17/03/2002
PASKALYA
HAZIRLIK DEVRESİ - 5. PAZAR - A YILI
Birinci okuma
Hezek. 37,12-14
Mezmur 129
İkinci okuma
Romalılara 8,8-11
İncil Yuh. 11,1-45
Geçen
pazar günlerinde susuzluk giderici ve körlük kaldıran suyu
veren İsa'ya baktık. Rabbin gördüğü gibi biz de görelim diye
gözlerimizi açan dünyanın ışığı
olarak İsa'yı tanıdık. İsa iki defa, hem Samiriyeli kadına,
hem de kör adama, "Seninle konuşan, Ben'im!" diyerek
kendisini tanıttı. Bugün ise İsa'yı bir ölüye konuşurken
görüyoruz. Ve ölü bile O'na itaat ediyor! İsayı insanın
gerçek hayatı, daha doğrusu diriliş olarak
görüyoruz!
Peygamberler,
Mesihi, boşluktan, yararsızlıktan, karanlıktan, günahtan
gelen sıkıntılardan, tek bir sözle söylemek istersek, insanı
ölümden kurtaran olarak vaat ettiler. Peygamber Ezekiel'in Kitabından bugün
okuduğumuz sözler de bu vaadi ifade eder. "Mezarlarınızı
açacağım; sizleri oradan çıkaracağım. İçinize
Ruh'umu vereceğim ve yaşayacaksınız. Bileceksiniz ki ben
Rab'im". Peygamberler sembolik olarak konuştular. Onların
peygamberliklerini anlamak için bunların somut bir olayda gerçekleşmeleri
gerekir. Bu yüzden İsa somut ve herkes tarafından anlaşılabilir
işaretleri gösteriyor. Bunlar aracılığıyla İsa
Kutsal Yazıların ve Tanrı'nın vaatlerinin gerçeğini
bize anlatır. Bugünkü İncil'i okuduktan sonra, biz de "Evet,
İsa, şimdi biliyoruz ki sen Rabsin" diyebiliriz; bu sonuca
varabiliriz!
İsa
Lazar'ı ve onun kız kardeşlerini çok seviyordu. Fakat Lazar'ın
hasta olduğunu duyunca, hemen onların yanına gitmez. Çünkü o
hastalık, geçen pazar günkü adamın körlüğü gibi, "Allah'in
yüceliğini gösterecektir". İsa o hastalığın
Allah'ın yüceliğine hizmet ettiğini biliyordu.
İsa
Beytanya'ya vardığında, Lazar dört gündür mezardaydı.
İsa, onun geldiğini duyan ve O'nu karşılamaya çıkan
Marta'yla ve sonra Meryem'le karşılaşır. İkisi de sızlanarak
ona: "Rab, burada olsaydın, kardeşim ölmezdi"
diyorlardı. Birçok hastaya şifa veren İsa, kesinlikle arkadaşı
Lazar'a da şifa verecekti. İkisi de İsa'nın kutsallığından
ve O'nun duasının Peder tarafından yerine getirileceğinden
emindiler. Fakat ölüm önünde onların ümidi kesilir. Herkes gibi, onlar
da ölüm için İsa'nın bile çare bulamayacağını düşünüyorlardı.
İsa
Marta'nın imanını daha derinleştirmek için onunla konuşmaya
başlıyor. Marta İsa'yı peygamber olarak kabul etse de, O'nu
hala bir insan olarak tanıyor. Bu tanıma yeterli değildir ve sonuçta
faydasızdır, çünkü hayatı vermeyen bir tanımadır!
İsa
kendisini Tanrı olarak, gerçek hayatı veren olarak tanıtıyor.
O'nu bu şekilde tanıyan kişi, Onu diri bir pınarın,
sevginin, barışın, bitmez ışığın ve tanrısal
sonsuz hayatın kaynağı olarak bulacaktır! Bu tanıma
yalnız imandan, İsa'ya inanmaktan ve hayatımızı tamamen
O'nun üstüne kurmaktan gelebilir. "Bana iman eden...":
İsa'ya iman eden insan Tanrı'nın yanındadır, O'nun yüreğindedir,
tanrısal zenginlikle zengindir! Hiçbir şey iman eden kişiyi
korkutamaz, hiçbir şey onu saran ve dolduran kutsal hayatı durduramaz.
Hiçbir şey, ölüm bile de!
Peygamberler
yıllar boyunca bunu söylemek istemişlerdi. İsa da bunu, Marta ve
Meryem'den, arkadaş olduğu aileden başlayarak, herkese bildirmek
ister. İsa'yı arkadaş olarak saymak yetmez; Onun zenginliğini
sadece iman aracılığıyla paylaşabiliriz. İsa kendi
arkadaşları arasında bile bu imanın olmadığını
görünce acı çekiyor ve mezara giderken üzüntüden titriyor. Bu imanı
yaratmak için İsa mezarın önünde ayakta kalarak, taşı
kaldırıp, "yüksek sesle" bağırır.
Kim cevap verecek? Ölüler bağıran kişiye cevap verebilir mi? Ölüler
İsa'nın sesini duyabilir mi, O'na itaat edebilir mi? İsa'nın
sesi gürültü değil, normal bir insanın sesi de değildir. O'nun
sözü, Yaratıcı Allah'ın sözü gibi, yaratan bir sözdür! O'nun
sesi gerçekten Allah'ın sesidir! O'nun sesi, sağırlar ve ölüler
tarafından bile duyulur. "Ölü dışarı çıkti":
gerçekten İsa Tanrıdır!
"Ölü, elleri ve ayakları sargılarla bağlı
ve yüzü bezle örtülü olarak dışarı çıktı":
İnsanlar ölümün eserini güçlendirdiler. İsa insanlara ölüyü
çözmeleri için emir verir: İsa'nın ilahi eseri O'na itaat eden
insanlar tarafından tamamlanır!
Rab
İsa, sana iman ediyorum! Hayatımı ellerine bırakıyorum!
Sen Dirilişsin, sen hayatsın! Sensiz daha yaşamak istemiyorum.
Sensiz ölüyüm, seninle diriyim. Ölümümün üzerindeki zaferini tamamlamak
için öğrencilerini bana gönder. Onlar, sevginin eylemleri ve Kilisenin
Kutsal Gizemler ile, beni bağlardan ve engellerden çözecekler!
İkinci
okuma bize, imanımızı canlı tutmaya ve derinleştirmeye
yardım eder. Günahtan dolayı ölüm gelir, fakat sadece beden ölür.
Ruhumuz ise yaşayacaktır, çünkü İsa bizi affetti, bizi Göksel
Peder'le barıştırdı, bizi kutsallaştırdı.
Hayat kaynağı olan Rab İsa, sana şükürler
olsun!
Efeslilere mektupta Aziz Pavlus İsa'ya iman edenlere, İsa'yı
tanımadan önce "karanlıklarda" olduklarını
unutmadan, alçak gönüllü, itaatli ve "ışık çocukları
gibi" yaşamalarını tavsiye eder. Onlara, aldıkları
ve uğruna acı çektikleri iman armağanını küçümsememelerini
söylüyor, yoksa tekrar kör olabilirler! Daha sonra da buna belki çare
olmayacak!
Bu Paskalya Hazırlık Devresi İsa'ya daha derin bir şekilde
inanmaya ve daha tutarlılıkla yaşamaya başlamak için uygun
bir fırsattır. Haydi! Başlayalım!