları için büyük bir sofra hazırladı. Her şeyi aceleyle bırakmaya hazırdı, çünkü aldığı görev halkının imanı için önemliydi.

Büyük ve güzel örnekler: onlar bizlerin Aziz Pavlus’un tavsiyesini kabul etmeye yardım eder: “Siz,  özgür olmaya çağrıldınız,  ama özgürlüğünüz doğal benliğinizi gidermek için bir fırsat olmasın. Birbirinize sevgiyle hizmet edin”. Gerçekten de büyük bir özgürlüğümüz var, ama onu güzellikle yaşamak için bir çağrı gibi yaşamalıyız. Bizi bu özgürlüğe Allah çağırır, özgürlüğümüz seven ve hizmet eden evlatların özgürlüğüdür, hapisten kaçan mahkûmların ki gibi değildir. Seven ve sevilen evlatların özgürlüğü bizleri Allah’ın sevgisinin emrine koyar ve Onun sevgisinin zenginliği olan İsa’yı takip etmemizi sağlar.

 

 

İsa’yı takip eden ve hizmet eden bir kişiden daha özgür bir kişi var mı? Mümkünse bana İsa’yı takip edenden daha mutlu bir kişiyi göster! Dünyevi şeyleri istemeyip insanların duygularından etkilenmeyen İsa’ya âşık kişiler, yeni ve gerçek özgürlüğü tadar ve hiç kimsenin hiçbir şeyin yok edemeyeceği sevince kavuşur.

Mezmur yazarıyla birlikte şöyle diyebiliriz: “Rabbe dedim ki: Rabbim sensin! Senden başka mutluluk yok benim için. Bana öğüt veren Rabbe şükrederim,  gece bile, vicdanım beni uyarır. Rab, her zaman gözlerimin önündedir, hiç sarsılmam, o benim sağımda oldukça. Bu nedenle yüreğim neşe dolu, ruhum sevinçten coşuyor, bedenim de güven içindedir”!