08/06/2008 - OLAĞAN DEVRE - 10. Pazar Günü – A
1.Okuma Hoş. 6,3-6 Mezmur 49 2.Okuma Rom. 4,18-25 İncil Mat.
9,9-13
Meryem'den vücut alıp insan olmuştur. Tarihin ve ebediyetin en büyük gizemini böyle ifade ediyoruz. Bu
gizem sayesinde diğerlerini de anlayabiliyoruz, yani Allah’ın
babalık ve merhamet gizemlerini, bizim azizleşmemizi, insanın
değerinin büyük olduğunu ve kaderinin Allah’ın
yaşamına katılmak olduğunu anlayabiliyoruz. Allah’ın Oğlu
beden aldı: somut, tutulur, görülebilir insan oldu. Bu haber bir gizem ve
Allah’ın bir armağanıdır. Gizem olduğundan biz bunu
tam olarak anlayamıyoruz, hatta bunu gerektiği gibi ifade bile
edemiyoruz: tasvir edilemez, anlatılamaz! Ama buna rağmen bu gizem
tüm yaşamımızı ve insanlığın tarihini
üzerine dayamamız için bize emanet edildi. Biz bu gizeme inanıyoruz
çünkü İncil bize bundan açıkça anlatmakta ve bunu çok eski
peygamberliklerin gerçekleşmesi olarak göstermektedir. Kadın Havva’ya
Allah yılanın başını ezecek bir nesil söz veriyor,
yani kötülükten güçlü bir nesil! Atalara ise nesillerinden “tüm milletlerin sözünü dinleyeceği” (Yar. 49,10) yani Allah’ın otoritesine
sahip kişinin doğacağına söz verdi. Yeşaya peygamber
ise açıkça bakirenin hamile kalacağını ve
doğuracağı oğlanın “Allah
bizimle birlikte” olacağını söyler. İncil, meleğin
Nasıra’da bulduğu alçakgönüllü genç kızı anlatır.
Peygamberin sözleri ona tekrarlanıp, onda gerçekleşecektir. Kız
alçakgönüllü, ama dünyaya gelmek için bu kızın ‘Evet’ini bekleyen
Allah da daha da alçakgönüllüdür.
Ne zaman ki
insanlar Allah hakkında şikâyet ediyorlar, yalancılığa
alet olduklarını biliyoruz: çünkü Allah’ta hikmet eksik olmaz, her
kararında ve her yaptığında bize olan sevgisi sebebiyle
hareket eder. O bizim neye ihtiyacımız olduğunu, bize neyin iyi
olacağını çok iyi bilmektedir. Ama Allah insan hakkında
şikâyette bulunduğunda Allah’ın doğruyu bildiğinden
şüphe edemeyiz. O adaletsiz değildir, bizi aklayacak bahaneler
bulamayız: eğer böyle bahaneler olsa, O bunları nasılsa
hesaba katmıştır. Eğer Allah bizden şikâyetçi ise
bizim tek yapabileceğimiz göğsümüzü vurmak ve nasıl
değişebileceğimiz hakkında, Ondan tavsiyeler ve fikirler
sormaktır.
Bugün Allah
insanlardan şikâyetçi: “Sevginiz
sabah bulutu ve erkenden uçup kaybolan çiy gibidir”. Sevgimiz Allah’ın
hoşuna gitmemekte, çünkü çok genel, çok devamsız, çok dengesiz.
Sadece dış görünüş ve gözüken ile yetinen bir sevgidir,
derinlemesine gitmeyi ve sadık kalmayı bilmemekte. Aynı
şikâyet veya yakınma İsa’nın dudaklarından çıkar.
En sadık olanlar gibi gözüken Ferisiler bile, Allah’ın kendisinden
uzaklaşanlara gösterdiği sevgiyi, göstermeyi bilmiyorlar. Onlar güna
hkârları sevmiyorlar, onlarla birlik içersinde olmak istemiyorlar ve
böylece tüm kurallara uymayı beceremeyen evlatları Allah’ın sevmediğine
inandırıyorlar. Allah’a mabette kurbanlar sunmaya
hazırdırlar, ama insanları kirlilermiş gibi
yanlarından uzaklaştırıyorlar, onları sevgi ve
tatlılıkla imana geri getirmeyi düşünmüyorlar. İsa onlara
insanları, günahkâr olarak değil, iyileşebilecek hastalar
olarak, görmeyi öğretiyor.
Hasta kişi
iyi bir doktor bulursa iyileşebilir: iyi doktor var, Allah onu
yolladı! İyi doktor, İsa’dır, bulaşmaktan korkmadan
herkesin yanına yaklaşıyor, hatta herkesin yanına giderek
yakınlığının faydalı ilaç olacağından
emin! Allah’ın hoşuna gitmek isteyenler Onu örnek
almalıdırlar. Bu sebepten merhameti öğrenmek ve uygulamak
gereklidir, çünkü merhamet Allah’ın özelliğidir. Günahkârlara
karşı merhametli olmayan kişi, kendini Allah’ın evladı
veya arkadaşı sayamaz. İsa, kendini hepimizin ihtiyacı olan
doktor olarak göstermekten çekinmez, çünkü hiçbirimiz günahsız
değiliz. Bu, İsa’nın öğrencisi olmak isteyenlere
verdiği ilk öğretidir. Nitekim o anda İsa, Matta’nın
çağrısını kutlamak için onun evinde sofradaydı. Matta İsa’yı izleyebilmek için her
şeyini bırakma fırsatı henüz olmamıştı,
sadece karar vermişti, ama hemen bu öğretiyi duyuyor. O da, işi
icabı günahkar sayılmakta. Evine İsa’yı, Rabbi, kabul
ederek Allah’ın sevgisinin bir kişinin geçmişine bakmakla
yetinmeyip tersine geleceğine baktığını
öğreniyor. O, İsa ile işbirliği yapabilecek, çünkü İsa
onun geçmişine bakmamakta!
Tüm Kilise
doktor ve ilaç olmalı ve günahkârı kabul ederek İsa’ya
yaklaşmasını sağlamalı, ona ihtiyacı olan
merhameti vererek başkalarına da vermeyi öğretmelidir. Ben de: “Suçlarımız için ele verilen ve
aklanmamız için dirilen” İsa sayesinde O’nun Kilisesinin üyesiyim. Bu Kilise içersinde
her gün benim gibi İsa’ya, yani Allah’ın kurtuluşuna
ihtiyacı olan kişiler için dua edeceğim. Böylece Allah, hepimizin
günahlarını silecek ve O’na dönen evlatları için
hazırladığı bayrama hep birlikte katılabileceğiz!