18/09/2005 OLAĞAN
DEVRE (25. Pazar Günü) – A -
İlk Okuma İşaya 55,6-9 Mezmur 144/145
İkinci Okuma Filipililere 1,20c-27a İncil Matta 20,1-16
Amerika’da birçok kilisede, Ayinin
sonunda tüm katılanlar yan taraftaki bir odada kahve içmeye davet
ediliyormuş. Böylece arkadaşça çene çalıyorlar,
tanışıyorlar, hafta içersindeki acı ve
mutluluklarını paylaşıyorlar, tavsiye alıp veriyorlar,
arkadaşlıklarını sürdürüyorlar ve böylece Ayine
katılarak başlamış olan birliği sürdürüyorlar. Bu
karşılaşma anları özellikle değişik Hıristiyan
tarikatlarının, Protestan ve Anglikan kiliselerinin çok olduğu,
değişik dinlerin, İslam ve Budistlerin olduğu ve çok
kişinin dinden uzak yaşadığı yerlerde
gerçekleştirmek çok önemlidir. İmanlılar arasında günlük
arkadaşlık ilişkileri çerçevesinde, derin ve kutsal bir iman
karşılaşması gerçekleştirmek çok önemlidir. Eğer
bu birliktelik Ayinden hemen sonra yapılamıyorsa, gün içersinde
gerçekleştirmek çok iyi olur. Eğer Kilisende böyle toplantılar
yapılıyorsa, bunlara katılmak için elinden geleni yap. Yapılmıyorsa
da yapılmaları için uğraş. İsa sayesinde, Komünyon
yaparak kardeş olarak büyüdük, ve bu kimliğimizi yaşamak
istiyoruz. Bu hepimiz için mutluluk ve ümit kaynağı olacaktır!
Aziz Pavlus, Filipililere,
yorgunluğunun sonunda Rab tarafından çağrılmayı ve
O’nun yanında mutlu olmayı arzuladığını
söylüyordu. Ancak Rab, görevinin kardeşlere faydalı olduğunu
düşünüyorsa arzusundan vazgeçebilir. Rab ile birlikte olma arzusunun bir
damla egoizm taşımamasını istemektedir. Tek düşüncesi
kardeşlere faydalı olmak! Havarinin bu arzusu bize örnek
olmalıdır. Mesih İsa’ya ait misin? O seni ele geçirdi mi? O
zaman sen de kardeşlerine yardımcı olmak için fırsat
arayacaksın, iman etmeyenler için misyoner, ebedi hayata kavuşmamış
olanlar için de baba olacaksın! İsa bize
armağanlarını, affını eskisi gibi, kendimizi
düşünmemiz için vermedi, başkalarının sadece
sağlık ve maddi ihtiyaçlarını da düşünmemiz için
vermedi. O bizi bağında çalışan işçiler olarak
istiyor!
Bugünkü İncil de okuduğumuz
hikaye, Rabbin devamlı onun için çalışacak işçiler
aradığını anlatmaktadır. Sen bunların
arasında mısın? Belki çok çalışıyorsun,
yaşamın çok yoğun geçiyor, ama hepsi Allah’ın
bağının dışında olan meşgaleler mi?
Allah’ın Hükümdarlığında görevin nedir? Kardeşlerin
imanı için çalışıyor musun? Rabbe cevap verebilmek için
hazır ol: O, adına çalışacak, insanların ruhani
iyiliği için uğraşı verecek, Kilisenin eğitimine
yardımcı olacak kişiler arıyor. O’nun çağrılarına
kulak ver. Genç misin? Orta yaşlı mısın? Yaşlı
mısın? Herkes için yer var, herkes için iş var. Uygun veya uygun
olmayan kişiler yoktur, buna daha layık olacak kişilere hiç
ayrılmış bir yer yok. İsa, bilmeyenler, küçükler ve
fakirler, herkes tarafından ret edilenleri de arıyor. Bunu “sık
sık dışarı çıkan ve çiftliği için işçi
arayan çiftlik sahibi” örneği ile anlatmaktadır. Allah’ın bağında
çalışmak Allah’ın halkı için çalışmak demektir:
günümüzde buna “kilise” için çalışmak diyoruz. Kilisenin
inşası için çalışmak teker teker her kişinin
iyiliği için çalışmaktır, bu kişilerin İsa ile
birlik içinde olup kardeşler arasında birlik ve
barışın olmasıdır, kimsenin sadece kendini
düşünmemesidir. Eğer Kilise
sağlıklı ise, onda Allah sevgisi varsa ve yine onda
karşılıklı sevgi varsa, herkes bunun faydasını
görecektir, ona dahil olmayanlar bile: çünkü Kilise maya gibidir, tuz gibidir,
küçücük bir alevin etrafa saçtığı ısı ve
aydınlık gibidir!
Hikayede bizi hayrete düşüren
özellikle son bölümdür ve İsa buna çok önem vermektedir: son gelen, günün
ilk saatlerinden beri ter döken kadar maaş almaktadır. Sabahtan
çalışan, iş vereni haksız bulmaktadır. Tecrübem ise
bana şunu öğretmektedir: Rab için çalıştığım
zamanlar, ona ulaşan her kişi için mutlu oluyorum, hangi saatte Rabbe
ulaştığı önemli değildir. Benim sevincim,
İsa’nın sevincidir, O’nun kalbine sahip olmaktır. Mükafatım
ise, kardeşimin mutluluğudur. Rab için
çalıştığım zaman hiçbir karşılık
beklemiyorum, çünkü biraz O’na benzemeye başlıyorum, ben de sevgi
oluyorum! Allah’ın düşünceleri insanlarınkilere benzemez, ancak
O’nunla yaşadığımız zamanlar O’nun gibi düşünmeye
başlarız!
İsa bana hiçbir şey verme,
sadece kardeşlerimi mutlu göreyim, onları Senin ellerinde
kurtulmuş göreyim, onları Sana bağlı ve Seninle mutlu
göreyim: o zaman mutluluğum tam ve mükafatım mükemmel olacaktır!