24/04/2005 – Paskalya Devresi - 5. Pazar Günü - A
Yılı
İlk Okuma Havarilerin
İşleri 6,1-7 Mezmur 32/33
İkinci Okuma 1Petrus 2,4-9 İncil Yuhanna
14,1-12
Tüm inananlar Tanrı’ya, oğulları
olarak samimiyetle yönelmeyi arzu ediyorlar… Zaten bu yüzden rahip, Büyük
İman Açıklaması’ndan sonra dünyanın ve Kilise’nin ihtiyaçları
için cemaati Baba’ya yakarmaya davet ediyor. Bu dualara “evrensel dualar”
ya da “inananların duaları” denir. “Evrensel dualar” denir çünkü
o anda tüm insanlığı ilgilendiren kötülükler için dua edilir,
“inananların duaları” denir çünkü antik zamanlarda katekümenler
ayrıldıktan sonra söylenirlerdi. Katekümenler, İman duasından
sonra topluluktan uzaklaşırlardı ve toplulukta sadece vaftizliler
kalırdı. Bu dualar, herkesin katıldığı Kutsal
Kitap okuma bölümünün sonunda bulunuyor, daha sonra ayinin en önemli kısmı,
Efkaristiya bölümü başlıyor. Bu dualar, daha önce birileri tarafından
hazırlanmış olabilir, ya da o anda, kişilerin içinden
gelen dilekler söylenebilir. Daha sonra, her bireysel dilek Tanrı’ya
yöneltildikten sonra, her seferinde bir tek bir söz tekrarlanır. Rahip,
bu anı bir dua ile noktalayarak adakların sunulması ritine
geçer.
İsa, Tanrı’ya karşı
büyük bir güven duygusu duymamıza yardımcı olmak istiyor. Bugün,
Baba’nın bize olan sevgisi konusunda bize güvence veriyor : O’nun evinde
çok yer var, ve Isa bizim için o yerleri ayırıyor!! Daha sonra
kendisi, bizi Baba’ya tanıtacaktır. Rabbimiz bu basit ama
anlamlı simgeyi inancımızı güçlendirmek için kullanıyor.
İnançlarımız gerçek olmalı, yoksa, ruhsal olarak hep
sallantıda ve korku dolu oluruz.
İnancımız, gerek
Tanrı ile ilişkimiz açısından, gerekse de İsa ile olan
ilişkimiz açısından gerçek olmalıdır. Bu çok
önemlidir: Eğer O bize O'na güvenmeye davet ediyorsa, O Tanrı demektir!
Bu yüzden bugünkü İncil okumasında İsa, bize tüm ilahi
yaratılışını anlatıyor. Ona
inanmalıyız, O’nun vasıtasıyla Baba’ya
ulaşıyoruz. Baba, gözlerimize gizli kalsa bile, İsa sayesinde
O'nu tanıyabiliyoruz: işte bu “Ben Gerçeğim” sözlerinin
anlamıdır. Sadece gerçek değil, İsa Baba’da, Baba da
İsa’da bizim için hayattırlar.
Havariler bunu anlayıp, tecrübe
etmişlerdi ve bize, çimentoyla köşe taşına eklenmiş
kayalar gibi Mesih’e bağlı kalmamız gerektiğini
söylüyorlar. İsa’ya sıkı sıkıya bağlı
olanlar anlatılamaz derecede büyük bir zenginliğe sahip olurlar ve
bununla onurlanırlar. İsa öldü, ama biz bundan utanç duymuyoruz. Tam
tersine, biliyoruz ki O’nun ölümü onun ne kadar değerli olduğunu
açığa çıkardı. O, insanlar tarafından kenara
atılmış bir taş iken Tanrı O’nu yapısı için
çok önemli bir taş olarak, temel taşı olarak kullandı.
Tanrı’nın yapısı
Kilise’dir! Orası, İsa’nın bizim için yerler
hazırladığı yapıdır. Ben, İsa’nın
gereksiz seyirciler için koltuk ve divan hazırladığını
düşünmüyorum. İsa’nın neşesine katılabileceğimiz,
Baba tarafından sevilebileceğimiz ve kardeşlerimizi
sevebileceğimiz yerler hazırlıyor bize.
Hayatımızı gerçek kılan sevgi, İsa’nın
sevgisidir. İsa'nın bize hazırladığı yerlerde haç
da eksik olmayacaktır, yoksa Öğretmenimiz ve Rabbimiz olan
İsa'ya benzeyemeyeceğiz. Yerler farklıdır. Bunu bize ilk
cemaatin sorunlarını çözmek için Havarilerin ettiği tercihler
söylüyorlar. Merhamet işleri için bir yer var, dua hizmeti için bir yer
var ve Tanrı Sözünü yayma hizmeti için bir yer var. Her imanlı,
İsa’nın kendileri için hazırladığı bir yere
oturmalı ve herkes için yer var. O, ne gereksiz yerleri ne de
diğerlerini yargılama yerleri hazırlamadı. O, ya dua
aracılığıyla, yada merhamet işleri aracılığıyla,
yada O'nun Sözünü duyurma aracılığıyla, kardeşlere
hizmet edebilmemiz için yerler hazırlıyor. Kimse kendi yerini
seçemez, herkese kendi yeri teslim ediliyor! Tüm yerler onurlu ve gereklidir.
Daha saklı olan ve göze çarpmayan yerler daha değerlidir. Ama her
yer, biz Kilise’de hizmetimizi tamamladığımız zaman
İsa’nın bizi götüreceği şanlı yerin bir prelüdüdür!
Sana geliyoruz Rab İsa, emin yolumuz,
gerçeklik ışığımız ve gerçek dolu hayatımız!
Seninle birlik içinde kalarak kardeşlerimiz için ve dünya için büyük bir
hediye olacağız!