RABBİN GÖĞE YÜKSELİŞİ BAYRAMI -7ª A-

Birinci okuma  Hav.İşl. 1,1-11  Mezmur  46

İkinci okuma Ef. 1,17-23   İncil Mat. 28,16-20

 

“Her şey onun aracılığıyla yaratılmıştır”. İman duasının ilk bölümünde Peder Allah’ın tüm evrenin yaratıcısı olduğunu söyledik. Mademki Oğul da Allah, o da mı yaratıcı? Elbette Oğul da Allah’ın yaratıcı eylemine katılıyor. Biz yaratılışın onun sayesinde gerçekleştiğini, Yeni Ahitten cümleler tekrar ederek söyleriz. İncil yazarı Yuhanna önsözünde şöyle diyor: “Her şey O'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O'nsuz olmadı” (1,3). Aynı şeyi aziz Pavlus da Koloselilere mektupta tekrarlar: “Her şey O'nun aracılığıyla ve O'nun için yaratılmıştır” (1,16). Oğul Babanın yaratıcı eylemine, Oğul olduğu için ayrı ve değişik şekilde katılıyor! O Allah’ın Sözüdür, Allah’ın vermek ve paylaşmak istediği sevgi projesidir: bu sevgi vasıtasıyla Allah her şeyi yaratır. Bu sebepten biz her şeyde Oğul’un izini ve damgasını buluruz. O, bu yolla bizlerin etrafımızı saran şeyleri görmemize yöneltir, örneğin: Ben yol, ışık, kapı, ekmek, bağım dediği zamanlar. Bu gerçeklerin her biri bizlere Babanın sevgisinin bir yönünü gösterir ve Oğul bu gerçeklerin hepsini ihtiva eder. Biz Hıristiyanlar her şeye Allah’ın ışığıyla bakmaya alışmalıyız,  her yerde Onun sevgisinin yansımalarını, dolayısıyla da Oğlu İsa’nın özellikli niteliklerini görmeye alışmalıyız. Keşke bizler de, birçok aziz yaptığı gibi, bunu yapmayı bilsek! O zaman daha huzurlu ve sevinçli olurduk, düşüncelerimiz de daha derin, elbette daha iyimser olurduk!

 

 “"Ey Celileliler, neden böyle göğe bakıyorsunuz? Sizlerin arasından göğe yükselmiş olan bu İsa, göğe çıktığını nasıl gördünüzse, aynı şekilde yine gelecektir". İsa’nın göğe çıkışı büyük bir gizemdir, yani Babanın insanlara olan sevgisini gösteren ve saklayan bir olaydır. Saklamaktadır, çünkü ilk bakışta bu olayı anlayamıyoruz, gözlerini göğe kaldırarak bulutlara ve mavi göğe bakan havariler gibiyiz, Allah’ın bize konuşmak için kullandığı maddi yöne bakmaktayız. Ama imanımızla ilgili olduğunu anladığımızda bize olayı belirtmektedir. Olaya ruhani bir derinlikle bakarız. Melekler bu olay hakkında bir peygamberlik diye konuşurlar, döneceğinin işaretini görürler: bulutlar üzerinde dönecektir! Bu detayla, unuttuysak veya göz ardı ettiysek, şunu da anlıyoruz: İsa, Peygamber Daniel’in bahsettiği insan oğludur (7,13-14): “Gece görümlerimde göğün bulutlarıyla İnsanoğlu'na benzer birinin geldiğini gördüm. Eskiden beri var olanın yanına doğru ilerledi, onun önüne getirildi. Ona egemenlik, yücelik ve krallık verildi. Bütün halklar, uluslar ve her dilden insan ona tapındı. Egemenliği hiç bitmeyecek sonsuz bir egemenlik, krallığı hiç yıkılmayacak bir krallıktır”. İsa’nın göğe çıkışı olayı da bize İsa’nın kişiliğini ve Allah’ın planlarındaki yerini gösterir. Gerçekten de, yanımızda Öğretmen ve arkadaş olarak gördüğümüz İsa, halkların yargıcı, tüm dünyanın hesap vermesi gerekendir. Bu sebepten onu tanımış, dinlemiş ve sevmiş olmaktan, her an daha da minnettarız, sözünün ebedi değerinden eminiz, dolayısıyla da doğru ve gerçek yolda olmaktan eminiz. İsa’nın göğe çıkması Allah’ın ona verdiği değerin artı bir kanıtıdır. O daima Baba’nın yanında olacaktır, kimse onun yerini alamayacaktır: Ondan sonra gelecek olan bütün ‘muhterem’ insanlar, kendilerini Allah gösterirse veya onun tarafından yollandığını söylerlerse, yalancıdırlar ve kandırmaya çalışmaktadırlar. Her çağın, bizim çağımızın dahil, kendine has dolandırıcıları var.  İsa her zaman için Allah’ın sağındadır. Bu tahtından da yeryüzündeki zor yürüyüşümüzde bize yardımcı ve destek olması için, Kiliseyi korumak ve aydınlatmak için Ruh’unu yollar. Kilisenin var olmasını O istedi ve insanların daima yanında onları birlik içersinde toplayarak Baba’ya götürmesini de O istedi. Onun yolladığı Ruh, zayıf ve korkak olan insanları güçlü ve cesaretli kılacak, Onun güzelliğinin ve gerçeğinin şahitleri, herkesin ebedi kurtuluşunun sadece Onun olduğunun şahitleri olmalarını sağlayacaktır. İkinci okumada  bu konu hakkında  aziz Pavlus konuşuyor; İncil’de İsa, tüm havarilerini tüm dünyaya yollayarak, somut bir şekilde aynı konudan bahsediyor. 

Bu konu hakkında aziz Pavlus da konuşur. Özellikle de  İsa’nın tüm havarilerini tüm dünyaya yollamasını anlatır. Onların misyonu tüm halklar için, çok eski dinler takip etmekten gururlananlar için de gereklidir. Bu dinler insanların yeryüzündeki yaşamlarını iyileştirmemektedir ve onu acı çekenlerin kardeşi olmaya hazırlamamaktadır, birlik, barış ve kurtuluş vermemektedir. Babanın sağında oturan İsa, herkes için armağandır, yeryüzündeki tüm halkları aydınlatabilecek ve ısıtabilecek güneştir, hangi ırktan olursa olsun her insanın yüreğindeki iyilik tohumlarını yeşertebilecek güçtür.

Göğe çıkan İsa, teşekkürler: seni bekliyoruz ve senin gelişini Sözüne itaat ederek hazırlıyoruz!