01/11/2002
TÜM AZİZLERİN BAYRAMI
Birinci okuma Esinleme/Apok. 7,2-4. 9-14
- Mezmur 23
(22) - İkinci
okuma 1.Yuh. 3,1-3
- İncil Mt.
5,1-12
Kutsal vatanımıza doğru yürümekteyiz! Sıkıntılarımızda
bize güç ve ümit veren durumumuz budur! İsa Son Paskalya Yemeğinde
kendisiyle beraber oturan öğrencilerine, "Size yer hazırlamaya
gidiyorum" diye söz vermişti! İsa'nın boşuna konuşmadığından,
bizi aldatmaya veya yersiz umutlar vermeye çalışmadığından
da eminiz! O'nunla beraber olup hükmedebilmemiz için, vaat edilmiş ve hazırlamış
ziyafeti tadabilmemiz için, gerçekten bizim için bir yer hazırlamaktadır!
İsa'nın anlattığı benzetmelerdeki ve Peygamberlerin sözlerindeki
imajlar, sadece sembollerdir; bize, son derece daha güzel olan gerçeği,
anlatan birer gölge gibidirler.
İsa'nın "Dağdaki Vaaz"'ından geçen iki bin yıl
boyunca, birçok kişi kutsal vatana gitti ve Rab İsa'ya kavuştu.
Bunlardan biri, İsa ile haça gerilen ve Ona: "Egemenliğine
girdiğinde beni hatırla" diye yalvaran iyi hayduttur!
Rabbe kavuşan bu kardeşlerimiz, Allah'ın sadakatini tatmaktadırlar.
Nitekim İsa "Baba, bana hizmet edeni onurlandıracaktır"
demişti. Bugün biz de İsa'ya hizmet edenlerini onurlandırarak,
Peder'in eserine katılıyoruz. Onların hepsi günahkardı, ama
hepsi pişman olup, Kuzu'nun kanı ile yıkandılar!
Azizlerin
Bayramında okunan metinler çok güzeldir: İsa'nın bize, "Ne
mutlu...Ne mutlu..." diye başlayarak söylediği sözleri bizi
ümit ve sevinçle doldurur. Bu dünyanın gereksiz boş şeyleri
ile bizi aldatmaya çalışan binlerce denenme ve ayartmada, bize yol gösteren
ışık olur.
Havari
Yuhanna'nın neşesi, bize Peder'in yüzünü gösterir: iyi, arkadaş
ve parlayan bir yüz, ışığıyla yüzümüzü aydınlatan,
tam olarak O'nun nurunu görebileceğimiz günü bizi arzulandıran bir
yüz.
Esinleme Kitabı ise, Allah'a ve Kuzu'ya övgüler söyleyeceğimiz
Kutsal Şehri tanıyabilmemiz için, bize açıklamalar vermeye çalışır.
Bugünkü liturji bekleyiş, ışık ve sevinçle doludur.
Uzaktaki hedefe doğru bakmak için dağın tepesinde verilen bir
mola gibidir; ebediyet mutluluğunu önceden tatmaktır!
Ölen, gerçekten yok olmuyor. İsa'nın sevgisinde ölen kişi,
Allah tarafından ölü olarak görülmüyor; hatta Allah onu severek ve
onurlandırarak, onu sonsuza dek kendi yanına alıyor! Allahın
oğulları olan bizler de, Allahtan öğreniyoruz. Göklerin Hükümdarlığının
mutluluğunu ve barışını, sadece kendimiz için
beklemiyoruz. Aynı zamanda bizim sevdiğimiz Rabbi seven ve aramızdan
ayrılmış olan kardeşlerimizin, mutluluğuna da
seviniyoruz!
Bugün Kilise olmaktan sevinelim! Rabbi dinleyen, O'na tapınan ve
şimdiden cennettin coşkusuyla coşan kardeşlerimizin olduğu
bir cemaatte olmaktan sevinelim! Biz daha yoldayız, ama "her
milletten, her aşiretten, her halktan ve dilden oluşan büyük kalabalık"
ile birlikteyiz; "büyük sınavdan" geçen, "elbiselerini
Kuzu'nun kanında" yıkayan, "beyaz elbiseler giyinmiş"
olan aziz kardeşlerimizle beraber yürümekteyiz!
Bugünkü sevinçten, İsa'nın bize "Dağdaki Vaazda
verdiği sözlerine göre kararlıkla yaşamak için güç alıyoruz:
"Ne mutlu yüreği zenginliğe bağlı olmayanlara!...
Ne mutlu merhametli olanlara!... Ne mutlu yüreği temiz olanlara!... Ne
mutlu...".
Peder,
Pederimiz olmak istediğin için Sana şükrediyoruz!
İsa,
Sen Peder'e götüren yolsun: Sana şükrediyoruz!
Kutsal Ruh, bizim kurtulmuş, sevilmiş, kutsanmış olduğumuzdan tek bir yürekle sevinebilmemiz için, bizi arındırıp, birleştiriyorsun: Sana şükrediyoruz!