15/06/08 - OLAĞAN DEVRE – 11. Pazar Günü
– A
1.Okuma Çıkş. 19,2-6 Mezmur
99 2.Okuma Rom. 5,6-11 İncil Mat. 9,36-10,8
“İnsan
olmuştur”. Noel Bayramında bu sözleri söylediğimizde diz
çökeriz. Biz hakikaten gerçekleşen Allah’ın bu projesine
tapınıyoruz. Allah’ın kendisi insan oldu. İlahi sevginin
tamlığı bir fikir, bir düşünce, bir hayal değil, somut
bir gerçektir. Allah kendini insan için öyle büyük bir sevgiye
kaptırdı ki doğasını aldı ve bizim gibi biri
oldu. Biz bu gizemle Allah’ın bize gösterdiği yakınlığı
tam olarak anlıyoruz. Bizler günahkârız, dünyayı acı dolu
bir yere çevirebiliriz, kötülük sebebiyiz. Allah buraya, yanımıza
geliyor. Bizim kirli ve kötü yöntemlerimize işbirliği yapmaya
gelmiyor, egoizmlerimizi desteklemeye gelmiyor, tersine bizim ona
gösterdiğimiz bu araziye yenilik tohumları ekmeye geliyor. O, kendini
insanlığa yeni bir insanlığın tohumu olarak ‘ekiyor’,
öyle ki insanlık Baba’nın herkese olan sevgisini yaşayabilsin.
Bu arazi bizi temsil eder, ve İsa kendini bu araziye, ölecek ve bu şekilde
ürün verecek tohum olarak, koyar. Araziyi ölüm kampından yaşam
kampına çevirmek için tek yol, budur. “İnsan
olmuştur!”. Durumumuzun fakirliğini ve tehlikesini
yaşadı, böylece bizler de Onun ebediyetinin gücünü ve garantisini
elde ettik. O, insan olalı, artık kirli, kötü ve acı sebebi
olmaya mahkum değiliz, tersine
ilahi eylemleri, yani sevgi eylemlerini gerçekleştirebiliriz, teselli,
barışma, huzur taşıyıcıları oluruz. Bunu da
sadece O, ve yalnız O yanımızda olduğu için yapabiliyoruz!
Allah halka Musa
aracılığıyla konuşmaya devam ediyor. Tepeye çıkan
Musa’dır, Allah’ın Sözünü dinleyip halka anlatan da o’dur. Allah,
Musa’nın ağzından, zekâsından, iyiyi ve kötüyü ayırt
etme kabiliyetinden faydalanır. Musa da, Allah’ın tekliflerini halka
anlatmak için uygun sözleri, zamanı ve yeri seçer. Musa’nın sözlerine
itaat edenler Allah’a itaat etmiş olacaktır, mükâfat olarak da
Allah’ın mirası olacaklardır, yani diğer milletler için
Allah’ın varlığının ve sevgisinin belirtisi
olacaklardır.
İsa
geldiği zaman, büyük vaatleri alan halkın bulunduğu
zayıflığın farkına varır. Halk, önderleri
yüzünden artık Allah’ın Sözünü dinlemiyor ve dolayısıyla
Baba’nın sevgisini gösteremiyor! İsa gördüklerini öğrencilerine
söylüyor: çobanlarını kaybetmiş kuzular gibi yolu
şaşırmış insanlar, rehberleri yok, gıdaları
yok, huzurları yok. İsa ne yapabilir? Her şeyden önce
öğrencileri duaya çağırıyor: onlar hararetle birinin, halka
ebedi yaşam için gerekli ruhani gıdayı vermek için,
Allah’ın hizmetine girmesini dua etmeliler! Dua etmek, o arzunun
gerçekleşmesi için kendini hür olarak ve sevgi ile sunmaktır. On
ikileri böyle hazırladıktan sonra, İsa onları rehber, çoban
olmaya çağırır. Onlar halka gerçek Allah’ı tanıtacak
ve yakın olduğunu belirtecekler. Bu on iki kişiyi İsa, tek
tek olarak, adlarıyla çağırır ve onlara vereceği
vazife için gereken yetenekleri de verir. Onlara “kötü ruhları kovma ve her çeşit hastalığı
iyileştirme” gücünü verir. İnsanların acı çekmesine
sebep olan kötülük daima düşman şeytan tarafından
sağlanır. Şeytan insanların yüreklerini Allah’tan
uzaklaştırır ve dolayısıyla onları mutsuz,
memnuniyetsiz kılar, yüreklerini egoist, yalancı,
kandırıcı duygularla doldurur ve kendini kötü hissetmeye ve
hastalıklara sebep olur. Hükümdarlığın “işçileri” bu
kötülükle kökünden savaşmaları gerekir ve bu sebepten insan
yüreğinden kötü ruhları kovalarlar. Onlar İsa’yı
müjdeleyerek insanların gururdan, kıskançlıktan,
ahlaksızlıklardan, zenginliğe bağlılıktan, başkalarından
üstün olma arzusundan, kendini beğenmişlikten, ev ve iş
hayatındaki sadakatsizliklerden, yalancı dindarlıktan,
yüzeysellikten, Allah’ın arzusunun dışında alınan
kararlardan kurtulmasını sağlar. İsa onlara bu ruhları
yenecek gücü verir, onların
varlığını ve tehlikesini anlama gücünü verir ve
dolayısıyla yüreklerden kendi adına, Baba’nın bize olan
sevgisinin adına uzaklaştırma kabiliyetini verir. Baba’nın
sevgisinin bildirilmesiyle ne kadar çok psikolojik ve dolayısıyla
psikosomatik hastalık iyileşecektir!
Öğrenciler
sadece Rabbin onlara dediklerini yapmaları gerekecek: onlar sadece “İsrail halkının
kaybolmuş koyunlarına” gideceklerdir. Onların
çalışma alanı daha sonra genişleyecektir. Her şeyden
önce Allah’ı tanıyan halkı iyileştirecekler, sonra İsa
dünya için yaşamını verdikten sonra onları bütün halklara
yollayacak. Her yerde Allah’ın hükümdarlığını vaaz
edeceklerdir, yani sevgisini ve Kralın, yani İsa’nın
varlığını bildirecekler! Bu iyileştirici, yaşam
veren ve şeytandan kurtaran, hür kılan sevginin meyvelerini
verecekler, Allah ve insanlar ile birliği engelleyen davranışları
yok edecekler. Öğrenciler kendilerinin kimsenin kurtarıcısı
olmadıklarının bilincinde olacaklar, çünkü tek
kurtarıcı daima ve yalnız İsa’dır. Aziz Pavlus der ki,
“biz daha günahkârken”, bize Baba’nın sevgisini vermeye gelen,
O’dur. Düşmandık, bizleri barıştırdı. O halde
bizler Allah ve Oğlu ile gururlanıyoruz, çünkü O
yaşamımızı ilahi kata yükselterek bizleri kendisi ile
beraber tüm dünyanın kurtuluşu için işbirlikçi yapar.