06/10/2002
OLAĞAN DEVRE - 27. PAZAR - A YILI
Birinci okuma
İşaya 5,1-7
Mezmur 80 (79)
İkinci okuma
Filip. 4,6-9
İncil Mt.
21,33-43
Rab, Allah'ın oğullarını ve Kiliseyi saran büyük
sevgiyi gözlerimiz önünde sermeye devam ediyor.
Bugünkü birinci okumanın, mezmurun ve İncil'in temel konusu, en
iyi yerde ve büyük bir dikkatle bağ
diken "Biri"'nin sevgisi anlatılır. O, toprağı hazırlar,
güzel asmaları seçer, bağını korumayı düşünür.....
Sonunda meyveleri de bekler, ama düş kırıklığına
uğrar. Tatlı üzümü bekliyordu, ama topladığı üzüm
yabanidir. Bu bağ ile bir daha uğraşmak istemez, onu bakımsız
bırakır. Vahşi hayvanlar onu mahvedecekler, orada her çeşit
çalı ve dikenler yetişecek!
İbraniler, Peygamber İşaya aracılığıyla böylece
konuşan Allah'ın, İsrail Halkı hakkında konuştuğunu
anlarlar. İsa da bir bağ ve bağcılardan bahsediyor. Ve
İsayı dinleyenler, maalesef Allah için çalışmayan
insanlar tarafından kılavuz edilen halkını, sevdiğini
anlar. Allah o insanlara tam güvenir, ama onlar kendi çıkarlarına yönelmiş
olduklarından dolayı O'nun sevgisini ne tadar ne karşılık
verirler. İsa onlara yardım etmek için bir benzetme anlatıyor.
Bir sahip, kendi yokluğu esnasında, bağını güvenli
insanlara emanet eder. Fakat onlar sahipleri için değil, kendileri için
çalışıp, bağı kendilerine mal ederler. Bağ bozumu
vakti gelince, bağın sahibinin hakkını kabul etmeyip, ona düşen
meyveleri vermeyi istemezler.
Herkes İsa'nın ima ettiği durumu anlar: Allah kendi halkının
Kendisiyle birlikte antlaşmada yaşamasını, hikmetli Sözünü
günlük hayatta yaşamasını, bütün uluslar için sevgisinin işareti
olmasına davet etmek için peygamberleri gönderdi. Fakat halk ve yöneticileri
peygamberleri dinlemeyi reddettiler, hatta onlara zulmedip öldürdüler. Aynı
reddetme Peder'in son olarak gönderdiği Oğlu olan İsa'nın
başına da gelmektedir. Oğlunu göndererek, Peder düşünülebilen
en büyük sevgi eylemini, halkının iyi niyetine karşı en büyük
güven eylemini yaptı!
İsa peygamberlerin söylediklerini biliyor ve reddedileceğini de
bilmektedir. Bunu, bir misali anlatarak bildirir; fakat konuşması,
anlamak isteyenler için, açıktır. Allah nasıl sevgisini dünyanın
bütün uluslarına ulaştırma projesini gerçekleştirebilecektir?
Nasıl insanları kurtarabilecektir? Kime lütfünün zenginliğini,
iyiliğinin armağanlarını emanet edecektir? Allah, kendi çıkarını
aramayacak ve O'na itaat ederek bu hizmeti verecek yeni bir halk kuracaktır!
Bu halkın hangisi olduğunu bilmekteyiz. İsa'nın, Oniki
Havari'yi seçerek, onları eğiterek, öğrencileri çağırarak,
herkesin girebileceği Göklerin Hükümdarlığının yakınlığını
herkese ilan ederek, kurmaya başladığı halktır. Bu halk
Kilise'dir; İsa'ya iman edenlerden, O'nun sevgisine ve kurbanına katılmayı
kabul edenlerden oluşan bir halktır. Ben de bu halkın üyesiyim.
Ve benimle birlikte değişik kökenli olan, farklı diller konuşan
ve dünyanın uzak yerlerinden gelen bütün Hıristiyanlar da bu halkı
oluştururlar. İsa'yı kabul etmekle, Allah'ın Kutsal Ruh'uyla
dolarlar ve kardeşlerim olurlar, birlik içinde olup kutsallaşırlar,
Oğul'a uygun olup yeryüzünün ışığı ve tuzu
olmak için hazırlanırlar. Böylece hep beraber Peder'e sevgisinin
meyvesini sunabiliriz, yani karşılıklı kabullenme ve birlik
aracılığıyla tanrısal hayatı ifade eden kardeşliğin
hükümdarlığını sunabiliriz.
Bu Hükümdarlık'ta Allah gerçekten en önemli yeri tutar, kralın
yerindedir. Bu Hükümdarlık'ta huzur vardır; kalbin ve aklın
esenliği vardır, insan içinde ve insanlar arasında barış
vardır. İnsan gayretinden değil, "yukardan" gelen bu
esenlik düşüncelerimizin devamlı İsa'da durmalarını
sağlar. İsa Peder'den gelen ve O'na bizi götürendir; hayatımızı
birçokları için faydalı kılan ve aynı zamanda hayatımızı
doldurup tatmin olmamızı sağlayandır.
Bugün okuduğumuz Filipililere Mektubun metninde, Aziz Pavlus hiçbir
kaygı duymamamızı tavsiye etmektedir. Çünkü bizi dinleyen,
bize esenliği veren, bize daima iyi ve yararlı düşüncelerle meşgul
olma yeteneğini veren Allah'a her durumda hitap edebilir, ona sığınabiliriz.
O'na her zaman ve her yerde başvurabiliriz: O her zaman bizi dinleyebilir,
hatta sesimizi duymaktan ve O'na yönelmiş yüreğimizi görmekten
memnundur. Biz O'nun bağıyız; eğer O'nun Sözü ile ve Ruh'u
ile beslenirsek, bu bağ Allah'ın tüm insanlık için iyilik dileğini
yerine getiren meyveyi mutlaka verecektir!
Yaşayan Allah'ın Oğlu, Rab İsa, gel! Tüm yüreğimi, tüm sevgimi, tüm gücümü sana vermek istiyorum. Yaşamımı ve bütün müminlerinin hayatını kabul et; böylece Peder şan alacak ve O'nun sevgisinin binasının kurulduğu köşe taşı olan Sen'in üzerinde sağlamca dayandığımızı görmekten sevinecektir!