03/07/2005 - OLAĞAN DEVRE - 14. PAZAR GÜNÜ - A YILI
Birinci
okuma Zekerya 9,9-10 Mezmur 144/145
İkinci
okuma Rom.
8,9.11-13 İncil Mt. 11,25-30
"İmanın gizi büyüktür!": kısa bir cümledir, fakat
yaptığımız eylemin önünde duyduğumuz tüm
şaşkınlığımızı kapsıyor, çünkü o
eylemde Allah'ın varlığı ve sevgisi belirmiş oluyor.
Ekmek ve şarap üzerinde söylenmiş sözler, sadece sözler, boş ve
etkisiz sözler olarak kalmadı: imanımız, Allah'ın tesir ettiğinden
ve anlama yeteneğimizi aşan bir sevgiyle işbirliği
yapmış olduğumuzdan emindir. "İmanın gizi
büyüktür": rahibin yaptığı bu ilan tüm cemaat
tarafından tamamlanmaktadır: "Rabbimizin Mesih İsa,
senin ölümünü anıyoruz, dirilişini kutluyoruz ve şanlı
gelişini bekliyoruz". Aziz Pavlus bu şekilde bu anı
yorumladı: Rabbin Bedenini yediğimizde, konuşmadan da,
dünyanın sonunda şanlı gelişiyle sonuçlanan Paskalya
sırrını, yani İsa'nın ölümünün ve dirilişinin
sırrını ilan etmiş oluyoruz. Cemaatin bu cevabı bazen
ilahi olarak söylenir. Bugün ilahi söylemeyi istemiyor musun? Aynen, ilahi
söyle! Senin duygusal sevincini dile getirmemelisin, çünkü o devamlı sende
olmayabilir; Rabbe ilahi söylerken ise, Azizlerin sevincini, kurtuluşu
bekleyen ve Efkaristiya kutlamasından lütuf alan günahkarların ve
Azizlerin sevincini dile getirmelisin!
Aziz Pavlus bugün bize hatırlattığı gibi, Kutsal Ruh
içimizde bulunuyor, bize yaşam veriyor, Allah'ın mükemmel ve dolu
hayatına katılmamızı sağlıyor; bununla beraber "bedenin
kötü işlerini öldürmek" için bize yardımcı oluyor! Bedenin
işleri bencilliğimizin meyveleridir; bunlar, bize zarar
veriyorlar, yönümüzü şaşırtıyor, canımızı
acıtıyor, iyi isteklerimizi yok ediyor, insanlar arasındaki
ahenkli ilişkileri bozuyorlar. Kendimizi dürüst hissetme arzusu da,
bedenin bir işidir ve içimize gururun ve kibrin girmesi için açık bir
kapıdır. Gurur ve kibir de, Allah'ın, insanlara kendisini
tanıtıp, sunmak için kullandığı küçük ve büyük
belirtileri ve eylemleri kabul etmemize engel oluyorlar.
Mesih İsa bunu bize, sevinçle Peder'i övmekle,
açıklamaktadır. Peder, sırlarını küçüklere
açıklıyor; fakat bunları, "bilge ve akıllı
kişilerden", kendilerinin böyle olduklarını
sananlardan, Allah'ın önünde alçalmayanlardan, büyük ve her şeye
kadir Allah'ın, insan olmuş Oğlu
aracılığıyla insanlarla karşılaşmak
istediğini kabul etmeyenlerden ise, gizliyor.
Kim Oğul'u tanır? Kim O'nu kabul edip, sevmeyi bilir?
Yalnızca Peder O'nu tanıyıp, sever; bu yüzden Peder'le
karşılaşmak, Allah'ı, Peder olarak, tanımak ve sevmek
gereklidir! Bu, Oğul için imkanlıdır, çünkü Oğul Peder'i
tanıyor. Bu yüzden biz Oğul'un yanında, mevcudiyetinin ve
Ruh'unun etkisi altında kalmaya calışacağız: o zaman O
bize Peder'i tanıtacak! Kulaklarımıza ulaşabilen O'nun sesi
bizi davet ediyor: "Hepiniz bana gelin..". Kaç kere bu sözleri
duyup, unuttuk? Onları Ciddiye alıp, O'nun yanına
gittiğimizde, düş kırıklığına
uğradık mı? Durmadan çeşitli yükler bizi ezmektedir,
durmadan her yerde rahatlık ve huzur aramaktayız, fakat bunları
zaten çok defa İsa'nın yanında bulduğumuzu, belki
unutmaktayız... "Boyunduruğumu yüklenin, üzerinize
alın": boyunduruk, çiftçinin, yük arabasını çekmesi
için, hayvanın üzerine koyduğu araçtır. Yük arabası
ağır olursa, boyunduruk da ağırdır! Yük arabası
hafif olursa ise, boyunduruk da hafiftir! Üzerimizdeki boyunduruk çok
ağırdır, çünkü çektiğimiz yük arabası
bencilliğimizin yükleriyle doludur. Kendiliğimizden veya
insanların yardımıyla uğraşıyorsak, çok
yorulacağız ve hiç tatmin olmayacağız. İsa'nın
boyunduruğu ise, nasıl? O bize, taşıyacak hangi tür yük
verecek? İsa'nın yük arabası sevgiyle doludur ve sevgi ezmez!
İsa'nın boyunduruğu tamamen onun omuzlarına dayanır,
bütün ağırlık O'nun üzerindedir: bize yalnızca
barış ve huzur kalır!
İsa'nın yük arabası bir tank değildir! Peygamber
Zekerya bunu bize, "bir eşek yavrusu sıpa üzerine"
gelen kralın çok güzel bu imajı aracılığıyla
söylemektedir. Bu kral "adildir ve kurtarıcıdır":
bunun için O'nun "yükü hafiftir"; O "alçakgönüllüdür":
bunun için "boyunduruğunu taşımak kolaydır"!
Rab İsa, sana geliyorum: yükünü taşımak istiyorum, o zaman
seni seven ve gönderen Peder'i tanıyıp, seveceğim. O'nun sevgisi
de tatlılıkla hayatımı dolduracak ve yaşamım
kardeşlerim için Allah'ın armağanı olacaktır!