27/03/2005 - PASKALYA BAYRAMI - A YILI
İlk
okuma Hav. Kit. 10,34.37-43 Mezmur 117/118
İkinci
okuma Koloslulara 3,1-4 (veya 1Kor. 5,6b-8)
İncil
Yuh. 20,1-9 (Lk. 24,13-35)
Bugün
İncil'i okumadan önce, kutladığımız büyük gizemi
vurgulamak için, bir 'ilahi' söylenir. İsa ölerek, ölümü yendi. O,
Yaşamın Efendisidir, lekesiz Kuzudur, Paskalya Kurbanıdır.
Bu unvanlar fantezimizden çıkmamaktadır, İsa'nın zaferinin
görgü tanıklarından gelmektedirler. Mecdelli Meryem, boş
mezarı, melekleri, İsa'nın sesini işittiğine
tanıklık ediyor. Meryem, İsa'nın dirilişinden emin
olduğu gibi, biz de Alleluyayı söyleyerek, İncil'i dinlemeye
hazırlanıyoruz.
İncil
ayrıntılarıyla, İsa'nın şakirtlerinin çok üzüntü
çektiği cumartesi gününden sonraki sabahta, neler olduğunu anlatmaktadır.
Şakirtler düş kırıklığına
uğramışlardı, çünkü İsa'dan büyük başarı
beklerken, O'nun yenilgisinin tanıkları olmuşlardı;
aynı zamanda kendilerinin de İsa'ya sadık ve minnettar olmakta
başarısız olduklarını gördüler, onların
güçsüzlüklerini tecrübe ettiler.
Kadınlar ise
daha güçlüdürler ve sabah erkenden İsa'nın cesedi için
hazırladıkları baharatları alıp mezara gittiler.
Mecdelli Meryem onlardan biri idi. O, İsa sayesinde,
yaşadığı günahlı durumdan doğan büyük
acılardan kurtulmuştu ve artık korkmadan, minnetini göstermek
istiyordu: sevgi korkuyu yener! Mezarın taşını
kaldırılmış bulunca, hiç düşünmeden, hemen Rabbe en
yakın şakirtlere koşup, kederli haberi veriyor: Rabbin cesedi
çalınmış! Meryem başka bir açıklama bulmuyor,
taşın mezarın içinden kaldırılmış
olabildiğini hiç düşünmüyor. Mezara koşan iki şakirt de
bunu düşünmüyor, fakat kefenin anormal durumunu görünce, sessiz olup
düşünmeye başlıyorlar. İsa'nın sözlerini
hatırlamaya, daha iyi anlamaya, şimdi bizim de
inandıklarımıza yaklaşmaya başlıyorlar.
İsa dirildi,
O'nun üzerine ölüm hüküm süremez! Önce İsa Lazar'ı ölümden
diriltmişti, şimdi kendisi, ölümü yenip terk ediyor! Şakirtler
bilmiyor, anlamıyor, henüz net bir şeyi görmüyorlar, ama ölümün,
onların Rabbi için, son etabın olmadığından eminler.
Biz sevinçle
coşmaktayız, çünkü Petrus'u ve Yuhanna'yı
şaşırtan şey, en büyük ve derin neşemizin nedeni oldu:
İsa dirildi! Bu olay sadece O'nu ilgilendirmez ve ilgilendiremez. Bu olay
ümidimizin kaynağıdır, yaşamımızın
temelidir, hayatımızı yenileyen bir olaydır! Bunu bize Aziz
Pavlus söylemekte ve Aziz Petrus tekrarlamaktadır. Bu dünyanın geçici
şeylerinin ne varlığını ne de yokluğu bize hakim
olamaz, bizi korkutamaz! Artık yaşamımız yukarıya
"bakıyor", yeryüzünde kapanmıyor. Dirilmiş
İsa'yı görerek, geleceğimizin güzelliğini görmekteyiz.
Eğer O dirilmişse, yaşamımızın "kaderi"
sonsuzluktur. Madem ki, İsa gerçekten Yaşayandır, O'na ve
sözlerine dayanıyoruz, Ruh'unun rehberliğinde yürüyoruz. Nitekim Aziz
Petrus'un yazdığı gibi, İsa "Allah
tarafından dirilerin ve ölülerin Yargıcı olarak
atanmış oldu". Yargıç
davranışlarımızı inceleyecek: bunu yapan, İsa
olursa, ilk olarak O'nu nasıl kabul edip, sevdiğimize, O'ndan
nasıl sevindiğimize bakacak. O'nun hoşuna giden
davranışımız, budur! O'nun sayesinde günahlarımız
bağışlanmış oluyor, yani Oğluna itaat
ettiğimizden sevinen Peder'le barışmış oluyoruz!
İsa'nın
Sözüne olan itaatimiz neşeli oluyor; Allah'a yükseltilmiş bir övgü
ilahisine, yürekten gelen sevinçli bir Alleluya'ya dönüşüyor. Rabbi
övelim! Rabbi övmek, bizi birbirimize yaklaştırıyor, bizi tek
bir yürekte birleştiriyor, hayatımızın en derin anlamı
kazanmasını sağlıyor.
Rabbi öv,
"Alleluya" de! Ve Mesih'in Vücudu içinde, Kilisenin yüreğinde,
Dirilmiş İsa'nın sevincinde bulunacaksın!
Rab İsa dirildi! İyi Paskalyalar!