27/01/2008 - OLAĞAN DEVRE - 3. Pazar Günü – A

1.Okuma Yeş. 8,23 - 9,2  Mezmur 26 2.Okuma  1 Kor. 1,10-13.17 İncil Mat. 4,12-23

 

Her şeye kadir Peder tek Allah'a inanıyorum: bir babanın her şeye kadir olması nedir? Kutsal Kitap bize birçok kere “Allah’a hiçbir şeyin imkansız olmadığını” söyler.  Bu cümleye bakarak herkes kendi arzularını düşünür. Ama anlaşılması gereken,  Allah’ın bize söz verdikleridir. Onun söylediği sözlerden hiç biri boşuna değildir. O bir şey söylediğinde onu mutlaka gerçekleştirir. Ona hiçbir şey imkansızdır, derken de keyfi hareket ettiğini söylemeyiz. O daima babadır, bu sebepten her şeye kadir olması sevgisinin bir niteliğidir. Baba’nın her şeye kadir oluşunun en büyük ve en güzel gerçekleştirmesi İsa’nın ölümü ve dirilişidir! Her şeye kadir olması sevgisinin her şeye kadir olmasıdır: sevgisi her şeyi yapabilir, ölmemi, kendimi ret etmemi, acılarımı sunmamı isteyebilir: negatif gibi gözükeni Hükümdarlığını kurmak için kullanabilir, acıklı bir durumdan faydalanarak sevgide büyümemi sağlayabilir. Aziz Pavlus şöyle yazar: “Allah’ı sevenler için her şey iyiliğe yarar”. Allah’ın her şeye kadir olması bizim yamuk çizgilerimiz üzerine doğru yazabilen bir sevgidir. Bütün tersliklerimizi kullanarak Onun büyük projelerini gerçekleştiren bir sevgidir. Biz bunu görmediğimiz zamanlarda bile! Madem ki Allah’ın her şeye kadir olduğuna inanıyorum hiçbir şey için sinirlenmemeliyim, kızmamalıyım, her durumda huzurlu olmalıyım, en zor ve karanlık dönemlerde bile ümidimi korumalıyım. Allah’ın her şeye kadir olduğunu bilmek imanımız, sevgimiz için iyi ve güvenli bir temeldir, özellikle de ona itaatimiz için huzur kaynağıdır. Mademki O her şeye kadir, Onun söylediklerinin iyi bir şeyler doğuracağına imkânsız gözüktüğünde bile itaat etmemi sağlar.  Allah’ın her şeye kadir olduğunu düşündüğümüzde Onun gerçek sevgi kaynağı bir Baba olduğunu daima hatırlamamız gerekir.

 

Hıristiyanların birliği için dua haftası yeni sona erdi, ama yaşadığımız ortamda bu birliğin gerçekleşmesi için çalışmamız sona ermedi. Aziz Pavlus birliğimizle daima İsa’nın şahitleri olmamıza teşvik ediyor. Hiç kimse Hıristiyan cemaatlerinin fertlerinin de diğer tüm insanlar gibi egoizm ve kibirle denenmelerinden şaşmamalıdır. Aramızdaki duygusal farklılıklara ve Kiliseye hizmet edenlere karşı doğabilecek az çok ilgiye, şaşırmıyoruz. Duygusal farklılıkların bölünmelere sebep olmasına izin vermemeliyiz. İsa tektir, bizler de Onu zor olduğunda ve haçta gördüğümüzde de takip etmeliyiz. Bugün O, bizleri tövbe etmeye çağırmaktadır. “Tövbe edin, çünkü Göklerin Hükümdarlığı yaklaştı”. Tövbeye davet, değişmeye çağrıdır, düşüncelerimizi ve arzularımızı aşarak Allah’ın kilerine katılmaktır. İsa bunu her karşılaştığı kişiye söylüyor, çünkü herkes Adem’in evladıdır, yani herkes Baba’dan uzaklaştıran yolun üzerindedir. Tövbe edin, yol değiştirin:  arzularınızı gerçekleştirmeyi düşünmeyin, Baba’nın istediğine bakın ve gerçekleştirmeye çalışın, onlar size yaşam ve barış vereceklerdir!

İsa, insanların tövbe etmesinin bir anlık bir şey olmadığını ve tüm zamanların insanlarını tövbe etmeye çağırmak gerektiğini bilmektedir. Bu sebepten hemen ona yardım edecek ve dünyanın her köşesine ulaştıracak, bütün zamanlardaki insanlığa yayacak birilerini çağırmaktadır. O biliyor ki çağırdıkları diğerleri gibidir, yani günahkar ve tövbeye muhtaç, ama cesaretini kaybetmiyor. Onları kendi eğitecek, sabırla, devamlılıkla, kararlılıkla gerçek bir tövbe tecrübe etmelerine sebep olacak.

Bugün İsa’nın çağırdığını ve neden çağırdığını görüyoruz. O, normal insanlar çağırıyor, iş sorumlulukları ve sosyal yaşamda faal insanlar çağırıyor. Bu kişilerin, İsa ile birlikte olmaları için her şeyden, insanlardan kopmaları gerekiyor, ama her şeyden çok kendilerinden, kendi alışkanlıklarından, güvencelerinden kopmaları gerekiyor. Bu ne anlama gelir? İsa bizim için ve tüm dünya için hür insanlar hazırlamak istiyor. Her türlü bağlardan hür olup Baba’ya itaat eden sevgiyi öğrenmelerini istiyor: böylece Sözü müjdelemek ve dünyaya Allah’ın sevgisini yaymak için hazır olacaklardır. İsa ilk çağırdığı dört kişiye kendisinin “Göklerin Hükümdarlığının güzel müjdesini” bildirmek için nasıl çalıştığını göstermektedir, aynı zamanda insanların engellerine karşı ilgisini ve yardım ettiğini de belirtmektedir. Dünyada “karanlıkta… ve ölüm gölgesinde yaşayan” birçok insan ve halklar var: onlar İsa’yı beklemekte ve İsa, Sözü ve Kilisenin kardeş sevgisiyle onların yanlarına gelmektedir. Kilise tarihine baktığımızda birçok ferdinin yaşamını günahkârlara ve engellilere, hastalara adamış insanlarla dolu olduğunu görmekteyiz. Onlar bu kişilerin ruhani ve fiziki iyilikleri için yaşamlarını harcamışlardır. Biz bu Kilisenin üyeleri olmaktan gurur duyarız ve İsa’nın misyonunun devam etmesi için kararlılıkla kendimizi İsa’ya adıyoruz, böylece her insana sevgisini ulaştıracağız ve yaraları iyileştireceğiz.