Birinci
okuma İşaya 2,1-5
Mezmur 122
İncil Mt 24,37-44
Bu pazar günü,
Noel'e hazırlık devresinin 1. pazarı ile, dinsel yeni bir yıla
başlıyoruz. Her başlangıç dönemi için ümitle, dilekle ve
motivasyonla dolu bir istek gerekir. İsa'nın yürüyüşünü
yeniden katetmek tekrar başlamak için de bir teşvik gerekir!
Aziz Pavlus
bunu bize veriyor! O, uyuşuk insanlar olan
bizlere sesleniyor. "Artık uykunuzdan uyanma saati geldi"
diyor bize! Uykumuz nedir? Hedefsiz bir hayatı sürdürmektir; yalnız
bu dünyaya ait olan projeleri yapmaktır; zenginliği, rahatlığı,
kendi çıkarımızı ve geçici zevkleri aramaktır; kıskançlık
ve kin tutmaktır. Hıristiyan kişi her zaman bir insan kalır;
İsa'dan uzaklaştıran ayartmalar ve tepkiler tarafından
devamlı denenilir. O, İsa'ya
benzememeye, İsa'nın duygularını ve düşüncelerini
kendi yüreğinde tutmamaya devamlı itilir. "Rab İsa
Mesih'le donanın" diye Pavlus bizi teşvik ediyor. Üzerimizde
ve içimizde İsa'nın ışığını ve barışını
taşımak, sevgisinin ve huzurunun işareti olmak, İsa'yı
izlemek için uyanalım!
İsa da
bize Nuh'un zamanındaki tufanı hatırlatarak bizi uyandırır!
O dönem, insanların tamamen Tanrı'yı unuttudukları bir dönemdi.
O zamanda onlar sadece, düzensizliği, vahşiliği, cinsel sapıklığı
ve her türlü şiddetleri sonuç olarak getiren dünyasal ihtiraslara ve
zevklere doğru yönelerek yaşıyorlardı. Nuh'un çağının
insanları büyük bir cezaya layıktı, fakat bunun farkına
dahi varamıyorlardı bile. Onlar düzensizce yaşamaya devam
ediyorlardı. Ne Nuh'un çağrıları ne de Nuh'un durust hayatının
ayrıcalığının farkına varıyorlardı. Uyuşuklardı.
İsa kendi
devresindeki insanların da öyle olduklarını görür. Kim O'nu
dinler? Kim O'nun Tanrı'dan gönderilmiş
olduğunu ferkeder? Hiçbirşey olmamış, Tanrı
onlara konuşmamış gibi, herkes kendi tekdüzen akışında
devam eder. İsa günümüzde de, İnsanoğlu gelişinde
de böyle olduğunu bize söyler. Birkaç insan O'nun farkına
varıp, O'nun tatlı sesinden kendilerinin cezbedilmelerine izin
verirler, O'nun tatlı sesini izlerler. Birçokları ise hiçbirşeye
farkına varmayıp, İsa'yı izleyerek sevinçle doldurulan
arkadaşlarının bile farkına varmazlar.
"Bunun
için uyanık olun"! Uyanık olmak ne demektir? Rabbin işaretlerini anlamak için, çevremizde
ne olduğuna dikkatli olmak demektir. Eğer aydınlığı,
ışığı görüyorsan, günün geldiğini anlayıp,
bu yüzden kalkman gerektiğini ve işlerini başlaması gerektiğini
biliyorsun. Işık kesinlikle gelir: bu yüzden kalk ve hazır dur!
İsa gelecek, daha doğrusu neşeli davetlerini kabul etmeye ve O'nunla
işbirliğe yapmaya senin hazır olup olmadığını
görmek için sık sık gelir! İsa onun tam özgür bir şekilde
bize davranacağını anlayalım diye, kendisini bir hırsıza
bile benzetir. Hırsızlar gibi ceple aracılığıyla
bize haber vermez.
İsa'yı
seven kişi, onun gelişinden sevinçlidir ve her zaman hazırdır!
O'nu seven, onun gelişini diler ve O'nun gelişinin habersiz ve güzel
bir sürpriz olduğunundan memnun olur!
İsa'yı
seven, O'nu karşılamak için yola koyulur!
İsa'yı
seven insan, İşaya Peygamberin yaptığı gibi, bu
mutlu karşılaşmaya başka insanları da çağırır.
İşaya ilan etti ki bütün milletler, putperest milletler bile, Rabbi
arayacak, Yeruşalem'deki O'nun Mabetinde O'nu karşılamak için
yola koyulacak. İşaya sayesinde Rab, "Rabbin sözü Yeruşalem'den
geleceğini" ve bütün insanlara ulaşacağını
vaadetmiştir. Bu Söz herkese silahlarını ve uyuşmazlıklarını
bırakmalarına yardım eden bir barış sözdür. Şavaş
fırsatlarını karşılıklı sevgiye ve işbirliğine
çeviren bir sözdür.
"Rabbin
ışığında yürüyelim!". İsa'yı kabullenme yürüyüşüne sevinçle ve kararla
yeniden başlayalım! Küçük olalım diye, küçük bir çoçuk
olarak O'nu kabul edeceğiz. Böylece O'nun
bütün sözlerini ve özellikle haça kadar O'nu izlemenin çağrısını
kabul edebileceğiz. O bizi Peder'in görkeminde, ebedi şanında
kabul edecek!
Gel,
ya Rab İsa!