Oruç Devesi (2. Pazar Günü) – A -20/2/05

 

İlk Okuma                   Çıkış 12,1-4a                   Mezmur                   32/33

İkinci Okuma                   2Timoteus 1,8b-10                İncil                    Matta 17,1-9

 

 “Göklerdeki yüce Allah’a övgüler” duasından sonra rahip cemaatı duaya çağırır ve bir kaç dakika sessizlikte bırakarak herkesin, sıkıntılarını veya büyük arzularını Peder’e söyleyebilmeleri için zaman bırakır. Sonra rahip sessizlikte söylenen duaları toplayarak yüksek sesle bir dua okur. Bazen rahipler kişilerin sessizlikte kalmayı beceremediklerini düşündüklerinden bu sessiz duayı iki saniyeye indirirler. İstiyorsan rahibine bu sessizlik içersindeki duayı özel duanı yapabilmen için biraz uzatmasını söyleyebilirsin, bu ona da cesaret verecektir. Bu dua cemaatın şahsi dualarını ve her günün okumalarını göz önünde tuttuğundan her gün değişiktir. Ancak her zaman aynı şekilde sona ermektedir. “Rabbimiz Mesih İsa’nın adına”: Duamızın kabul edildiğine eminiz, çünkü bu duayı Kilisenin başı olan İsa, aracılığıyla Peder’e sunuyoruz. İsa sayesinde Peder duamızı ciddiye alacaktır. Duanın bu kapanış şekli bir taraftan alçakgönüllülüğümüzü diğer taraftan ise imanımızı belirtmektedir: alçakgönüllülük, çünkü Allah’a daima borçluyuz, iman, çünkü İsa’nın hacına güveniyoruz.

İsa’nın  ufkunda ve kalbinde en önemli gerçek haçtır. Bugün İncil bize dağa dua etmeye giden Rabbi göstermektedir. Bu duanın meyvesi ölüler diyarından dirileceğinden emin olmasıdır. Matta bize Musa ile İlyas’ın konuşmaları hakkına detaylar vermemektedir ama diğer İncil yazarlarından bildiğimiz kadarıyla İsa haçtan, kendi haçından  bahsetmekteydi.

İsa üç havariyi herkesten uzağa dua etmeye götürmüştü: kendi için ve arkadaşları için dua etmeye uygun bir zaman ve bir yer buldu, bu bizim için de önemli olmalıdır. Bu oruç devresinde, her günkü işlerimden arınarak, tek başıma veya başkalarıyla, İsa’ya arkadaşlık etmek için bir günümü duaya ayırabilecek miyim?

Dua çehresini değiştirmişti: dua eden kişinin daha güzel daha aydınlık olduğu gerçek değil mi? O halde bu olay beni şaşırtmıyor: İsa, Peder’i ile birlikte mükemmel bir sevgi içersindedir ve kendini mükemmel bir şekilde ona sunmaktadır ve dolayısıyla çehresi ilahi bir ışık ile aydınlanmaktadır.

Şakirtler, İsa’nın yanında insanlar görüyorlar. Bunlar Allah’ın arkadaşlarıdır ve Allah için daima canlılardır: bu bir rüya değildir, o kadar gerçektir ki onlar İsa ile konuşmaktadırlar. Ne hakkında konuşuyorlar? Aziz Luka şöyle yazmaktadır: onun “çıkışından” bahsetmektedirler, yani İsa’nın dünyadan çıkıp Pederine gitmesinden bahsetmektedirler. İsa daha sonra bu konuşmayı şakirtleri ile de devam ettiriyor, onlar anlamıyorlar, ne diyeceklerini bilemiyorlar, şoka uğruyorlar. Onlar etraftaki aydınlık, daha önce hiç görmedikleri kişiler, bulut, yukarıdan gelen ses ve özellikle İsa’nın neticesi için şaşırıyorlar. O insani bir şandan, başarıdan veya halkın başkanları tarafından kabul edilmekten konuşmuyor; ölülerin dirilişinden konuşuyor.

Oruç devresini yaşıyoruz, bu devre vaftize hazırlık devresi veya adına vaftiz edildiğimiz Allah’a olan imanımızı yenileme devresidir. Bugünkü İncil, özellikle İsa’ya sadakat yürüyüşümüzü destekleyen dua ile bizi somut adımlar atmaya itmektedir.  Dua O’nun sesini duymamıza ve sözüne itaat ederek yaşamamıza yardımcı olacaktır. Bu itaat bizim için mutlaka haç anlamına gelmektedir, bize zor gelmektedir, çünkü egoizmimizin zincirlerine bağlıyız ve kötülük tarafından deneniyoruz: yeni bir şekilde yaşamak bize zor gelmektedir, acı vermektedir. Havari Pavlus bizi, İncil için korkusuzca acı çekmeye çağırmaktadır: ancak bu şekilde bizi çağıran ve kurtaran, Rabbimiz İsa’ya minnettarlığımızı gösterebiliriz. Rabbimiz İsa, bizi dünyanın ve kötülüğün etkilerinden kurtardı ve bizi O’nunla birlikte Allah’ın oğulları olmaya çağırdı! Bu şekilde, her şeyini bırakıp Allah’ın dediklerini yapmaya çağrılan, İbrahim’e, söz verilen takdisi, tecrübe ediyoruz. İbrahim’in gösterdiği güven dolu itaat, İsa da en üst düzeye ulaşmaktadır. İsa,  sadece halkı olan sülalesi için değil, tüm halklar için, bizim için de bir kutsamadır. Bugünkü Efkaristiya’nın meyvesi olarak Rab, duamızı ve itaatimizi canlandırsın. İsa’nın çehresindeki ışık, bizim çehremizi de aydınlatsın ve O’nu takip etmekle çektiğimiz yorgunluğu hafifletsin.