01/01/2011 KUTSAL MERYEM TANRININ ANNESİ
1.Okuma Sayılar 6,22-27 Mez 66
2. Okuma Galat. 4,4-7 2
İncil Lk 2, 16-21
Tanrının Annesi! Bu, Meryem
için kullanabileceğimiz en güzel unvandır. Meryeme Annemiz
dediğimiz zaman, ona en şefkatli unvanı vermiş oluruz,
fakat onun için en gerçek unvan, Tanrının Annesi olmaktır.
Nitekim bu unvan, Meryemin dile getirilemez bir şekilde Oğluyla
olan birliğini ifade etmektedir. Tanrının Annesi! Onun
Oğlu, Tanrının Oğludur, O Tanrı ki, Meryem bir
insanoğlu doğurabilsin diye, onun hayatına yepyeni bir
şekilde müdahale etmiştir. İsa, hem insan hem de
Tanrıdır, bunun için Meryem Tanrının Annesidir. O,
Yaratıcı olan Tanrının yaratılmış olan
Annesi, sınırsız Tanrının küçük Annesi,
kutsallığın kendisinin kutsal Annesidir. Yapılabilecek her
övgü Meryemin varlığını ifade etmek için yetersizdir.
Bunun için bizler Meryemi, sözlerle, unvanlarla ve
kutladığımız bayramlarla, son bulmayacak bir şekilde
övüyor ve kutsuyoruz. Gerçekten de, Meryem için düşünebileceğimiz ve
gerçekleştirebileceğimiz her unvan ve her kutlama sadece, bize onu
Anne olarak vermiş olan Tanrının yüceltmesinin bir
şeklidir. Ne için Tanrı bizlere Meryemi Anne olarak
bağışlamıştır? Çünkü O, Meryemi kendi hizmetine
almış ve Meryem de bunu, sevinç ve sevgiyle, kabul etmiştir.
Meryem, Tanrının sevgisinin hizmetkarıdır; Onda, en alçak
gönüllü küçüklük ve en saygıdeğer büyüklük buluşmaktadır.
Aziz Pavlus, İsanın doğumundan bahsederken çok kısa
konuşmaktadır, bir kadından doğdu. Havari;
İsanın Annesinden, bu gerçeğin dışında
başka bir şey söylemeden, sadece burada onu anmaktadır;
aslında onunla ilgili en büyük gerçeği söylemekte, çünkü ondan
Tanrının Oğlu olanının doğduğunu
belirtmektedir; O Oğulun Ruhu bizlere, Abbà, Baba diye
haykırmamız için gönderilmektedir.
Bu gün İncil bizlere
Tanrının Annesini sessizlik içinde göstermektedir. Onun
sessizliği; dinlemek, derin bir şekilde düşünmek ve
kucağında tuttuğu Söze; Tanrıya hayranlıkla
bakmaktır. Meryemin etrafında büyük bir hareketlilik bulunmaktadır:
Gelip giden, konuşup anlatan çobanlar, sonra da sünnetten sorumlu olanlar
var; bunlara Meryem, çocuğun gökyüzünde sahip olduğu ismini
söylemelidir. Meryemin sessizliği, söylenen ve yapılan her
şeyden daha anlamlıdır. Bizler onun sessizliğinden büyük
şeyler öğrenmekteyiz, öğrendiklerimiz de
yaşamımızı olgunlaştırmaktadır. Bu
şekilde Tanrının niyetlerine dikkatle bakmayı beceriyoruz
ve mademki bu niyetlerini hala anlamamaktayız; sabırla beklemeyi
öğrenmeliyiz ve de öğreniyoruz. Meryemin sessizliğinden
dinlemeyi öğreniyoruz, dinlemek de gerçek sevginin ilk
adımıdır.
Meryemin dinleyişi, Oğluna
bağlı olarak geçireceğimiz yeni sivil bir yılın
başlangıcını belirtmektedir. Bu Oğul kutsamamız
olacaktır. Harunun bir zamanlar İsrail halkına vaat ettiği
bu kutsama; bugün bize de bu şekilde ilan edilmektedir, Rab seni
kutsasın ve korusun! Rab yüzünün nuru ile sizi aydınlatsın ve
lütfunu size bağışlasın! Rab size yüzünü göstersin!
Barış ve huzur versin! Barıştan tam da bugün
bahsedilir; çünkü bugün barış günüdür. Barış nedir? O, bir
gizemdir. O, bizim için Tanrının isteğidir. Bu isteği
sadece İsa Mesih gerçekleştirebilir. Aziz Pavlus, O,
barışımızdır demektedir. İnsana sevinç,
doluluk, iç huzuru veren gerçek barış insanlardan gelmemektedir.
İnsanlar bunu hiç kimseye vermeyi becerememekte ve kendileri için de
alamamaktadırlar. Gerçek barış İsadır.
Yüreğimizde yaşayan İsa; ailelerimizde yaşayan İsa,
dünyada yaşayan İsadır. Bunun için Annesine, Ona
hayranlık ile bakmak için, Onu sevmek için, Onunla olan birliğimizi
korumak için bütün yıl boyunca bize yardım etsin diye daha çok
yalvaralım.