18/08/002
OLAĞAN DEVRE 20. Pazar Günü A
Birinci okuma İşaya
56,1.6-7
Mezmur
67 (66)
İkinci okuma Rom.
11,13-15.29-32 İncil
Mt. 15,21-28
Bugünkü üç okumda ve mezmurdada, Allahın halkına ait
olmayanlara, yani yabancılara dikkat çekiliyor!
İbranilerde, Allaha ait olan tek halk, seçilmiş halk olma
bilinci çok kuvvetli olmuştur. Bunun bilincinde olmak önemliydi, Allah
bunu istemişti ve bereketli meyveler getirdi, ama seçilmiş olmanın
sebebini de unutmamaları gerekiyordu. Eğer halk seçilmiş olmasının
sebebini hatırlamıyorsa ve kabul etmiyorsa, gurura kapılıp
kendini başka halklardan üstün görebilir ve onları yargılar,
red eder veya mahkum eder.
İşaya ileriye dönük bir hayal ile geleceği görüyor ve
yabancıların Yeruşalem mabedine çıkışlarını
görüyor ve gerçek Allahı överek mutluluğu bulduklarını
anlıyor: o halde seçilmiş halk, diğer ülkelerin yolunu hazırlıyor,
onları kabul ediyor, ilahi hizmete yönlendiriyor, herkesin yaşamını
değiştirecek ve dolduracak olan duaları söylemeye başlıyor,
itaat örneği ve Allahla kurulan anlaşmanın sorumluluklarını
yaşamında gerçekleştiriyor!
Seçilmiş halk, elindeki ayrıcalıkları muhafaza
etmeyi ve Allahın onu tercih etmesinin gururu ile
kendini düşünerek yaşamamalıdır: tersini gerçek
bir kutsallığa ulaşmak için çaba sarf etmeli, şahitliği
ile başkalarını imana çağırmalı, diğer tüm
halklara sempati ile bakışlarını çevirmelidir, çünkü
herkes aynı kurtuluşa çağrılmaktadır! Seçilmiş
ülkenin mutluluğu, dünyanın tüm halkları için ve tek ve aynı
Allaha tapmaktan uzak olan yaratıklar için kurtuluş aracı ve
yolu olarak hissetmekten gelmelidir!
İşayanın hayali Kilisenin tüm dünyaya yayılması
ile gerçekleşmiştir! İsa, tüm halkları tek imana, birlik
olma mutluluğuna, Pedere aynı övgü duasına, merkez olan
Mesih İsaya yönelmeyi amaç edinen yeni bir halk kurdu!
Putperestler, aynen İbraniler gibi İsanın etrafında
toplanan Kilisede Allahın oğulları oluyorlar! Bu Havari
Pavlusun büyük mutluluğudur. Ancak, Pavlus, bugün bu olayları düşünürken
bize büyük bir acısını söyler. Seçilmiş halk olan İbraniler,
kendi halkı, Mesih İsayı, onların yaşam sebebi olanı,
kabul etmekte zorlanıyorlar! Hatta İbranilerin büyük bir kısmı
herkesin Kurtarıcısını red ediyorlar, yani kendi kurtuluşlarını
red ediyorlar. İlahi merhamete ihtiyaç duyuncaya kadar durumları böyle
olacaktır: o zaman alçakgönüllülükle onları affedebilecek ve
kurtarabilecek olana dönecekler ve seslerini Allahın kuzusunun övgülerini
söyleyen koroya katacaklardır!
Aziz Pavlus kurtuluş tarihinin özetini biraz orijinal bir şekilde
yapıyor: Allaha ittat etmeyen putperestler, İbranilerce kabul
edilmeyen ve öldürülen İsanın ölümü sayesinde affedildiler.
Onlar ki itaatsız oldular, iman
eden putperestlerin itaatkar ve kutsal yaşamları sayesinde, merhamet
ve kurtuluşu elde edeceklerdir.
Kurtarıcıyı kabul etmek için, herkes kurtuluşa ihtiyaç
duymalıdır, çünkü kimse onsuz kurtulamaz! Eğer bir kişi
İsayı imanla ararsa İsa onu mutlaka kurtaracaktır!
İncil güzel bir kurtuluş olayı anlatmaktadır.
Kenanlı kadın, yani putperest bir kadın, kızı için
İsa ile konuşmakta ısrar ediyor. Başka kimsenin onu kurtaramıyacağını
biliyor. İsanın dakikalık inkarı, kadının imanını
daha da canlı olarak göstermesini sağlamaktadır. Bu imanın büyük olduğunu
İsa kendi söylemektedir. Kadın putperest bile olsa, büyük
bir imana sahiptir. Pederinin arzusunu gerçekleştirmek isteyen İsa,
ilk önce halkının imanını görmek ister ve bunun için gönderildiğini
söyler. Ancak büyük iman onu putperest bir kadın için aracı
olmaya mecbur eder!
Ya biz? Alçakgönüllü olmaya çalışalım, çünkü hiç
tahmin edemeyeceğimiz kişilerde bile, İsaya, bizimkinden de
büyük bir iman bulabiliriz. İsaya olan imanımızı
gösterelim, böylece Hıristiyan olmayanlar bile bizi görerek öğrenebilsinler
ve Rabbin sevgisinin büyüklüğünü tadabilsinler!