12/12/2004 – NOEL’E HAZIRLIK DEVRESİ 3.
PAZARI – A YILI
İlk
okuma İşaya 35,1-6.8.10 Mezmur 145
İkinci
okuma Yakup 5,7-10
İncil Matta
11,2-11
Hatırlıyorumda,
ben çocukken itfaiye arabaları ayinden önce köyün yollarını
yıkayıp temizlerlerdi. Kiliseye gitmek için bayram kıyafetlerini
giyip sokağa çıkan herkes temiz ve güzel sokaklarla
karşılaşırdı. Rabbin Gününde, Efkaristiya'ya götüren
yolu temizlemek için çalışan, aralarında babamın da olduğu güçlü kişileri görünce
kiliseye daha neşeli bir şekilde giderdim.
Efkaristiya, özenle
hazırlanılmaya değen önemli bir olaydır. Bu önemli olay
için yollar, giysiler, çiçekler ve birçok başka şey
hazırlanır. Efkaristiya onu yaşayanlar, onunla doyanlar ve ona
inananlar için önemli bir olaydır.
İşaya peygamberin
kitabını okurken aklıma şunlar geldi: Bu kitapta düz bir yol’dan, Kutsal Yol’dan bahsediliyor. Bu yoldan geçmesi gereken insanlar neşe ve mutluluk dolu insanlardır ve üzüntü ve ağlayış’larını
bırakıp sürgünden dönüyorlar. Onlar Siyon’a, Rabbin olduğu yere
dönüyorlar. Biz O’nunla karşılaşmaya ne kadar
hazırlanırsak, O da bizimle o kadar konuşuyor ve doymamız
için bize o kadar kendini sunuyor!
İsa, bizim
ihtiyaçlarımızı karşılamak için, bize yeni bir kalp
vermek için, bizim yüklerimizi almak için ve bizi teselli eden Söz’ü vermek
için gelmiş olan ve gelmekte olandır. Vaftizci Yahya’nın
bazı şüpheleri vardı. Haksız yere hapise konduğu için
acı çekiyordu, çünkü bu dünyanın krallarından birine Tanrı’nın
istemini açıkça anlatmıştı. Çektiği acılar ve insan
doğasının zayıflığı ona şu soruyu
sorduruyordu: “Hata mı yaptım? İsa’nın Mesih olduğunu
söyleyerek hata mı yaptım? Yoksa beklediğim, herkesin beklediği o
değil mi? Hata yapıp yapmadığımı bana kim
söyleyebilir?”... İsa’ya bu şekilde sorular sormayı düşündü.
İsa, Yahya'nın gönderdiği habercileri şahitlere çevirmek
istiyordu. Bir başkasının sözlerini iletmemelilerdi, bu bir
başkası Kendisi olsa bile… Onlar şahitler olmalılardı.
Görüp duyduklarını anlatmalılardı. Peygamberler
tarafından Mesih’in günleri hakkında açıklanmış
belirtileri gördüler; tatlı, kutsal, teselli edici ve bizim gibi fakir ve
üzgün kişilere “ne mutlu”! diyerek sevindiren sözleri duydular
İsa’ya yaklaşan kişi bir şahit olur:İsa'yla
karşılaşma insanları değiştiriyor! Lourdes ya da
diğer kutsal mekanlara ve toplantılara giden meraklılara da
aynı şey oluyor. Yahya’nın öğrencileri İsa’nın
şahitleri oldular.
İsa, habercisi olan Yahya’yı kendisinden şüphe etse bile
övgülere boğuyor. O, herkesi Yahya’nın Tanrı’nın bir
peygamberi olduğu olduğu konusunda, hatta Yol’u hazırlayan
kişi olduğu konusunda ikna ediyor. İsa, Yahya’ya olan bu övgüsü
ile kendi kimliğini de açıklamış oluyor. O, gerçekten
gelmesi beklenilen kişiydi!
Biz bu yüzden onu sevgiyle bekleyelim. Onu sabırla bekleyelim, çünkü
şüphelerimiz bizi kaygılandırıyor. Aziz Yakup’un bize
bahsettiği çiftçinin sabrına sahip olalım.
Tohum eken kişi meyveyi görmek için uzun aylar beklemesi
gerektiğini, daha sonra da zahmetle toplaması gerektiğini bilir.
Bu süre içinde sabırla yağmuru ve yeni mevsimi de bekler. Tüm hayat
beklentiden ve sabırdan ibaret. Biz, Rabbin gelişinden, O’nun
herkesin ve herşeyin yargılayıcısı olduğundan
eminiz. Onun hoşuna gidecek şekilde ve bencilliğimizi yenerek yaşamalı,
herşeyi O’nun Söz’ünün ışığında
sınamalıyız.
Bekleyiş ve sabır, Rabbin ve kurtardıklarının
geçtiği yolda bizi uyanık tutarlar. Onlar ile
karşılaşmamız bizi sevindindirecek. İsa’nın bize
sunacağı övgü, Yahya’ya sunduğundan daha güzel olacak. Nitekim
O’nun vücudunun üyeleriyiz! Biz, Gökler Hükümranlığında küçük
olsak da, O’nun tarafından yıkandık, O’nunla doyduk ve O’nun
sayesinde azizleştik.
Şükürler Rab İsa, Gel, sana hizmet edebilmek için sevinçle Seni
bekliyoruz!