25/08/2002 OLAĞAN
DEVRE - 21. PAZAR
- A YILI
Birinci okuma
İşaya 22,19-23 Mezmur
138 (137)
İkinci
okuma Rom. 11,33-36 İncil
Mt. 16,13-20
Bu günkü
okumalar iman hayatımızda ve ruhsal yürüyüşümüzde yeni bir
adım atmamıza yardım etmektedir. Biz daima İsa'ya doğru
bakıyoruz, O'nu dikkatimizin, sevgimizin ve ümidimizin merkezi olarak gözlerimiz
önünde tutuyoruz. Aynı zamanda İsa ebedi hayatımız için
bize kendi Sözünü ve armağanlarını vermek için, yeryüzünde
yaşayan insanları bizzat kullanmak istediğini bize anlatıyor!
Peygamber
İşaya da bizi hazırlıyor.Rabbin, cezalanmış ve
makamından kovulmuş olan vali Şebnan'a hitap ettiği sözler
bize, Allah'ın halkına kendi kılavuzunu sunmak için insanları
kullanmak istediğini göstermektedir. Onun yerini alan bir adam olacaktır.
O da "Yeruşalem halkına babalık yapacak", önemli
kapıları 'açmak' ve 'kapatmak' için sınırsız
yetkisi olacak, "sert bir yere çakılmış sağlam bir
çivi gibi" sabit olacaktır!
İşaya'nın
sözleri, İsa'nın Simon Petrus'a hitap ettiği sözlerini
dinlerken de, aklımızda kalırlar! Petrus, hepsilerinden ilk
olarak, İsa'ya olan imanını beyan etti: "Sen, var olan
Allah'ın Oğlu Mesih'sin". Tereddüt etmeden ve başkalarından
korkmadan, kendi Hocası İsa'nın şahsiyetini ortaya koydu.
İsa ona
yalnız "iyi söyledin" veya "gerçektir" demekle kalmıyor.
Ona "Ne mutlu sana!" diyor, çünkü o sözler yalnız
bizzat Rab'den, Oğlu tanıyan tek olan Peder'den bir
ışığı alan insan tarafından söylenebilirdi.
İsa'nın Allah'ın Oğlu olduğuna, Peder'den gönderildiğine
inanan kişi Allah tarafından aydınlanır ve başkalarına
da gerçek bir takdis götürür. Nitekim bu imanın üzerine bir cemaatin
hayatını, Kilise'nin hayatını kurabilir!
İsa
Petrus'a, başkaları gibi normal bir insan olmasına rağmen, güvenebildiğini
anladı. Evet, Petrus başka insanlar gibidir, fakat yüreğinde onu
yöneten bir ışık vardır, aklında onu sağlam kılan
bir kesinlik ve hayatında onu Allah ile birlikte tutan bir bağ vardır.
Bu, Allah'ın Oğlu'nu tanımasıdır!
Sen, Petrus,
kayasın, kaya gibi sağlamsın, sen sabit bir temele dayanıyorsun;
bunun için senin üzerine yıkılmaz bir evi kurabiliyorum!
Evin
anahtarları yalnız güvenli bir insana emanet edilebilirler. Kim kendi
yüreğinde Allah'ın düşüncelerini tutandan ve O'nun gönderdiğini
kabul edenden daha güvenli olabilir? İsa yeni ruhsal binayı açma ve
kapatma görevini Petrus'un ta kendisine veriyor. Bu açmak ve kapatmak ebedi
bir izi bırakıyor. Allah insanı aydınlatıp, ona bilgi
verip, güçlendirdikten sonra, ona güveniyor.
Eğer
İsa Petrus'a güveniyorsa, biz ona güvenmeyecek miyiz? Acaba biz İsa'dan
daha mı iyi, daha mı bilgili, daha mı akıllıyız? O
zaman biz de Petrus'a ve Kaya üzerine kurulmuş Kilisede onun görevini
miras alana bakalım. Böylece onun hangi kapıları açacağını,
hangilerini kapatacağını görerek, açık kapılara doğru
adımlarımızı yöneltebileceğiz ve başkalarına
da o yöne yürümeyi öğüt verebileceğiz!
Allah'ın
bu yöntemleri gizemliler, fakat zamanla çok hikmetli ve güzel oldukları
ortaya çıkıyor! Yüzeysel olan bizlerin bazen farklı yollar, aklına
geliyor, ama görünüşte daha emin görünmelerine rağmen, insanın
özgürlüğünün şerefine daha az uygunlardır. "Gerçekten
Rabbin düşüncelerini kim bildi? Ya da kim O'nun öğütçüsü oldu?":
Aziz Pavlus'un bu sözleri de Allah'ın yordamları ile ilişkin
görünüyorlar.
Allah'ın
yollarını takdir edelim ve (onları) alçakgönüllülükle kabul
etmeye çalışalım! Somut olarak Papa'nın ve Episkoposların
öğretişini kabul edelim, çünkü bizi Kaya'ya demirleyen, bize Göklerin
Hükümdarlığının giriş yollarını açan,
sahte ve aldatıcı kapıları kapatan insanlar onlardır.
Onlarla birlikte yaşayalım, onları sevelim! Sürekli Kutsal Ruh'un
etkisi altında kalsınlar, daima O'nun ışığına
açık olsunlar diye onlar için dua edelim!
Dualarımız
sayesinde onlar bizim için gerçek Çoban'ın somut işareti ve simgesi
olacaklar; biz de ruhsal hayatta gelişeceğiz ve onlarla birlikte yaşamakla
hem bizim yüreğimizde, hem de göklerdeki Pederimizin yüreğinde
sevinç olacaktır!