19/12/2010 - Noel Bayramına Hazırlık Devresi –04. Pazar Günü - A
1.Okuma İş. 7,10-14 Mezmur
23 2.Okuma Rom. 1,1-7 İncil Mt.
1,18-24
Kim vaftizi
kutluyorsa şeytanın yüzüne tükürüyormuş gibi olur. Eskiden bu
davranış gerçekten yapılırmış. Vaftiz adayı
vaftiz kurnasına inmeden önce, Şeytana ve tüm yalancı etkilerine
vazgeçtiğini belirtmek için batıya doğru dönüp tükürüyordu.
Günümüzde bu töreni birkaç cümleye indirgedik. Kim vaftiz sırasında
verilmiş sözleri yeniliyorsa, Şeytandan ve işlerinden
vazgeçtiğini yeniden söylüyor. Belki de, bunu yapanlar bu vazgeçmenin ne
kadar önemli olduğunun bilincinde değildir. Şeytanın
ayartıcı işlerine bir isim vermemiz gerekirse, her gün ve her
yerde var olduklarını görürüz. Şimdi bunu yapmayı deneyelim
mi? Şeytanın ayartıcı etkileri seni Baba’ya güvenmekten
uzaklaştıran her şeydir: “fal” gibi çok basit şeylerden
başlayalım. Geleceği öğrenmeyi istemek, Şeytan’dan
gelen ayartmadır, çünkü Tanrı’ya ve hikmetli sevgisine olan senin
güvenini sarsar. Ayrıca bu merak senin büyücülere, falcılara
yönelmeni sağlıyor: hepsi Tanrı’nın
düşmanının bilinçli ya da bilinçsiz hizmetkarlarıdır.
Kendini “iyi” hissetmek ve bütün arzularını gerçekleştirmek için
tavsiye edilen bazı yollarda saklanmış güç arzusu ve kendini
beğenmişlik de şeytandan gelir. Bu yöntemlerde kardeşlik
sevgisi yok, sadece benlik ve egoizm vardır. Esrara ve kolay para kazanma
yollara (piyango, tombala çekilişi, vs.) olan çekicilik şeytanın
ayartıcı eseridir. Yaşam değiştirmen gerekmeden, sana
her şeyi sunan “ucuz - kolay” dinler de şeytandan, senin için haçta
ölmemiş olandan gelir. Egoizmine göre ve, evli isen, tek başına
yaptığın seçimler, onlar da şeytanın işleridir.
Liste uzayabilir: Baba’nın sevgisinden ve hikmet yolundan
uzaklaşmanı isteyen her şey şeytandan gelir. Vaftiz
olmayı isteyenler bunlardan vazgeçer, vaftiz olmuş olanlar ise
bunlardan vazgeçmiştir! Kutsal vaftiz ile içimizde Rabbin
başlattığı yeni yaşamı yaşamak için neyin
şeytanın tavsiyesi neyin ise Tanrı’nın ilhamı
olduğunu ayırt etmek gerekir. Bunun için yanımızda birinin
bizimle birlikte dinleyip ayırt etmesi ve doğruyu seçmemize
yardım etmesi gerekir. Bu sebepten vaftizde bir vaftiz annesi veya
babası vardır. Ancak günümüzde bu kişi önemini yitirmiştir,
çünkü seçilen kişiler, iman ilkesine göre değil, sadece
arkadaşlık veya akrabalık sebebinden seçilir. Maalesef de bunlar
daima imanlı kişiler değildirler. Fakat ciddi ve olgun bir
şekilde imanda yürümek isteyen kişi, bir ruhani baba arar, kendisini
dinleyecek, yüreğini açabilecek, yapacağı seçimlerde onunla tartışabilecek,
önemli kararlarda kendisine tavsiye verebilecek bir kişi arar.
Yusuf “doğru” bir insan ve bu sebepten seçimlerini ilahi
Yasa’nın ışığında almaya
çalışıyor. O, Tanrı’ya itaatsizlik yapmak istemiyor,
aynı zamanda ona söz verilen eşin olabilecek bir “günahını”
etrafa yaymak istemiyor. Tanrı’ya olan sevgisi, evine götüreceği
kıza karşı da sevgi olmaktadır. Yusuf’un durumu zor bir
durumdur, ama o, Tanrı’ya ait olmak istediği için, Tanrı ona yardımcı
oluyor ve sorununu çözüyor: Yasa’yı aşmasına yardım ediyor.
Tanrı Yusuf’un sorununu çözüyor, ama, aynı zamanda, bu “sorununun”
Kendisinin bir “planı” olduğunu belirtiyor. Hatta bu olay ile ilahi
merhametin tüm “planları” gerçekleşeceklerdir. Yusuf, uykusundan
uyandığında, insanların anlayamayacağı kadar
büyük bir gizemi saklaması ve belirtmesi gerektiğini bilmektedir: Bu,
Tanrı’nın istediğidir. Herkes onu, doğacak bebeğin
babası sanacaktır ve onun hiçbir zaman yapmayı
düşünmediği bir şeyi yapmış olmakla suçlanacaktı.
Ama Yusuf, bu bebeğin onu hor görenlerin de kurtarıcısı
olacağını bilmektedir. Yusuf insanların önünde kendini
koruyamazdı: Zaten kimse ona inanmazdı. Sessizlik içersinde
yaşamalı ve sessizlikte acı çekmelidir, aynı zamanda Tanrı’nın
herkese göstereceği merhametin aracısı olmaktan da mutlu olacaktır.
Ne büyük gizem! Tanrı’nın planları ne kadar karmaşık
ve, aynı zamanda, ne kadar basit olmaktadır! Onlar harikadır,
sadece, şüphe etmemize ve kötü düşünmemize sebep olan
günahımız, onları karışık ve
anlaşılmaları zor, kılmaktadır. Fakat
günahımız affedilecek ve ondan kurtarılacağız, o zaman
Tanrı’yı anlayacağız ve Yusuf’a, rüyasında
konuşan meleğe hızla “evet” dediği için teşekkür
edebileceğiz. Noel Bayramına hazırlandığımız
bu dördüncü Pazar Gününde Rab, küçüklüğümüzü ve zekamızın
zayıflığını bize göstermek istemektedir. İnsani
problemlere çözümler, sevgisinde vardır ve bütün kapasitelerimizden
üstündürler. Kral Ahaz, Tanrı’nın, yaşamında
çalışmasına izin vermemekte, çünkü Tanrı’nın,
kendisinden akıllı ve bilgeli olmadığını
düşünüyor. Peygamber ise ona, Tanrı’nın eserini bildirmektedir,
Yusuf da bunu gerçekleştirenlerden biri olacaktır.
Tanrı’nın eseri şu olacak: “Bakire bir oğul
doğuracaktır”. Çocuk doğduğunda İsrail ve tüm
milletler için bir dönüm noktası olacaktır. Aziz Pavlus artık
gerçekleşmiş bu yenilik esnasında yaşar, ama bu
yeniliğin daha müjdelenmesi ve tüm milletler tarafından kabullenmesi
gerektiğini bilmektedir. Pavlus, bu yeniliğin havarisi olmayı
kabul etti ve Roma Hıristiyanlarının bu dünyada olabilecek en
güzel eyleme katılabilmelerinden mutludur: “Her ulustan insanların iman edip Tanrı’nın sözünü
dinlemesini sağlamak”. İman da, Beytlehem’de evimizdeymişiz
gibi kalarak, “doğru insan” Yusuf’un yanı başında
olmamız için bizi yönlendirecektir.