Birinci okuma 1.Krallar
3,5.7-11 Mezmur
119
İkinci okuma Rom.
8,28-30 İncil
Mt. 13,44-52
Bugünkü okumalar düşünmemiz, teselli bulmamız ve seçimlerimizi
yöneltmemize yardımcı güzel kaynaklardır.
Birinci okuma bize, İsrail halkını yönetme görevine başladığında
genç kral Süleyman'in duasını göstermektedir. Bu dua örnek bir
duadır: bunu Rab bizzat ona söylemektedir! Süleyman
dua ederken kendisini düşünmüyor.
Allahtan ne yücelik, ne zenginlik, ne de zevkler istiyor; bunları arzu
etmiyor bile. Genelde bu dilekler yönetmekle görevlendirilenlerin yüreğinde
olan ayartmalardır! Süleyman, sık sık gençlerin arzuladığı
gibi, görevinin halk yararına olmasını istiyor, ve bu yüzden
Allahtan uysallık, bilgelik ve iyilik ile kötülüğü ayırt
edebilme yeteneği istiyor. Keşke biz de böyle dua etsek! O zaman Rab,
delikanlı Süleyman'ı dinlediği gibi, mutlaka bizi de
dinleyecektir!
Dua etmek... Dua etmeyi öğrenmek gerekiyor! İsa dua etmeye öğretti,
Havariler İsa'dan dua etmeyi öğrendiler, azizler de dua öğretmenlerini
aradılar!
Ya ben? Rab'den sağlılık, iş, eş, refah dilediğim
için dua etmeyi bildiğimi mi düşünüyorum? Ben de dua etmeyi öğrenmeliyim.
Bunun için ilk önce daha büyük ve daha güzel dilekleri, hayatımı
gerçek insanın örneği olan Mesih İsa'ya göre değiştiren
dilekleri beslemeyi öğrenmeliyim! Dileklerim Allah'ın dilekleri ile
bitiştiklerinde, o zaman duam da Allahın hoşuna gidecektir. Kuşkusuz
yerine getirilecek, ve sevincim büyük olacak, çünkü Pederimin elinin ve bakışının
üzerimde olduğunu hissedeceğim!
Bugün aziz Pavlus bize şöyle diyor: "Allah'ı
sevenlere her şeyin iyilik için yöneltildiğini biliriz". Her
şey! O halde aksiliklerden, zorluklardan, acılardan korkmayalım:
her şey bizim iyiliğimiz içindir!
Bu yüzden duamın amacı günlük beklenmedik terslikleri değiştirmek
olmayacak, çünkü Allah her şeyi iyiliğe çevirebilir. Duamın
arzusu "O'nun Oğluna benzer olmak" olacaktır. İsa'nın
yüreğindeki her şeyin yüreğime de girmesi için, O'nun düşünceleri
benimkiler de olmaları için, gözlerimin önünde her zaman İsayı
tutacağım!
Böylece Mesih İsa benim "hazinem" olacak. O, her
olayda saklanmış bir hazinedir, çünkü her şey iyiliğe yöneltilir!
Hem zor durumlar, hem de günlük normal olaylar hazinemin saklanmış
olduğu yerlerdir. O "tarla"'yı hiç kimse kıskanmaz,
hiç kimse aramaz, hiç kimse neden onu o kadar çok sevdiğimi anlamaz.
Yalnız ben, herkesten saklı olmasına rağmen, orada şanlı
Rabbin var olduğunu biliyorum!
Havarilerden öğrendiğim dua beni, İsa'yı tek ve en
büyük "iyilik" olarak, arzu ettiriyor: en değerli inciyi
arayan tüccar gibi, bütün yüreğimle O'nu arayacağım!
Dolayısıyla dua, hayatımda Rab'be ait olup yerini tutan
şeyleri atmak için bana yardım edecek, çünkü benim için yalnız
O, tüm varlığıma layık oluyor! Gerçek dua iyi şeylere
ve güzelliğe fazla önem vermememe yardım ediyor, hatta Tek Olanı
ve her şey Olanı kabul etmemi engellememesi için, onlardan vazgeçmeme
bana yardım ediyor!
Böylece ben de melekler gibi iyiyi kötüden ayırabilip,
imanda gelişmeme yardım edecek şeyleri ayırt edebileceğim.
Melekler sadece dünyanın sonunda bu işi yapacaklar, ben ise
şimdiden başkalarını değil, kendimi, duygularımı,
sözlerimi, kararlarımı, arzularımı, eğlencelerimi,
tatillerimi, arkadaşlıklarımı, okumalarımı, boş
vakitlerimi geçirme şeklimi yargılamaya, ayırt etmeye, yakmak
gereken şeyleri "fırına" atmaya başlıyorum!
İsa'nın şakirtleri O'nun konuşmasını anladılar.
Dua benim de anlamama yardım edecek ve sadece anlamama değil!
Rab İsa, içimde sen dua et, yüreğime arzularını
koy! Değişecek, yakacak, atacak çok şeyler bulacaksın: yine
de ciddiyetle çalış. Havarilerin için en değerli inci ve tek
hazine oldun: benim için de böyle olacaksın!