İSA’NIN VAFTİZİ – A -

1.Okuma Yeş. 42,1-4.6-7  Mezmur 28 2.Okuma Elç. 10,34-38 İncil Mat. 3,13-17

 

 

Bir tek Allah’a… her şeye kadir Peder Allah’a inanıyorum! İman bildirimimiz bu cümlelerle başlıyor. “İnandığımı” söylüyorum, bununla da Allah’ın mevcudiyetini bildiğimi söylemiyorum, Ona güvendiğimi söylüyorum. Bizler birçok ilahın varlığına inanamayız, çünkü Allah’ın yaratılmamış olup tüm evrenin Ondan kaynaklandığına ve Onun mükemmel varlık olup hiçbir şeyin eksikliğini hissetmediğinin kanısındayız. O halde Allah’ın tek olduğu açıktır, birçok Allah olamaz. Geçmişte ve belki halen bazı kişilerde iki ilahın var olduğu düşüncesi vardır, iyi ve kötü ilah: bu inanışa düalizm denir. Ayrıca halen günümüzde birçok ilaha inanan kültürler ve dinler de vardır: onlara politeist denir. Bu dinlerde ilahlar korkuluklara benzetilirler: insan onların hatırlarını törenler ve uygun kurbanlarla satın alabilirler. Bu ilahlara inanmak ruhani rüşvet kültürünü uyandırır, hatta sihirbazlığı canlandırır; sanki birileri, meydana gelen felaketlerin kimin sebep olduğunu tayin etmeye vazifelendirilir, kimin bunu ödemesi gerektiğine karar verebilir, bazen incitilen ilahların ölümle sakinleştirilmesi gerektiğine karar verebilirler. Biz ilahi varlığın tek olduğunu bildiriyoruz ve bizimle sevgi ilişkisi olduğunu kesinlikle belirtiyoruz.  Bizim için Allah babadır, bizi isteyen ve sevendir. Tek bir sözle, yani Ona Baba diye hitap ederek birçok duygu ve düşünce bildiriyoruz. Her şeyden önce Ona Baba diye hitap etmemiz Onun sayesinde var olduğumuza inandığımızı söyler. Yaşamımız Ondan kaynaklanır, Onun bir sevgi kararından; O daima bizden üstündür, zeka ve yaşam hikmeti olarak da. Baba sözü, İsa’yı dinlediğimizde daha da zenginleşir ve anlam kazanır, çünkü Allah’ın bize karşı olan sevgisini O açıklar. Ona baba diye hitap ederken, otomatikman kendi babamızla olan ilişkimizi düşünürüz, ama İsa’yı dinleyerek hiçbir dünyevi babanın Baba Allah’ın hikmeti ve sevgisiyle yarışamayacağını görürüz.

 

Noel devresi İsa’nın vaftizinin bayramı ve dolayısıyla kendini belirtmesini kutlayarak bitiriyoruz: Vaftizci Yahya’nın müjdelediğini doğrulamak için Allah kendi sesini duyurtur. Bu görkemli doğrulama İsa herkesin önünde alçakgönüllülüğü yaşadığı bir anda gerçekleşir. O tün günahkarların yaptığını yaptı. Onlarla, günahlarından arınmak için girdikleri suya girdi. O günahsızdı, çünkü hiçbir zaman Baba’ya karşı gelmedi, Ondan hiç şüphe etmedi, daima Onun arzusunu gerçekleştirmek istedi. İsa’nın kendisini diğer günahkarlarla birlikte gösterme istemesine, Yahya itiraz etti, bunun abartılı olduğunu düşünüyordu. Ama İsa şöyle diyor: "Şimdi izin ver bana, çünkü doğru olan her şeyi bu şekilde yerine getirmemiz gerekir". Bu cümleyi anlamamız zor. Anlayabilmek için peygamberlerin dediklerine danışmalıyız. İsa Allah’ın arzusunun “dürüst kuluna”  haydut gibi davranılmasını istediğini, biliyordu. Yeşaya gerçekten de şöyle diyor: “Onların günahlarını üstlenecektir. … RAB'bin doğru kulu olarak kendisini kabul eden birçoklarını aklayacak. Canını feda ettiği için gördükleriyle hoşnut olacak (53,11-12). İsa tüm doğru olanı gerçekleştirmek istiyor, yani Allah’ın bu sözünün de gerçekleşip tüm insanların, tüm günahkarların kurtulmasını istiyor. Yukarıdan duyulan Söz, İsa’nın bu davranışının onaylanmasıdır, aynı davranışı peygamber de onaylamıştı: “Kulum başarılı olacak; Üstün olacak, el üstünde tutulup alabildiğine yüceltilecek (52, 13). Gerçekten de Allah onu,’Sevgili Oğlum” diye çağırarak yüceltmektedir. İbranilere Mektup, hiçbir meleğe böyle güzel bir söz söylenmediğini söylüyor.  “En Sevgili Oğlum”  çifte bir haykırıştır ve bize İsa’nın büyüklüğünü anlamamıza yardımcı olur. Oğlum, mezmurda kullanılan ve tüm halklar üzerinde gücü olan kral için kullanılan bir sözdü. “En sevgi oğul”  ise İbrahim’in oğludur ve Allah’ın verdiği söz sayesinde ve katkılarıyla doğmuştu, bu oğul kalabalık bir neslin atası ve tüm halklar için bir lütuf kaynağı olacaktı. Allah’ın kulu üçüncü bir şekilde de tasvir edildi; Ondan hoşnudum, çünkü Onun sayesinde tüm vaatler gerçekleşiyor. İsa’nın üzerine bir güvercin konarken, gökten gelen Söz, üç kere için Onu Mesih, Allah’ın kutsanmışı, dünyayı günahlardan kurtarmak ve insanlara umut vermek için gönderilendir. Bugünkü okumada Yeşaya onun hakkında şunu da söylemekte: “İşte seçtiğim benim kulum, onu destekledim. İşte sevdiğim benim kulum! Milletlere adaleti versin diye ona ruhumu verdim”.  Yahya’nın gördüğü olaylar, bu peygamberliğin de gerçekleşmesidir.

Şimdi İsa’ya yanılmaktan korkmadan bakabiliriz, ona tam bir güvenle bakabiliriz: O Allah’ın güvenine layıktır, O gerçekten her doğru olanı gerçekleştirmekte. Üzerine tüm günahkârların bıraktıkları günahları alarak bizleri dürüst, Allah’ın hoşuna giden, hak etmediğimiz cezalar almaktan korkmayan hür kullar yapar. Aziz Petrus, Kornelius’un ailesinin önünde yaptığı vaazda bakışlarımızı Allah’ın kutsanmışı, Onun kendini göstermesi olan İsa’ya doğru çevirebilmemize yardım eder. İsa geçerken, Allah’ın sevgisi somut olarak görülebilir ve tutulabilirdi.  İsa’yı içimize kabul edelim, böylece yaşamımızı iyileştirmeye, kutsallaştırmaya ve ona anlam vermeye devam edebilsin. İsa’ya bakarak Baba Allah’ın sevincine katılalım. Gerçekten de İsa, insanlara sevgi vererek onları yeniden Allah’ın oğulları yapar!