01/11/2008 - TÜM AZİZLERİN BAYRAMI
Birinci okuma Ap 7,2-4.9-14 Mezmur 23
İkinci okuma 1Gv 3,1-3 İncil Mt 5,1-12
Tüm Azizler
Bayramında, Matta İncilinden İsa’nın, öğrencilerine ve
kalabalığa kendini tanıttığı sözleri okuyoruz. O
dağın tepesine çıkıyor ve ardından herkes onu takip
ediyor. Musevi olsaydık bunun büyük ve belirtici bir olay olduğunu
hemen anlardık. Dağa çıkmak Musa’nın, Allah ile
konuşmak için çağırıldığında, yaptığı
şeydi. Musa dağa tek başına çıkmalıydı ve
tüm halk ise aşağıda beklemeliydi. İsa ise dağa
çıkıyor ve beraberinde herkesi alıyor: tüm insanlar Onunla
birlikte Allah ile karşılaşabilir ve Onun sözlerini duyabilir.
Dağın tepesinde ise yere oturarak konuşuyor, yani Onda Rab otoritesi
var: Allah’ın insanlara yöneltmek istediği mesaj, İsa’nın
sözleridir.
İsa’nın
karşısında yalnız günahkarlar durmaktadır, onlar
Vaftizci Yahya tarafından tövbe etmeye
çağrılmışlardı. İsa günahkarlara konuşuyor
ama onları azarlamıyor. Onları sadece tatlılık ve
merhametle sevmek ister gibidir. Onlara kendi günahlarına
bakmalarını söylemiyor; yaşamlarına da o ana kadar
yaptıkları gibi devam etmelerini de söylemiyor. O,
arzularını değiştirecek şekilde konuşuyor, onlara
yeni varış noktaları sunuyor, bu dünyanın
gözüktüğünden başta türlü olabileceğini hissettirtiyor.
Onu
dinledikten sonra öğrencileri ve kalabalık, yeni bir şekilde
nefes almaya başlıyor, yaşamlarına yeni bir anlam veriyor,
acılarından fayda görüyor, adalet ve kardeşlik
arzularının gerçekleşebileceği ümidine
kapılıyorlar, hayal ettikleri dünyanın mümkün olabileceğine
inanmaya başlıyorlar, çünkü bunu Allah’ın kendisi istemektedir.
İsa’nın
cümleleri Kutsal Kitabın en güzel cümleleri gibi
başlamaktadırlar:
Ne mutlu adalete uyanlara. (Mez 106)
Ne mutlu Onu özlemle bekleyenlere. (Yşa 30,18)
Ne mutlu sabırla bekleyene. (Dan 12,12)
Ne mutlu bilgelik konusunda düşünceye dalan
kişiye! (Şirak 14,20)
Ne mutlu beni dinleyenler, her gün kapımı
gözleyen, kapımın eşiğinden ayrılmayan kişiye!
(Özd 8,34)
Ne mutlu Rab’den korkana, O’nun yolunda yürüyene! (Mez
128)
Ne mutlu sana güvenen insana (Mez 84)
Ne mutlu yoksulu düşünene. (Mez 41)
Bu
şekilde o yeni bir şey başlatmak istemediğini
anlatıyor, ama sadece Allah’ın dinleyici ve işbirlikçi
bulabilseydi, her zamandan beri istediğini gerçekleştirmek
istediğini söylüyor. Şimdi İsa, Allah ile beraber
yaşamanın ne kadar güzel olduğunu göstermek istiyor! Onu
dinleyen ve takip eden olacak mı? Kalabalığın içersinde
Allah’ın yaşamının yeniliğini, Allah ile ve Allah için
yaşamayı kabul eden birileri olacak. Bu bir yeniliktir çünkü
yaşamdan günaha götüren ve dolayısıyla acı veren her
şey yok olmalı. İşte İsa şöyle diyor: Ne mutlu ruhta fakir olanlara, yani
ümitlerini zenginliklere bağlamayanlara; onlar zenginliğin daima
aldatıcı olduğunu biliyor, bu yüzden onu arzulamıyorlar
bile! Kendi ve başkalarının günahları için üzüntüde ağlayanlara,
ne mutlu! Onlar kendi yaşamlarını ve üzüntülerini Allah’a
teslim ederler o zaman Allah kendisi onlarla ilgilenecek ve onları teselli
edecek! Ne mutlu uysal olanlara, ne
insanlardan ne Allah’tan iddia ile bir şey beklememekteler: yeryüzünde
olan azla yetinmeyi biliyorlar. Aynen İsa mutluluklara devam ediyor ve öç
almayanları övüyor, çünkü onlar insanların kötülüğünü merhametle
yenmekteler. Sonra da, “Ne mutlu doğruluk uğruna eziyet çekenlere”
diye ilan etmektedir. Bu mutluluk, Allah ve insanlar ile adaletli olmayı
arzu edenler içindir: Allah mutlaka
arzularını gerçekleştirecektir.
İsa
günahkarları azarlamıyor, ama onları günah işlemeye
götürmeyen şeyleri arzulamalarını sağlıyor, bu,
onların bulunduğu zayıf ve zavallı durumdan
kurtaracaktır.
İsa’yı
şimdi dinleyen de günahkardır: bizler günahkarız. İsa bizi
azarlamıyor, ama arzulamamız gerekeni gösteriyor. Zenginlikler,
önemli yerler, insani adalet arzulamaya devam edersek, günahın etkisi
altında olmaya devam edeceğiz. Göklerin şeylerini arzulayarak
ise, bizi kötülüğe sürükleyen döngüden çıkaracağız ve Baba
Allah’ın kutsamasının, İsa’ya itaatin, Ruh’un
azizliğinin etkisi altına gireceğiz.
Azizler
İsa’yı dinlediler ve arzularını değiştirdiler!
Böylece yaşamları Allah’ın Oğlununkine uygun oldu! Biz
onlara hayranlıkla bakıyoruz, onların şahitliklerinden ve
sevgilerinden mutlu oluyoruz: bugün onlardan öğrenebilme, onların
örneğini takip edebilme ve başlattıkları işleri devam
ettirebilme lütfunu Baba’dan diliyoruz.