PASKALYA DEVRESİ - 6. Pazar Günü - - A
İlk
Okuma Hav.
İşl. 8,5-8.14-17 Mezmur 65/66
İlk
Okuma 1Petrus
3,15-18 İncil
Yuhanna
14,15-21
Bazı Ayinlerde şarap ve kupası, ekmek ve
tabağı kilisenin değişik bir yerinde, ufak bir masa üzerine
hazırlanır. İnananların duasından sonra da bazı
imanlılar bu masaya yaklaşarak kupayı, tabağı, su
şişeciklerini ve önceden hazırlanmış daha başka
sunakları alırlar ve bunları sunak masasına götürürler. Bir
Ayinde Afrikalıların sunakları dans ederek ve şarkı
söyleyerek, neşe içersinde taşıdıklarını gördüm.
Rahip sunakları bekler, teslim alır ve sunak masasına koyar.
Sonra cemaat ilahi söylerken rahip ekmeği alır, Allah’a şükreder
ve Musevi litürjisinden alınmış şu sözleri söyler: “Ey Rabbimiz, bütün evrenin
Tanrısı, sana şükrederiz, çünkü toprağın ve insan
emeğinin ürünü olan bu ekmeği bize sen verdin. Onu yüce
Haşmetine sunarız. Bu ekmek bizler için hayat ekmeği
olacaktır”. Bu sözlere benzer sözleri İsa da söylemişti.
Gerçekten de İncil yazarları Son yemeği anlatırlarken
şöyle diyorlar: “İsa
ekmeği aldı ve şükran duasını söyleyerek...”. Rahip
şarap kupasını da aynen kaldırmadan önce, şaraba
birkaç damla su ekler. Bu hareketin amacı sadece pratik bir sebepten
gelir. Doğuda şaraplar yoğundur, bu sebepten içine su
karıştırılır. Paskalya sofrasında İsa da
böyle yapmıştı. Biz bu küçük harekete de ruhani bir anlam
ekliyoruz: “Nasıl bu kutsal ayin
sırasında su şarapla karışıyorsa, biz de bu sevgi
gizi aracılığıyla insanlığımızı
paylaşmış olan Mesih'in ilahi hayatı ile birleşelim”.
Biz ilahi sevginin büyüklüğüne ve yüceliğine katılarak onun
özelliklerini alan bir damla suyuz. Bu, Efkaristiyayı kutlayarak
kavuştuğumuz saygınlığın küçük bir
işaretidir. Bizi Musevi geleneğine bağlayan başka küçük bir
işaret de “yıkanma”dır: servis yapan kişi rahibin elini
yıkar. Musevilerde de arınmak için yıkanma vardır:
İsa’nın Havarilerin ayaklarını yıkamasını
hatırlayalım. İsa bu hareketine birçok sebepten dolayı çok
önem vermişti. Ayaklarını yıkatmak istemeyen Petrus’a da
şöyle demişti: “Seni
yıkamazsam yanımda yerin olmaz”. Rahip önce alçak sesle kendi
günahları için özür diler, sonra tüm cemaatı duada birlik olmaya
çağırır.
En güzel ve en gerçek dua İsa’nın
duasıdır: Peder’e bizim için dua eder ve bize Kutsal Ruh’u vermesi
için yalvarır! O Kutsal Ruh’un daima yanımızda
kalmasını ve bizim içimizde yerleşmesini istiyor: Biz Peder’in
ve İsa’nın Ruh’u ile yaşıyoruz, ilham alıyoruz, destek
alıyoruz ve teselli oluyoruz. Samariye şehrinde de Havariler Petrus
ve Yuhanna, Kutsal Ruh’un gelmesi için yalvarıyorlar: çünkü orada birçok
kişi Filippus’un vaazlarını duyarak iman etmişlerdi ve
vaftiz olmuşlardı, ancak bu yeterli değildi. Eğer
imanlı somut bir şekilde kendi yaşamında Kutsal Ruh'u kabul
etmezse ve değişime uğramazsa, imanlı kalır, ama
şahitlik yapmak için güçsüz ve neşesiz de olur.
Biz de Kutsal Ruh’a dua etmeye devam etmeliyiz: bizim de
imanımızı canlı tutsun, şahitlikte becerikli,
Allah’ın Hükümdarlığının ihtiyaçlarına
karşı hazır ve cömert kılsın. Eğer
cemaatımızı yenilemek için Kutsal Ruh gelmezse Kiliselerimiz
boş kalacaktır ve birçok Hıristiyan buraya sevinçle değil,
sadece vazife için gelecektir!
Aziz Petrus ilk mektubunda kalbimizi bir mabede çevirmeye
çağırıyor: Burası Rabbimiz Mesih İsa’nın
tapınıldığı bir yer olsun. Elbette içimizde Rab ile bu
canlı ilişki olursa, imanımızın nedenini soranlara
uygun bir cevap vermeye her zaman hazır, hikmetli ve güçlü
olacağız. Artık ebeveynlerimizin bize öğrettiği için,
ve başka sebep aramadan, “iman ediyorum” demeyeceğiz. Bundan sonra
“iman ediyorum” diyeceğiz, “çünkü İsa beni sevdi, benim için öldü,
bana Peder’in çehresini gösterdi, kalbime sevgisiyle ve tüm insanlara sevgiyle
yanan bir ateş koydu!”.
Kutsal Ruh kalbimize girince, Kiliseye hizmet etmek için,
Kiliseyi dünyanın Peder’in Sözünü duyma ihtiyacına ilgili kılmak
için, ve Kilisenin sevgi ve ümit şahitliğini canlı kılmak
için, biz de fedakarlık yapmaya hazır oluruz.
İsa dua ediyor. İsa Peder’in teselli verici
Ruh’u yollaması ve daima yanımızda kalması için dua etmeye
devam ediyor. Gerçek Ruh’u, yaşamımız senin gerçeğinin
şahitliğini yapsın! Dua bizim kalbimizde canlı kalsın!