OLAĞAN DEVRESİNİN  4. PAZARI   -   A YILI

 Birinci okuma Sefanya 2,3; 3,12-13        Mezmur  145

İkinci okuma  1.Korintoslulara 1,26-31   İncil       Matta 5,1-12

Sefanya peygamber, Mesih İsa'nın şakirtlerine ve halka ilk konuşmayı anlamamıza yardım eder. o, bize hem çok yakın hem de çok uzak görünen bu güzel sözleri sıfırdan veya hiçten idaat etmemiştir. Mesih İsa peygamberlerin sözlerini dinlemiş ve dikkatle okumuştur ve Tanrı'nın tasarını ve tercihlerini biliyordu. Tanrı'nın sevdiği ve seçtiği kavim, ona uzun ömür vaadettiği kavim, yoksul ve güçsüz, geriye kalan küçük kavimdir; maddi bakımdan yoksul olan bu geride kalanlar iman bakımından zengindir. Tanrı'ya itaat edebilirler, doğru olabilirler; bundan dolayı bizzat Sefanya yoksul olanları, Rabbi aramaya ve O'nunla alçakgönüllülükle itaat etmeye hazır olanları cağırıyor. Onlar istikbalı serinkanlılıkla, hatta sevinçle bekleyebilirler.

Ve işte, peygamberin sözlerini açıklıyor: bunu büyük bir ciddiyetle yapıyor: bir dağa çıkıyor. O'nu dinleyenler bu hareketin, dağa çıkmak hareketinin ne demek olduğunu iyice biliyorlar: Musa'nın yaptığı hareketidir; o da Tanrı'yla görüşmeye çağrıldığı zaman, O'nun sözünü kabul etmeye ve Antlaşmayı yenilemeye çağırıldığı zaman, dağa çıkmıştır. İsa da dağa çıkıyor ve şakirtlerini yanına, etrafına çağırıyor ki, sözlerini dinlesinler: onlar da bu sözleri halka iletecektir; şakirtler ve kalabalık dikkatle dinliyorlar. Çünkü İsa'nın sözleri herkes için kıymetlidir; hatta O'nun tarafını hala seçmemiş olanlar için.

İncilci Matta bizi İsa'nın sözlerini dinlemesini heveslendiriyor; İsa'nın konuşacağını bildirmek için üç ayrı sözcük kullanıyor: İsa "söz aldı, oğretti ve dedi". O'nun sözü Tanrı'nın sözüdür; insanlar için hikmet sözü ve ışıktır, beşeri yokulluğu ile ilahi zenginlikle kavuşmasıdır.

İsa'nın konuşması sükünet, sevinç ve ümit havası ile başlar. Dokuz defa "ne mutlu" diye sözünü tekrarlama tadır. Yoksullara Müjdeyi ilan etmek için gelmiştir. O'nun sözleri acıma veya yakınma sözleri değil, ne de boyun eğme sözleridir. İsa'nın karşısında yoksul, problem ve sıkıntılarla yüklü acılar ve dertlerle dolu insanlar durmaktadır. O ise onlara "ne mutlu!" diye sesleniyor; ve "ne mutlu yüreği zenginliklere bağlı olmayanlara!" diye açıklıyor. Sanki onlara, yoksul olmayı seçmiş olanlara ne mutlu! demek istiyormuş. Demek, güven ve ümitlerini zenginliğe, paraya ve maddi mallara bağlamıyorlar. Rab ile kendi gönülleri arasında para, eşya veya mallar bulunmaz. Neden mutludurlar onlar? Çünkü onlar kendi zenginliği olarak Rabbi seçmişler, ve O'nu elde edecekler; onların mirası, onların mal ve mülkü Rab olacaktır. Ve bizzat Rab onlarla ilgilenecektir.

"Ne mutlu yaslı olanlara!... Ne mutlu yumuşak huylu olanlara!".. Bu sözlerle İsa dünyada önemli olmayanlara, saygı görmeyenlere, kaba güç kullanmayanlara, sadece Rab'den gelen yardımı bekleyen olanlara sevinci ilan ediyor. Rab onlara teselli edecek. Onlar Peder'in yakınlığıni ve sevgisini tadacaklar.

"Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara!... Ne mutlu merhametli olanlara!... Ne mutlu yüreği temiz olanlara!... Ne mutlu barışı sağlayanlara!... Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere!...". Onlar Rabbin sevdiği şeylerle, merhametle, barışla, doğrulukla, yürek temizliği ile ilgileniyorlar, ve Rab, kendi cömertliği ile onlara yakındır. Bu sözleri dinleyen kişi düşünecek, tasarlayacak, karar verecektir.

"Bana olan bağlılığınızdan ötürü insanlar size sövüp zulmettikleri, yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size! Sevinin, sevinçle coşun! Çünkü göklerdeki ödülünüz büyüktür". Bu son cümlede İsa kendi şakirtlerini, izleyicilerini, O'nunla birlikte olmaya karar vermiş olanları da mutlu olduğunu ilan ediyor. Tam O'nun adı için diğerler tarafından hor görülecek ve reddedilecek anda onların mutlu olduğunu ilan ediyor, ve gerçekten böyle oluyor! Matta bu incili yazdığı zaman bu durum gerçekleşmiştir; bu günlerde de aynı şey, ve sadece hıristiyan olmayan memleketlerde değil, hıristiyan ülkelerinde de birçok defa gerçekleşiyor. İsa'ya karşı derin ve ciddi bir sevgi O'nun şakirt ve çömezlerini desteklemektedir: kendi şahsi menfaat, tercih, duyguları ve hatta kendi hayatlarını hiçe sayan bir sevgidir bu. Bu nevi insanların saadeti derin olacaktır, çünkü kendilerine büyük ödül hazırlamak için gökler de harekete geçecekler.

Aziz Pavlus da, ikinci okuma parçasında ayrı öğretiyi, ayrı sözlerle ise de, tekrarlamaktadır, İsa'nın sözlerini pekiştirmektedir. Tanrı, yoksul olanları, zayıf ve mecalsız olanları, bilgisiz ve saygısız olarak geçinenleri tercih ederse, bunu boş yere ve sebepsiz yapmaz; sebebi şudur ki, hiç kimse övünmemelidir.

Rab kendisini bu nevi insanların aracılığıyla tanıtırsa, kendi yüceliği, cömertliği, hikmeti ve kudreti daha iyi bir şekilde belli olacaktır. Ve bunu kendi saadetimiz ve kendi kurtuluşumuz için yapmaktadır. Mesih İsa'nın hayatı sayesinde de bunu göstermiştir: yoksul bir hayat ve acı bir ölüm tatmıştır ve böylece hem kurtarıcımız hem de örneğimiz olmuştur.

Pederimiz gerçekten büyüktür ve İsa'yla birlikte O'nun oğulları olmak çok güzeldir!