25/12/2007 - NOEL BAYRAMI
Noel günü aydınlık bir gündür,
ama kim bilir niye, bu günde konuşmaya başlamaktan çekiniyorum.
Düşünceler çok, Kutsal Kitap metinleri güzel ve zengin, etraf Bebek
İsa’nın mevcudiyetinin verdiği duygularla tatlı ve duygulu!
Ne diyebilirim? Konuşma dinlemek isteyen birileri var mı, yoksa herkes
sessizlik mi arzuluyor?
Bugün Allah’ın Sözü somut, görülür,
tutulabilir oluyor. Onu kabul etmek için kulaklar yetmiyor, eller yetmiyor,
gözler yetmiyor, yürek bile yetmiyor. Bu Sözü kabul etmek ve
dolayısıyla Allah’ı dinlemek için bunların hepsi gerekli ve
yine yeterli değil! Bu sebepten benim sözlerim belki engel olabilir, Sözün
yerini işgal edebilir! Eğer sessizliğini yaşamaya
başladıysan, bu satırları bırak ve sessizlikte
dinlemeyi, tapmayı sürdür!
Kelam beden oldu ve aramıza
çadırını kurdu: eğer Kelamı, yani Allah’ın Sözünü
arıyorsam uzağa gitmemeliyim, aramızdadır! Allah burada,
yeryüzünde arzularını gösteriyor, isteklerini ve tesellilerini
veriyor. Etrafıma bakıyorum, birçok insanın çehresini görüyorum.
Allah bana ne diyor? Şöyle diyor: ben onlarla birlikte ve onlar için
buradayım, onları sevmek için. İnsanların sadece sevgiye
ihtiyaçları olan kişiler olduğunu görmüyor musun? Sadece eve,
kıyafete veya ekmeye ihtiyacı olanlar yok. Etrafında yüreklerinde
kimsecikleri olmayanlar da var: bunu soğuk ve boş
bakışlarından, gürültüyü arayışlarından, boş
konuşmalarından, sadece bir sigaraya veya kahveye sarılmaya
alışmış ellerinden, hareket ve değişiklik
arayışlarından görürsün. Etrafında ne kadar çok susuz ve aç
kişi var! Onlar İsa’ya aç ve susuz: bunu bilmiyorlar, bu sebepten
bugün Noel ismini de kullanarak kendilerini biraz daha aldatıyorlar. Sen
Noel veya Doğuş Bayramı deme, İsa’nın Noel’i veya
İsa’nın Doğumu de! Dudaklarında ve
bakışlarında O canlanmalıdır, böylece bugün seninle
karşılaşan İsa’yı düşünebilir!
Bebek İsa’yı Annesinin
ellerinden al: Anne sana Onu yürekten verecektir. Sen Onu tutmaya layık
değilsin, biliyoruz, ama Anne sana Onu yine de verir. Seni korkutmayan o
Bebeğe bak, günahkâr olmana rağmen O sana yine de değer veriyor,
O senden bir şey istemiyor Ona sadece bak. Şimdi Onu sevmen kolay,
çünkü senden bir şey istemiyor. Ona bir şeyler verirsen, mesela biraz
dikkat, biraz sessizlik… bunlar da ta baştan sana Allah’ın
armağan ettiği ve halen içinde olan bir parça iyiliktendir.
Bebeği sev, Ona şefkat ver. Şimdi bebek olarak Onu sevmek için
biraz gayret ediyorsan, konuşmaya başlayacağı zaman ve
kulaklarının dinlemeye alışık olmadığın
şeyleri söylediğinde, Onu dinlemen daha kolay olacaktır. Onu şimdi sev, sana “Ne mutlu ruhta fakir olanlara” dediğinde
Onu yemlikte iken hatırlayacaksın, annesinin fakirliğini,
babasının huzurunu ve Ona fakirlikten başka verecekleri bir
şeyleri olmadığını anacaksın. O, kabul
edildiği fakirlikten utanmıyor, çünkü o fakirlikte sevgi buluyor ve
sevmeyi öğreniyor.
Onu şimdi sev, yanağına
yaklaştır ve öp, böylece Onu, “Ne
mutlu acı çekenlere” dediğinde de, sevebileceksin:
hacını huzurla ve cesaretle taşıyabileceksin.
Onu şimdi sev, böylece sana “Ne mutlu yürekleri saf olanlara” dediğinde
Onu ciddiye alabileceksin: o zamanlarda içgüdülerine hakim olmaktan mutlu
olacaksın, kendi sevgi arzularını takip etmemekten, herhangi bir
kişi tarafından okşanma isteğini izlememekten mutlu
olacaksın.
Onu şimdi, çocukken sev, böylece sana
“öteki yanağını da uzat” dediğinde
bu sözü acayibine gelmeyecektir; aynen sana “yorulmadan
dua et” dediğinde sözünü dinleyeceksin ve “fakirleri, körleri, topal ve sakatları davet et, çünkü onlar bu
davetini iade edemeyecekler” diyerek herkesi
şaşırttığında sen anlayacaksın! Şimdi
Onu kucağına al, böylece Onu dikenli tacı ile haçta
gördüğünde kaçmayacaksın!
Annesi Meryem’e de şefkatle bak. Genç
çehresi Ondan gelen ışıkla aydınlanıyor, bu aynı
ışık dünyaya ümit vermek için senin gözlerinde de
parlamalı. Karanlıklarının açılmasına izin ver:
utancını ve korkunu yenerek Onun adını söyle. Bu
Bebeğin adı, korkuları yönelten ve yüreklerin kapanıp
yaşamlarını kaybetmelerini ve ölmelerini sağlayan ölümü,
yenecektir! Benimle birlikte Bebeğin adını tekrarla: İsa!
Hoş geldin İsa! İşte, ben Seni kabul ediyorum!